Ergenlik doneminin getirdiği fiziksel, duygusal, bilişsel değişimleri artık hemen herkesin bildiği bir konu, o yuzden bu yazının amacı bunları anlatmaktan ziyade anne babaların ergenlik donemine giren cocuklarını anlamakta en cok zorlandıkları konulara dikkati cekmektir.
Ergenlik donemini bir değişim, donuşum, başkalaşma, değişim surecidir. Bu donemi her ergen ve ergen ailesi kendi oznelliğinde ve ozgunluğunde yaşamaktadır. Ama ergen ve aileleriyle calışırken bazı temel soruların neredeyse tum ailelerin kafasında canlandığını gorebiliyoruz.
Ergenlik donemine giren kız ya da erkek cocuklarda en cok gorulen ve aile ile sorun yaşamalarına sebep olan konulardan biri fiziksel değişimdir. Ergenler ailelerinin karşısına neden fiziksel gorunumlerini değiştirmek( sac boyatma, piercing taktırma, zayıflama vb.) gibi talepler ile gelirler?
Ergenlik donemi kişilerin uzerinde kontrolunun olmadığı, kişiyi edilgen bir durumda tutan bir donemdir. Ergenler ise bu edilgen duruştan nefret ederler. Bu nefretin nedenini anlayabilmek icin yaşamın ilk yıllarına geri donmemiz gerekiyor. Yaşamın başlangıcında insana en yakın canlılarda bile yavru kısa bir surede kendine yeter, kendi gereksinimlerini karşılar hale gelir. Ancak insan yavrusunun kendini tehlikelerden koruyabilmesi ve temel gereksinimlerini karşılayabilmesi icin yıllar gecmesi gerekir. Yeni doğan dışarıdan gelen tehlikelere karşı caresizken; ergen kendi bedenine, kontrol edemediği kendi arzu ve durtulerine karşı caresizdir. Yani ergen icten gelen uyarımlara karşı caresizlik icindedir ve bu ona yaşantısının başındaki caresizliğini hissettirerek nefret duygusu uyandırır. Aslında bedeninden utanmak bedenindeki değişimi kontrol edememekten utanmaktır. Bu sebeple karşımıza bize garip gelebilecek isteklerle gelirler, bunun sebebi bedenlerindeki değişimi kontrol etmek ve bedenleri uzerindeki edilgen durumdan kurtulmaktır.
Ergenlerin anne babalarından en cok duyduğumuz yakınma cumlelerinden birisi ise; "Artık cocuğumu tanıyamıyorum, cok değişti" cumlesidir. Bunun icin mahremiyet kavramına goz atmakta fayda olduğunu duşunuyorum. Kişilerin ilk edindikleri mahremiyet duşunsel mahremiyettir. Cocuk annesinin zihnini okumadığını, zaman zaman yalanlar soyleyebildiğini fark eder. Bu farkındalıkla beraber bireysel duşunsel ozgurluk alanı ortaya cıkmıştır. Bundan sonraki aşama duygusal mahremiyetin ortaya cıkışıdır, bu da genel olarak ergenliğe tekabul eder. Annelerin ya da babaların cocuğunun ne istediğini, nelerden hoşlandığını, hangi olaylara ne tepki vereceklerini bildikleri donem artık geride kalmıştır. Ergenlerde oluşan bu duygusal mahremiyet alanı ile birlikte ebeveynler kendilerini cocuklarının dunyasına yabancı hissetmeye başlarlar. Bu aslında gelişimin bir işaretidir, ergen duygusal, duşunsel ve bedensel mahremiyet alanlarını bir butun halinde oluşturacak ve erişkin olmaya geciş boylece tamamlanacaktır.
Ergenlerin okul ortamına ya da evde en cok zorlandıkları konulardan biri de kurallardır. Ergenler neden kurallara uymak istemez? Psikanalitik yonelimli teorisyenler disiplin ve kurallar konusuna "anlam" acısından bakarlar. En basit anlamda soyleyecek olursak eğitim ile ergenlerin durtulerini denetim altına almaya calışmaktayız, aslında bu konuda orta bir yol bulma konusunda getirilen oneriler de mevcuttur. Gunumuz dunyasında soyut duşunceye de gecmiş ergenlerin koru korune bir kurala uyması cok da mumkun gorunmuyor. Bu yuzden kurallar sorusundan ziyade anlamlar sorusunu sormakta yarar olduğunu duşunuyorum; "kurallar ne icin?" sorusunu “kurallar kimin icin" sorusunun onune koymalı, ergenlik cağındaki bireylerle iletişim kurarken ya da kurallar koyarken bunu unutmamalıyız.
Ergenler neden risk almak ister? Coğu zaman yetişkinlere tuhaf gelebilecek riskler alıp yaşantılarındaki yetişkinleri şaşırtabilirler. Son yıllarda motosiklet kullanımının arttığını, jumping, dağcılık gibi tehlikeleri sporlara yonelimlerin oldukca fazla olduğunu goruyoruz. Aslında ergenin risk davranışını bir sınır arama cabası olarak yorumlayabiliriz. Ergen yeni denemeler yoluyla yeni sınırlar arayışı icindedir. Ergen bir yandan değişen ve donuşen bedeninin kendisine sağladığı yeni olanakların sınırlarını ararken, bir diğer yandan da toplumsal sınırları kollar. Bu arayış onun toplumsal ilişkilerini belirlemesinde, sosyal gelişiminde vazgecilmez bir oğedir, boylece ergen yetişkin yaşamın toplumsal kodlarını oğrenerek onları tanır ve kabullenir.
