Anne-baba olmak, bir insanın sahip olabileceği en tatmin edici deneyimlerden biridir, coğu insan icin de hayatlarındaki en onemli değişim. Anne-babalık hamilelik oncesinde veya sırasında başlar ve hayatları boyunca emek ve uğraş gerektirir. Bir kere ebeveyn olduysanız, bırakamazsınız, istifa edemezsiniz, ebeveyn olmaktan vazgecemezsiniz. Ebeveynler cocukları icin en iyisini isterler. Sağlıklı olmalarını, uygun şartlar altında buyumelerini, guvende olmalarını isterler ama her zaman da bu amaclarını en iyi şekilde nasıl başaracaklarını bilemezler. Smith (2000)'e gore bir cocuğun hayatındaki en onemli değişken ebeveynlikteki kalitedir. Ebeveynlikteki değişkenliklerin etkileri cocukların zekÂları ve eğitim başarıları kadar sağlıkları, davranışları ve sosyal refahları ile de izlenebilir. Uzun vadeli grup calışmaları gosteriyor ki bu etkiler hayat boyu surer, calışma hayatında izlediği yol kadar yetişkinlikte sağlığı ve sosyal refahı da etkiler ve bunlar gelecekteki kuşakları da etkiler cunku nasıl bir ebeveynle yetiştiğiniz nasıl bir ebeveyn olduğunuzla ilintilidir aslında.

İyi Ebeveynlik nedir?
İyi ebeveynlik, empatiyi, durustluğu, ozguveni, iradeyi, insaniyeti, işbirliğini, neşeli olmayı besler. Aynı zamanda entelektuel merakı, motivasyonu ve başarma arzusunu geliştirir. Cocuklarda, anksiyete, depresyon, yeme bozukluğu, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, anti sosyal davranışlar ortaya cıkmasını onleyebilir diyor, Florida Temple Universitesinden, unlu psikoloji profesorlerinden Dr. Laurance Steinberg. Bircok anne baba davranışlarını icgudusel tepkilerine dayandırıyorlar. Bircok anne baba da kendi anne babalarından ne gordulerse aynı taktikleri uygulamaya calışıyorlar bu da coğu zaman şiddete dayanan bir disiplin oluyor, bazı anne babalar da kendi anne babaları tarafından şiddete dayanan bir disiplinle buyutulduler ise kendileri tam tersini uygulayarak hic kural koymayabiliyor, ilişkileri tamamen materyal sahibi olma, bir şeyler talep etme ve onu elde etme cabası, elde edemezse ilişkinin bozulması uzerine kuruluyor.

Nasıl Davranalım?
Bircok insanın duşunduğunun aksine cocuklara sevginizi gostermek cocukları şımartmaz, sevginizi olduğunca gosterin, dokunun, sarılın, kucaklayın, onu sevdiğinizi soyleyin, sevgi bağı cok onemlidir. Cocuklarınız sevginin ilginin yerine bir şeyler koymaya başladığınız anda şımarırlar mesela her şeye cok fazla musamaha gostermek, kural koymamak, surekli birşeyler almak, hediye vermek gibi.
Anne-babanın cocuklarıyla ilişkisi cocukların davranışlarına direkt yansıyacaktır, buna davranış bozuklukları da dÂhil. Cocuğunuzla iyi bir iletişiminiz yoksa sizi dinlemezler. Sizin diğer yetişkinlerle ilişkiniz uzerinden duşunursek, iyi iletişim kurduğunuz insanlara daha cok guvenirseniz, onların fikirlerine onem verirsiniz, dinlersiniz ve aynı fikirde olursunuz. Eğer o kişi hoşlanmadığımız saygı duymadığımız biriyse duşunceleri, fikirleri ne olursa olsun goz ardı ederiz, aldırış etmeyiz hatta yok sayarız. İşte cocuğunuzla iletişiminiz de boyledir.
Mutlaka cocuğunuzun yaşamının icinde olun bu da onceliklerinizi tekrar duşunmeniz ve ona gore ayarlamanız anlamına gelebilir. Bu genellikle cocuklarınızın ihtiyaclarına oncelik vermek adına sizin bazı şeylerden fedakÂrlık etmeniz anlamına gelebilir. Onun yanında hem fiziksel hem zihinsel olarak bulunmanız onemlidir. Tabii yanında bulunmak onun odevlerini yapmak ya da kontrol etmek anlamına gelmesin, odev yapmak cocukların gorevi sizin değil eğer yapmazsa da oğretmenine acıklama yapması gereken de o olmalıdır ya da oğretmeni onun ne bilip bilmediğini olcmeli ona gore yardım etmelidir.

