Ebu Said [r.a.) maruz kaldığı aclık yuzunden karnına taş bağlayan sahabedendi. Validesi ona,

- Kalk, Resul-i Ekrem'e(s.a.v.) git, ondan bir şeyler iste. Falan adam Resulullah'a gitmiş, o da onun imdadına yetişmiş. Filan da gitmiş, o da nimete nail olmuş. Haydi, sen de git, belki bir hayırla donersin, dedi.

Ebu Said [r.a.) ise annesine cevaben,

- Hele dur bakalım, bir şeyler arayalım, bulamazsak oyle gidelim, dedi. Fakat butun aramaları ve gayretleri boşa cıktı. Bunun uzerine caresiz, Resulullah Efendimiz'e [s.a.v.) gitmeye karar verdi. Allah Resulu'nun (s.a.v.) huzuruna girdiğinde, onu hutbe irad ederken buldu ve hutbeyi dinlemeye koyuldu. Resul-i Ekrem (s.a.v.)hutbesinde şunları soyluyordu:

"İffetli olanı Allah iffetli kılar. Zenginlik dileyeni Allah [c.c.] butun alemden mustağni kılar.
Ebu Said [r.a.], bu sozu işittikten sonra, Resulullah 'tan [s.a.v] bir şey istemeye cesaret edemedi ve eli boş bir vaziyette evine dondu. Kendisi bundan sonraki halini şu şekilde anlatıyor:

"Resul-i Ekrem'den (s.a.v.) bir şey isteyemeden evime donduğum halde, Cenab-ı Hak bize rızkımızı gonderdi; işimiz o kadar yoluna girdi ki ensar icinde bizden daha zengin bir kimse yoktu."
__________________