.:..:.. SAFİYYE BİNTİ ABDULMUTTALİB ..:..:..
Resulullah efendimizin halası olan Hz. Safiyye, oğlu Zubeyr ile birlikte musluman oldu. Oğlu Zubeyr ile birlikte hicret etti. Peygamber efendimize eziyet eden, kardeşi Ebu Leheb�e dedi ki:
- Ey kardeşim! Kardeşimin oğlunu ve Onun dinini yardımsız, hor, hakîr bırakmak, sana yakışır mı? Vallahi bugun yaşayan bilginler, Abdulmuttalib�in soyundan bir Peygamberin cıkacağını bildiriyorlar. İşte, o peygamber, budur!
Boyle soyleyerek Ebu Leheb�i de islÂma davet etmiş, fakat o kabul etmemiştir.
Savaşların coğuna iştirak etti
Hz. Safiyye�nin annesi HÂle ile Resul-i ekremin annesi Amine Hatun kardeş idiler. Bu suretle, Peygamberimiz ile, hem ana, hem de baba tarafindan cok yakın akraba olurlardı.
Hz. Safiyye gazaların coğuna iştirak etmişti. Gayet cesur idi. Uhud gazasına kati şoyle olmuştu: Resul-i ekrem efendimiz, Uhud savaşına gittikleri zaman, kadınlar da Hz. Hassan bin Sabit�in koşkunde bulunuyorlardı. Erkek olarak sadece Hassan vardı. O da yaşlı ve zayıf idi. Yahudîler bunu fırsat bilip saldırmak istiyorlardı. İclerinden birisi koşkun dibine kadar sokulup, olup bitenleri dinlemek istedi. Hz. Safiyye bunu gordu ve bağırdı:
- Hassan, şu yahudînin yanına in, onu oldur!
Hz. Hassan dedi ki:
- Ben onunla savaşacak hÂlde olsaydım, şimdi herhalde Resulullahın yanında olurdum.
Hz. Hassan, hastalık gecirdiginden kılıc sallayamıyordu. Hz. Safiyye bunun uzerine, bir cadır direğini kaptı ve aşağı indi. Yahudînin kacmaması icin kapıyı yavaş yavaş araladı. Birden cadır direğini yahudînin başına indirdi. Yahudî, yediği darbe sonucu bir daha kalkamadı ve oldu.
Bundan sonra Safiyye eline bir kılıc alarak Uhud�un yolunu tuttu. Elindeki kılıcı ile onune gelene saldırıyor, bir yandan da muslumanları harbe teşvik ederek, �Siz nasıl insanlarsınız, Resulullahı bırakıp da nereye gideceksiniz� diyordu.
Cesedini gormesin
Peygamber efendimiz onun vaziyetini gorunce, oğlu Hz Zubeyr�i cağırdı ve buyurdu ki:
- Annen Safiyye, kardeşi Hamza�nın cesedini gormesin. Cunku cesedin durumu cok kotu idi. Kardeşinin cesedini boyle gorse, herhalde aklını kacırır.
Hz. Zubeyr de bu emir uzerine annesinin yanına sokularak dedi ki:
- Anneciğim, Resulullah efendimiz senin geri cekilmeni buyuruyor.
- Nasıl? Geri mi donecekmişim? Kardeşimin cesedinin nasıl olduğunu biliyorum. Bunun intikamını alacağım. Allahu teÂl bilir ki, ben boyle yapılmasından hic hoşlanmam. Fakat sabredeceğim. Ama bir gun bunların karşılığını da goreceğim.
Hz. Zubeyr, durumu Resulullaha arz etti. Resulullah efendimiz de halasının metanetini duyunca, cesedin yanına gelmesine izin verdi. Cesedin parca parca olduğunu gordu. Kendisine hakim oldu. Yalnız �İnn lillah ve inn ileyhi rÂciûn" dedi. Ellerini acıp du etti ve oradan ayrıldı.
Hz. Safiyye Hendek gazvesinde de Hassan bin Sabit�in koşkunde, iceriyi dinlemek isteyen bir yahudîyi oldurmuştur.
Boylece Hz. Safiyye, gerek Uhud�da, gerekse Hendek savaşında birer duşman oldurmesiyle, eshabın takdirine mazhar olmuştur.
Orduları idare edecektir
Hz. Safiyye, Hz. Omer halife iken, 640 yılında, 73 yaşında iken vefat etti. Bakî kabristanında Mugire bin Sube�nin kabri yanına defnedildi.
Hz. Safiyye disiplinli bir anneydi. Bazen oğlu Zubeyr�e sert davrandığı olurdu. �Nicin boyle yapıyorsun� diyenlere şoyle cevap vermişti:
- Ben onun iyi yetişmesi icin boyle yapıyorum. Cunku o, ileride orduları idare edecektir.
Gercekten de Hz. Zubeyr buyuk bir İslÂm fedaisi oldu.
Hz. Safiyye cahiliyye devrinde HÂris bin Harb ile evlenmişti. HÂris�ten bir oğlu oldu.
HÂris oldukten sonra Hz. Zubeyr�in babası Avvam bin Huveylid ile evlendi. Bundan da uc cocuğu oldu. Bunlar Hz. Zubeyr, Saib ve AbdulkÂbe�dir.
Sen bizim umidimizdin
Hz. Safiyye, cesaret ve secaati ile nesillere ornek olacak şekildeydi. Gayet fasih ve beliğ mersiyeler yazardı.
Hz. Safiyye, Arap edebiyatında, şiir ve mersiye soylemekte cok ileri idi. Hamasî şiirleri de meşhurdu. Bir tanesinde şoyle demiştir:
Benden Kureyş�e haber salın ve deyin ki: �Ne hakla bize tahakkum etmeye kalkarsınız?
Bizim buyukluğumuz sizden eksik mi? Şunu iyi biliyorsunuz ki; bizim eski bir şerefimiz ve once gelme hakkımız vardır.
Bizim icin zulum ateşi yakılmamıştır. Verdiğimiz sozu bozduğumuzun alameti hic belirtilmemiştir. Butun hayır ve fazilet bizdedir.� Babası Abdulmuttalib�in vefatında, Hz. Hamza�nın şehit edildiğinde ve Resul-i ekremin vefatlarında yazdıkları mersiyeler meşhurdur.
Resullullah efendimizin vefatındaki mersiyesinde demiştir ki:
Ya Resulallah! Sen bizim umidimizdin,
Sen bize hep iyilik edenimizdin.
Sen, değildin hic, haksızlık edenlerden,
Sen, şefkat sahibi ve yol gosterenlerden.
Ve dahî anlatılmayan ilim deryası,
Bugun ağlayanların, senin icindir feryadı.
Senin yoluna hep ecdadım feda olsun!
Malım, canım, butun varlığım feda olsun!
Ah! Şimdi aramızda sağ olsaydınız,
Ne kadar mesrur olurduk kalsaydınız.
Hak teÂlÂnın hukmu bu, ya sabır diyoruz,
Bilmem ki ne yapsak, hep figan ediyoruz.
Allahın selamı, sana olsun ya Resulallah!
Adın Cennetine girip kalasın ya Resulallah!
Esselam.net
__________________
Safiyye Binti Abdulmuttalib
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- Safiyye Binti Abdulmuttalib