Bu riskli tavırları “normal” olarak kabul edebiliriz, ancak bir yere kadar. “Ne zaman ve hangi noktadan sonra endişelenmeyiz?” sorusunun cevabını Marcelli ve Braconnier veriyor. Buradaki ilk olcutu yineleme olarak belirtiyorlar; birden fazla kez trafik kazası gecirme, okulda surekli kavgaya karışma, okuldan kacmanın fazla sayıda tekrarlanması vb. İkinci olcut ise suredir. Riskli olan davranışların altı aydan fazla surmesi mudahale edilmesi gereken bir konuyu oluşturuyor demektir. Bir başka olcut ise ceşitlenmelerdir. Bir davranışın daha oncede gorulen riskli davranışlardan farklı olması ve uzerine yenilerinin eklenmiş olması yine mudahale edilmesi ve destek alınması gereken bir konuyu oluşturuyor demektir.
Alanda calışan uzmanların ve tabii ki ergenlerin en cok duyduğu cumlelerden birisi şudur: “Biz cocuğumuza guveniyoruz ama etrafa guvenmiyoruz.” Aslında bu cumlenin arkasında ozdeşim konusu ve benlik ideallerinin olduğunu soyleyebiliriz. Cocukluk doneminde anne-babalar yasakları koyanlar oldukları kadar, idealleri saptayanlardır. Cocuk once anne babayla ozdeşim kurar ancak yaş almaya ve buyumeye başladıkca toplumsallaşmanın da etkisiyle kendine yeni ozdeşim nesneleri de bulmaya başlar ve benlik idealleri başkalaşmaya başlar. Ergenlikle birlikte bu başka benlik ideallerinin oluşması anne babaya cocuğunun gozundeki istisnai durumunu yitirdikleri duygusunu uyandıracaktır. Yani aslında ebeveynler cocuklarının kendilerinden başka benlik idealleri secmelerinden rahatsız olurlar.
Peki, ergenler arkadaşlarına neden bu kadar duşkundur? Fransız ergen psikanalisti Philippe Jeammet’ye gore arkadaşları ergenin zenginliğidir. Cunku ergenin arkadaşlarına atfettiği değer onun aile evreninden cıkış bileti olmasıdır. Ayrıca arkadaşları ergen icin de bir ayna işlevi gorur, onda kendini ve kendine benzeyeni gorur. Ergen artık anne babasında bulamadığı sınırsız paylaşımı, fiziksel ve ruhsal yakınlığı, acıklama yapmadan anlaşmayı, eleştirisi ve oğut vermeden kabullenilmeyi arkadaşlarıyla kurduğu ilişkilerde bulacaktır. Bu yuzden ergen icin arkadaşlığın ve arkadaşlarının(onların deyimiyle ‘kankalarının’) onemi cok buyuktur.
Anne babalardan duyduğumuz en onemli yakınmalardan birisi de ergenlik cağındaki bireyin surekli yalnız kalma, odasında kalma istediğidir. Ergen neden yalnız kalmak ister? Aslında yalnızlık hem bir duygulanım hem de bir durumdur. Ergenlik soz konusu olduğunda bunların her ikisi de soz konusudur. Bir yandan ıssızlık arar; surekli odasında kalmak ister, okulun en tenha yerleri, bahce koşeleri en cok sevdiği yerlerdir. Ama ote yandan, yalnızlık bir duygu olarak ergen ruhsallığının en temel duygulanımlarından biridir. Coğu ergen kendini kimsesiz, kimse tarafından anlaşılmayan, dahası sevilmeyen, yani yalnız hisseder. Toplumsallaşmanın ağır baskısını bir karşı-ağırlık olarak yalnızlık duygusu ile dengelemeye calışır. Yalnızlığın ergen icin bir diğer işlevi ise otekiyle uygun mesafeyi oluşturmanın yolunu vermesidir.
Ergenlik cağındaki bireyler ve aileleri ile calışırken en cok duyduğumuz, en merak edilen soruları derlemeye calıştım. Bu anlamlandırma surecinde ilk sorumuz aslında “cocuk nereye doğar?” olmalıdır. Cocuk ilk başta anne babanın duşune doğar, tum kaybolmuş, unutulmuş duşlerin yeniden aydınlanması icin. Daha sonra ise anne babanın gecmişine doğar. Anne baba olan iki insanın kendi duşlemlerini ve cocukluk oykulerindeki eksikliği, cocukları aracılıyla gidermeyi (her zaman bilincli olarak olmasa da) hedeflerler. Ergenlik doneminde ise birey daha onceden kendisi icin verilmiş yanıtlar ile savaşmaya başlar. Bu savaşımda catışmaların olması cok normaldir ancak bunu yetişkinler olarak nasıl yonettiğimiz ergenlerle olan ilişkimizin kalitesini belirler.
*Bu yazı Talat Parman’ın Ergenliğin Yuzleri kitabından faydalanarak hazırlanmıştır. Daha ayrıntılı bir okuma yapmak isteyenler bu kitaba başvurabilir.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Ebeveynlerin en cok sordukları sorularla ergeni anlamak
Sağlık0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Ebeveynlerin en cok sordukları sorularla ergeni anlamak