
Efendimiz, yaratıkların rutbece en ustunudur, birincisidir.
Varlık (varolma) sırrını anlayabilmek, Yaratan'ı doğru olarak bilmek icin Peygamberin oğretilerine muhtacız.
Allah'ın Kitabı olan Kur'Ân'ı doğru olarak yorumlamak icin yine ona muhtacız.
İslÂm dinini hayata (elimizden geldiği nisbette) en guzel şekilde hayata uygulayabilmek icin yine HÂce-i KÂinat Efendimizin rehberliği şarttır.
Zamanımızda bazı icazetsiz ilÂhiyatcıların "Peygamber bir postacı idi, İslÂm dinini tebliğ ettikten sonra oldu gitti, işi bitti

Allahu TeÂlÂ'nın kunhunu ve mÂhiyetini bilemeyiz ama O'nun sıfatlarını, O'nun kemal sıfatlarla sıfatlı olduğunu, noksan sıfatlardan munezzeh bulunduğunu, Hz. Muhammed'in getirdiği Kur'Ân'la, Kur'Ân'ı tefsir eden Sunneti ile; onun vÂrisleri, vekilleri ve halifeleri olan Rabbanî Âlimlerin acıklamalarıyla biliriz.
İslÂm, carşıdan pazardan rasgele alınan kitaplarla oğrenilmez. Peki nasıl oğrenilir? Rehberlik (initiation) yoluyla ve eğitimi ile oğrenilir.
Rehberlik eğitimi ne demektir?
Kısaca acıklayayım:
Allah Peygambere İslÂm'ı oğretmiş.
Peygamber Ashabına doğru ve eksiksiz olarak oğretmiş.
Ashab TÂbiîne oğretmiş.
TÂbiîn, Tebe-i TÂbiîne oğretmiş.
Sonra her kuşağın icazeti Âlimleri, fakihleri, muctehidleri, imamları, allÂmeleri genc kuşağa oğretmiş.
Boylece bu oğreti gunumuze kadar gelmiş.
Rehberlik oğretiminin iki ana ozelliği ve temel şartı şunlardır:
1. İcazet, yÂni islÂmî diploma olacak.
2. Dinî oğretiler reye, hevÂya, nefse gore oğretilmeyecek.
İslÂm dunyasının yuzde sekseninin kabul ettiği Ehl-i Sunnet İslÂmlığı zamanımıza kadar bu metot ve yolla gelmiştir.
İcinde yaşadığımız cağ fitneler, fesatlar, fetretler zamanıdır. Halkın bir kısmı cahil kalmış, aldatılmış, bozuk ilÂhiyatcılar (hepsi bozuktur demedim) zihinleri karıştırmış, ortaya bozuk anlayışlar ve yorumlar koymuştur.
Boyle bir zamanda sapıtmamak, doğru yolun dışına cıkmamak icin Resulullah Efendimizin Sunnetine, ruhaniyetine, mÂnevî şahsına sımsıkı sarılmak gerekir. Bu da ona, kopuksuz bir silsile ile bağlı bulunan icazetli din alimlerine, icazetli fakihlere, icazetli kÂmil murşidlere tÂbi olmakla olur.
Kur'Ân meali, tercumesi veya tefsiri mi okuyacaksın, icazetli mufessirlerin yazdıklarını okuyacaksın. İcazetli olmayan ve kitaplarında bid'atler bulunanlarınkileri değil.
Peygamberin sunnetini ve hadîslerini de icazetli muhaddislerin kitaplarından oğreneceksin.
Oğrenmen farz olan ilmihalini de icazetli ulemÂnın ilmihal ve fıkıh kitaplarından oğreneceksin.
İslÂm, Kur'Ân, Peygamber ahlÂkını da icazetli Âlimlerin, fakihlerin, murşidlerin kitaplarından

Velhasıl dinini icazetsiz yazarlardan, icazetsiz ilÂhiyatcılardan oğrenmeyeceksin.
Adam kendini din Âlimi gibi gosteriyor ve imanın temel altı şartından biri olan kaderi inkÂr ediyor, "İslÂm'da kader yoktur" diye avaz avaz bağırıyor. Sakın, biraz Arapca biliyor, biraz murekkep yalamış diye bu adama kanma, inanma. O bir dall ve mudildir (sapıktır ve saptırıcıdır).
Ehl-i Sunnet İslÂmlığı.
Cadde-i Kubradır.
Sevad-ı Âzamdır.
Cumhur-i ulem yoludur.
Bir Avrupalı, bir Amerikalı Yahudilikten, Nasranilikten yahut ateistlikten İslÂm'a donmuş


Bilhassa itikad (inanclar) sahasında bazı vahim bid'atler vardır ki, sahibini kufre goturur. Dinini icazetli Âlimlerden, fakihlerden, hocalardan oğrenenler boyle vartalara duşmekten kendilerini korumuş olur.
Dinimizde (Allah'ın izniyle) şefaat vardır, evliyaullahın kerametleri vardır, kabir ahvali vardır, soru melekleri vardır. Bunları inkÂr eden ilÂhiyatcılar bid'atcidir.
Dinimizin temel inanclarından, hukumlerinden ve oğretilerinden biri de "Hz. Muhammed'in Allah katından getirdiği İslÂm dininin dÂveti kendisine ulaştıktan sonra bu daveti red ve tekzib eden kişi icin necat yoktur, boyleleri Cennete girmeyecektir" hukmudur. Zamanımızda bir kısım ilÂhiyatcılar bunu inkÂr ediyor ve inkÂrcı, yalanlayıcı, inatcı kÂfirler de ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diyorlar. Boylelerinin peşine duşenler ebedî saadetlerini yitirme tehlikesiyle baş başa kalırlar.
Zamanımızın buyuk ve tehlikeli bid'atlerinden bazısını sayayım:
1. Mezhepsizlik.
2. Telfik-i mezÂhib.
3. Cemalettin Afganî mezhebi.
4. Fazlurrahmanın Tarihsellik ve TÂtiliyye mezhebi.
5. Tasavvuf ve tarikat Muslumanlarına kÂfir ve muşrik diyen Necdiye mezhebi.
6. İslÂm'ın ana kaynağı sadece Kur'Ândır, Sunnet ana kaynak değildir diyerek Sunneti ve hadîsleri ya tamamen, yahut kısmen inkÂr eden, devre dışı bırakan (sozde)Kur'Âniyyûn mezhebi.
Bid'atlerden, sapıklıklardan, bozuk yorumlardan ve anlayışlardan, bozuk uygulamalardan kurtulmak icin Ehl-i Sunnet Muslumanlığına sarılalım ve onun gercek temsilcileri olan icazetli ulemÂyı, fukahayı, mufessirleri, muhaddisleri, murşid-i kÂmilleri ustad ve hoca olarak kabul edelim.
Dinimizi rehberlik yoluyla, Peygamberin varislerinden ve vekillerinden oğrenelim.
__________________