Cocuğunuzun gelişimini takip edin, yaşına gore ihtiyaclarını gozden gecirin, yaşına gore onda olan değişiklikleri gozlemleyin, nasıl davranmanız gerektiğini oğrenin. 13-14 yaşlarındaki cocuğunuz surekli odasına kapanıyor, uyku uyumuyor, yemek yemiyor, agresif davranıyorsa ergendir diyip serbest bırakmak mı yoksa bir uzmana danışmak mı? Ebeveynler her zaman cocuklarının davranışlarındaki değişikliği takip etmelidirler, uzman yardımı ihtiyacı var mı yok mu emin olmalıdırlar ve hic cekinmeden bir uzmandan yardım almalıdırlar.
Ebeveynlikte en onemlisi ancak coğu ebeveyn icin zor olanı ise kuralların oluşturulması ve uygulanmasıdır. Cocukken kuralları koymanız, onları terbiye etmeniz davranışlarını kontrol altına almanız onların yetişkin olduklarında başarmalarını kendilerini idare etmelerini sağlatır. Her zaman kendinize şu 3 soruyu sorun. Cocuğum nerede? Kiminle birlikte? Ne yapıyor? Bu 3 sorunun cevabını her zaman bilin. Cocuğunuza kural koyarsanız ve hayatını ona gore duzenlerseniz o da ileriki yaşamında kendisi icin uygun kuralları bicimlendirmesini sağlatacaktır. Cocuğunuza sınır koymak, sınırları belirlemek, her istediğine ulaşamayabileceğini oğrenmesi onun kendi kendini kontrol etmesini, iradesini geliştirecektir. 6-7.sınıftan itibaren de sorumluluk ve biraz da bağımsızlık vermek cocuğunuzun oz yonetiminin gelişmesini sağlatacaktır ve bunlar cocuğunuzun hayatta başarılı olması icin onemli kriterlerdir.
Tabii kuralları koymakla bitmiyor bir de tutarlı olmak gerekir. Bir gun başka diğer gun başka davranmanız, kuralı koyup uygulamamanız ya da esnek davranmanız cocuğunuzda uygunsuz davranışlar ortaya cıkmasına sebep olabilir cunku cocuğunuzun kafası karışır o yuzden tutarlı olun. Sizinle tartışamayacağı ya da pazarlık yapamayacağı durumları acıkca belirleyin ve değiştirmeyin. Otoriteniz kaba kuvvetle değil ne kadar bilgelikle olursa o zaman cocuğunuz da size cok daha az karşı cıkacaktır.
Cocuklara hicbir zaman dayak atılmamalıdır, poposuna bir şaplak atmak ya da tokat atmak bile doğru değildir. Sizin ne yaptığınızın nasıl davrandığınızın, konuşmalarınızın, hareketlerinizin hepsinin bir onemi var. Cocuklarınız her zaman sizi izler ve sizi bir video kameraya kaydeder gibi kaydederler. O anın etkisi sizi kışkırtmasın, cocuğunuzun sizi kaydedeceği, yarın bir gun de o hareketlerin aynısını ya da benzerini yapacağı durumların olmasına izin vermemeye calışın. Yapılan calışmalarda dayak yiyen cocukların saldırgan olduğu ve diğer cocukları da dovme ya da kavgaya karışma eğilimleri olduğu ve sorunlarını cozmek icin saldırganlık yolunu kullandıkları gosterilmiştir.
Eğer koyduğunuz kurallara uymuyorsa odul ceza yontemini kullanın. En sık kullanılan ceza yontemi ona duşunmesi icin mola verdirmektir. Amac yaşıyla doğru orantılı olarak (5 yaş 5 dak. gibi) o zaman dilimi boyunca odasında herhangibir şeyle meşgul olmadan neden bu zaman aralığını aldığını sorgulamasını sağlatmaktır. Bunun dışında yemek dışında belli bir sure icin sevdiği bir şeyden mahrum etmek de ceza yontemleri arasındadır. Yalnız bunu yaparken de o zamanı belirlemeniz ve o cezayı neden verdiğinizi de acıklamanız cok onemli. Orneğin bilgisayar yasak sana demek yerine bundan/ şundan dolayı “ 3 gun” bilgisayar oynamayacaksın demek daha doğrudur ve o “3 gunu” de sizin takip etmeniz gerekir. Yemek vermemek bir ceza yontemi olamaz ancak sizin onun onune koyduğunuz bir yemeği yemiyorsa ve başka bir yemek talep ediyorsa da başka bir yemek yapamayacağınızı ya da alamayacağınızı herkesin bu yemeği yediğini ve onunda yemesi gerektiğini soylemeniz daha doğrudur.
Cocuğunuzu iyi davranışa teşvik etmek istiyorsanız odul yontemini kullanabilirsiniz. Yapılan calışmalar ozellikle okul oncesi cocuklarda odul yonteminin cok daha etkili olduğunu gosteriyor, cunku 5 yaşındaki bir cocuk icin ceza daha karmaşık bir kavram anlamayabiliyorlar onun yerine sizin beklentilerinizi gercekleştirdiği anda odullendirin. Siz yemek yaparken sizin de kontrol edebildiğiniz bir yerde sessizce 30 dak. arkadaşıyla oynamasını soylediniz, 25 dak. sonra gordunuz ki gercekten sessizce oynuyorlar. “Aferin sessizce oynadığınız icin 5 dak daha oynamanıza izin veriyorum” gibi oduller verebilirsiniz.
Son olarak cocuğunuza saygı duyun, onu dinleyin. Dinlerken gozunun icine bakın, ne dediğini duyun, azarlamadan ve bağırmadan nazik bir dille konuşmaya calışın unutmayın siz onunla nasıl konuşursanız ya da siz onu ne kadar dinlerseniz o da başkalarını o kadar dinleyecek ve saygı duyacaktır.


[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]