"Tarihe bakildiginda 20.yuzyili benim baslattigim gorulecektir"

Dehset, 31 Agustos 1888 de sabahin erken saatlerinde basladi. Kabaca sabah 3:45 sularinda Londra’nin East End bolgesindeki, issiz ve los bir sokakta yuruyen hamal George Cross, musambaya sarili bir seye carpti. Yakindan bakinca, bu yiginin parcalanmis bir kadin vucudu oldugunu anladi. Kadinin daha sonra 42 yasindaki Mary Ann Nicholls adinda bir hayat kadini oldugu ortaya cikti. Girtlagi kesilip karni acilmisti ve cinsel organinda bicak yaralari vardi.

O zaman kimse farkina varmasa da, Mary Anne Nicholls un bu korkunc olumu suc tarihinde tuyler urpertici bir donum noktasi teskil edecekti. Bu cinayet, yalnizca once Londra ya sonra da tum dunyaya etkisi sok dalgalari seklinde yayilacak bir cinayetler zincirinin ilk halkasi degildi. Ayni zamanda cok daha onemli bir seye isaret etmekteydi: seri seks cinayetlerinin modern doneminin basladigina.

Nicholls cinayetinden bir hafta sonra, ilk cinayet mahallinden 800 metre uzaklikta, pansiyon olarak kullanilan bir binanin arkasinda,kotu beslenme ve veremden muzdarip 47 yasinda bir hayat kadini olan Annie Chapman in parcalanmis cesedi bulundu. Chapman in kafasi neredeyse vucudundan kopmustu, katil tum buyun adalelerini kesmisti ve neredeyse omuriligini de koparmisti. Ayrica ic organlari da karnindan disari cikarilmisti.

Katilin gerek kimligi asla bilinemeyecekti. Ancak birkac hafta sonra Metropoliten Polisi kiskirtici bir mektup aldi. Mektup suclu oldugunu soyleyen sahis tarafindan yazilmis ve takma isimle imzalanmisti. Bu isin halk tarafindan benimsendi. Bu andan itibaren cilgin Whitechapel Kasabi, bu korkunc isimle aranacakti: Karindesen Jack.

Polisin Karindesen in mektubunu almasindan iki gun sonra katil, Elizabeth Stride adinda Isvecli bir hayat kadinin bogazini kesti. Kurban uzerinde diger korkunc seyleri yapamadan, yaklasan bir arabanin sesiyle isini yarim birakmak zorunda kaldi. Oradan hizla kacan Karindesen, Cathrine Eddowes adinda, kaldirimda sarhos bulundugu icin karakola goturulerek ayilana kadar orada tutulan ve henuz saliverilmis olan 43 yasindaki bir hayat kadinina rastladi. Onu issiz bir meydana goturdu ve orada bogazini kesti. Ardindan seytani bir ofkeye kapilarak kadinin yuzunu tamamen parcaladi, vucudunu kuyruk sokumundan gogus kafesine kadar kesti, bagirsaklarini disari cikartti ve sol bobregini alarak uzaklasti.

Karindesen tarafindan gerceklestirilen son suc ayni zamanda en korkuncuydu. 9 kasim gecesi, 3 aylik hamile olan 25 yasindaki Irlandali bir hayat kadiniyla onun odasina gitti. Gecenin ortalarina dogru onu yatakta oldurdu, birkac saat boyunca keyifle cesedi parcaladi ic organlarini disari cikartti, burnunu ve goguslerini kesti, bacaklarinin etlerini siyirdi.

Bu olaydan sonra, Whitechapel cinayetleri birden bire durdu. Karindesen sonsuza kadar ortadan yok oldu, tarihten cikip efsaneler alemine karisti.

O gunden beri konu uzerine kafa yoranlar bir kasaptan Ingiliz tacinin veliahdina kadar bir dolu supheli one surmuslerdir. Bu iddialarin cogu eglenceli okuma malzemeleri teskil eder, ancak Karindesen in gercek kimligi yuz yildir degismedi: O, merak uyandiran, muhtemelen hic cozulemeyecek bir sirdir.

”Bogaz bir bicakla kesilmis, kafa vucuttan neredeyse ayrilmisti. Karin kismen parcalanarak acilmis ve her iki gogus de kesilmis. Burun kesilmis, alnindaki deri yuzulmus ve uyluklardan ayaklara kadar etler kemikten siyrilmis. Bagirsaklar ve vucudun diger parcalari yoktu, ancak karaciger vs. bu zavalli kurbanin ayaklari arasina yerlestirilisti. Bacaklardan cikarilan etleri gogusler ve burun katil tarafindan masanin ustune konmus ve kadinin ellerinden biri midesinin icine sokulmus.”

Karindesen Jack in son kurbani Mary Kelly’nin nasil bulundugunu anlatan 1888 tarihli bir gazeteden.
__________________