Jinekolojik kanserler, hayatımızı en cok tehdit eden hastalıklar arasında başta gelenler kanserlerdir. Bilindiği gibi kanserler coğu zaman kotu sonuclarla karşımıza cıksa da erken yakalandığında tedavisi mumkun hastalıklardır. Sağlıklı bir dokunun kanserli bir dokuya donuşmesi genellikle uzun bir surec alır. Eğer bu surec icinde, rutin kontrollerimizi aksatmadan yaparsak hayatımızı tehdit eden bu unsurdan cok buyuk oranda kurtulmuş oluruz.
Kadınlarda en sık gorulen kanserler arasında, meme ve rahim ağzı kanserleri onemli bir yer tutmaktadır. Tum jinekolojik kanserler ve meme kanserleri, genetik bir ilişki icindedir. Anne tarafında jinekolojik bir kanser ya da meme kanseri bulunan bir kadının bu kanserler acısından taşıdığı risk diğer kadınlara nazaran daha yuksektir. Bu tip kanserler, genellikle 40’lı yaşlardan sonra gorulurler. Ancak hucresel donuşum aşamaları yıllar once başlamış olabilir.

Meme kanserini erken donemde yakalayabilmek icin bugun kabul edilen en başarılı ve en basit tarama programı ; ayda bir kendi kendine meme muayenesi ve yılda bir doktor muayenesidir. Bu tarama programı tercihen yirmili yaşlardan sonra başlar, kırklı yaşlarda iki yılda bir, elli yaşından sonra da yılda bir olmak uzere, mamografik tarama bu programa eklenmelidir.

Rahim ağzı kanseri memeye nazaran daha sinsidir. Gorunur olması coğu zaman, cok gec kalındığına işaret eder. Buna rağmen rahim ağzı kanseri oluşmadan once prekanseroz denilen kanser oncesi safhalarda yakalanıp cok kolay tedavi edilebilir. Hayatı boyunca yılda bir kere duzenli olarak pap SMEAR testi yaptıran kadınlarda, rahim ağzı kanserlerini oluşmadan yakalama ihtimali %80 dir.

Bugun butun calışmalar gostermektedir ki ; sağlıklı bir yaşam icin ozellikle cinsel aktivite başladıktan sonra yılda bir kez, jinekolojik check-up programına dahil olmak zorunlu hale gelmiştir. Gelişmiş ulkelerin hepsinde, rutin taramalara dahil edilmiş bu program, ulkemizde de giderek yaygınlaşmaya başlamıştır.

[h=2]Mersin Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]