.:..:.. ZEYD BİN DESİNNE ..:..:..
Uhud savaşında bazı yakınları olen muşrikler, muslumanlardan bunların intikamını almak istediler. Alcakca bir plÂn hazırladılar. Hemen de plÂnı tatbike koydular. Bu maksatla bir heyet Medine'ye gidip, Resulullahın huzuruna cıkarak şu ricada bulundular:
- Ya Resulallah! Bizim kabilelerimiz, İslÂmiyeti kabul ettiler.
Yalnız Kur'an-ı kerim oğretmenine ihtiyacımız var. Lutfen bize; İslÂmiyeti, Kur'an-ı kerimi oğretecek kimseler yollar mısınız?
Oğretmenler heyeti
Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 kişilik bir oğretmenler heyeti yolladılar. Başlarında, Asım bin Sabit hazretlerinin bulunduğu bu heyette, Mersed bin Ebî Mersed, Halid bin Ebî Bukeyr, Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne, Abdullah bin Tarık, Muattib bin Ubeyd de bulunuyordu.
Bu oğretmenler kafilesi, geceleri yuruyerek, gunduzleri gizlenerek Huzeyl kabilesi topraklarında, Reci suyu başında, seher vakti konakladılar.
Bu sırada yanlarında bulunan Adal ve Kare kabilesi heyetinden biri, bir bahane ile yanlarından ayrıldı. Hemen Lıhyanoğularına gidip, haber verdi. Cok gecmeden kafilenin etrafı sarıldı. 200'den fazla silahlı eşkıya oradaydı.
�Bize oğretmen lazım!� diyenler, cekip gittiler. O guzide muslumanları, eşkıya ile karşı karşıya bıraktılar.
Lıhyanoğulları mensupları, esir ticareti ile gecinirlerdi. Bu sebeple, �Teslim olun ve canınızı kurtarın!� teklifinde bulunuyorlardı. Asıl niyetleri, onları Mekke'de kole olarak satmaktı. Boylece cok para kazanacaklardı. Cunku Mekke'li muşrikler, kendilerine, �Yakaladığınız her musluman icin, değerinden fazla para oderiz� demişlerdi.
Bunu muslumanlar da duymuşlardı. Onun icin, aralarında istişare ederek, carpışmaya karar verdiler. Arkalarını dağa donup, kılıclarını cekip, Allahın dini uğrunda vuruşmaya başladılar.
İkiyuz kişilik duşmana karşı, gorulmemiş bir kahramanlıkla carpıştılar. Uzerlerine saldıran kuvvetten bir kısmını oldurduler. Nihayet carpışa carpışa on sahabîden yedisi okla vurularak orada şehit duştu.
Size yoldaş olmam
Sadece Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne ve Abdullah bin Tarık kalmış, muşriklerle carpışıyorlardı. Cok gecmeden muşrikler, onları sağ olarak yakaladılar. Ucunu de yayların kirişleri ile bağladılar. Mekke'ye goturmek uzere yola cıktılar.
Abdullah bin Tarık Mekkeli muşriklere goturulmeye razı olmadı. Gitmemek icin zorlandı. �Vallahi ben size arkadaş ve yoldaş olmam! Şehit olan arkadaşlarım bana ornek ve onderdir" deyip, bir zorlayışta ellerini kurtardı. Lıhyanoğulları onu taşa tuttular, sonunda onu da şehit ettiler.
Lıhyanoğulları, Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi Mekke'ye goturup muşriklere yuksek bir fiyatla sattılar. Zeyd bin Desinne'yi de Safvan bin Umeyye, Bedir savaşında oldurulen babası Umeyye bin Halef'in intikamını almak uzere satın aldı.
Mekkeli muşrikler, Hz. Hubeyb ve Zeyd'i satın aldıktan sonra, onlara ne ceza vereceklerini konuşuyorlardı. Bu hususta ceşitli fikirler ileri suruluyordu:
- Hemen oldurelim!
- Hayır! Evvela işkence etmeliyiz!
- Ama Haram aylar icinde bulunuyoruz!
- Evet! Bu sebeple, hemen olduremeyiz! Haram ayların gecmesini beklememiz gerek.
- O hÂlde, hapsedelim!
- Ellerini, ayaklarını zincire vuralım!
Kararlaştırdıkları gun geldi
Nitekim oyle de yaptılar. Yani zincire vurup hapsettiler. Harp meydanındaki yenilginin intikamını, mudafaasız bu insanlardan alacaklardı. Hem de onları; harpte değil, parayla pazardan almışlardı!
Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi oldurmek icin, muşriklerin kararlaştırdığı gun gelmişti. Fakat muşriklerin kin ve intikam hisleri gecmek bilmedi.
Herkese haber verildi. Bu yuzden şehrin zengin-fakir, genc-ihtiyar, kadın-erkek ve butun cocuklar oradaydılar... Bu iki yuce sahabenin başına gelecekleri merak ediyorlardı.
Bir sabah erkenden iki sahabînin zincirlerini cozup, zindandan cıkardılar. Mekke dışında Tenim denilen yere goturduler. Cunku butun melanetlerini, orada yapmayı Âdet edinmişlerdi.
Bu iki Allah ve Resulullah dostu ise, heyacanlı değildiler. Yolda karşılaşıp goruşen bu iki sahabî, kucaklaşarak, birbirlerine uğradıkları belaya sabretmelerini tavsiye ettiler.
Hz. Zeyd, son namazını kıldıktan sonra, Mekkeli muşrikler, onu tutup darağacına kaldırarak bağladılar. Yuzunu kıbleden Medine'ye doğru cevirdiler. Sonra dediler ki:
- Haydi dîninden don, seni serbest bırakalım!
- Vallahi dinimden asl donmem! Butun dunya benim olsa, bana verilse, yine de İslÂmiyetten donmem!
- Şimdi senin yerine Peygamberinin olmasını, onun oldurulmesini, sen de evinde rahat oturasın ister misin?
- Ben Muhammed aleyhisselamın, değil benim yerimde olmasını, Medine'de yururken ayağına bir diken bile batmasına asl razı olmam!
- Ey Zeyd, İslÂm dininden don, eğer donmezsen seni muhakkak oldureceğiz!
- Allah yolunda olduktan sonra, benim icin oldurulmemin hic ehemmiyeti yoktur.
Bu konuşmalardan sonra Zeyd bin Desinne, �Ya Rabbi, selamımı Resulune ulaştır� diye du etmişti. Allahu teÂla da onun duÂsını kabul etmişti.
Muşriklerin kararı iyice kesinleşti. Safvan bin Umeyye, azatlı kolesi Nistas'a işaret ederek, Hz. Zeyd'i oldurmesini istedi. Nistas mızrağını Hz. Zeyd'in goğsune saplayarak sırtından cıkardı. Boylece, Peygamber Âşığı Hz. Zeyd, cennetteki makamına yukseldi.
Hz. Zeyd'in şehadetini haber alan Peygamberimiz ona du buyurdu.
Esselam.net
__________________
Zeyd Bin Desinne
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler
- Zeyd Bin Desinne