A. İmam Malik'in Tevhide Dair Goruşleri

1. El-Herevî'nin rivayetin e gore Şafiî şoyle demiştir:

Malik'e kelÂm ve tevhide dair soru soruldu. Malik dedi ki:

"Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'in ummetine istincÂnın nasıl yapılacağını oğretip tevhidi oğretmemesi imkansızdır. Tevhid Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'in:

"Ben; Allah'tan başka ibadete layık hic bir ilah yoktur deyinceye kadar insanlarl a savaşmakla emrolundu m." sozleriyle ifade ettiği şeydir.

(BuhÂrî, Zekat, Babu Vucubi'z-Zekat, III, 262, h. 1399; Muslim, İman, Babu'l-Emri bi Kıtali'n-Nas..., I, 5, h. 32; Nesai, Zekat, Babu Manii'z-Zekat, V, 14, h. 2443. Hepsi de Ubeydulla h b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ud'dan o Ebu Hureyre'den yoluyla rivayet etmişlerdir. Ebû DÂvûd, Cihad, AlÂm Yukatelu'l-Muşrikûn, III, 101, h. 2640. Ebu Salih'den Ebu Hureyre'den yoluyla.)

Kendisi sebebiyle malın ve kanın korunduğu şey, tevhidin hakikatin i ifade eder." (Zemmu'l-KelÂm, vr. 210)

2. Darakutnî'nin rivayetin e gore el-Velid b. Muslim dedi ki:

Ben Malik'e, Sevrî'ye, Evzaî'ye ve Leys b. Sa'd'a (Allah'ın) sıfatlarına dair rivayet edilmiş haberler hakkında sordum da hepsi de:

"Onları geldikler i gibi kabul ediniz," dediler." (Darakutni, es-Sıfat, s. 75; el-Âcurrî, eş-Şeria, s. 314; Beyhaki, el-İtikad, s. 118; İbn Abdi'l-Berr, et-Temhid, VII, 149)

3. İbn Abdi'l-Berr dedi ki:

Malik'e: Allah kıyamet gununde gorulecek mi diye soruldu. O: "Evet," dedi. Aziz ve celil olan Allah:

"O gunde yuzler var ki apaydınlıktır, Rablerine bakıcıdırlar." (Kıyame, 75/22-23) diye buyurmakt adır.

Bir başka topluluk hakkında da şoyle buyurmakt adır:

"Hayır, muhakkak ki onlar o gunde Rablerind en elbette perdelenm iş olacaklar dır." (Mutaffifi n, 83/15) (el-intika, s. 36)

Kadı lyad, Tertibu'l-MedÂrik'de ( II, 42) İbn Nafi'den ve Eşheb'den şunları nakleder:

-Biri diğerinin nakilleri nden bazı yerlerde fazla lafızlar ilavesiyl e-:

Ey Abdullah'ın babası "o gunde yuzler var ki apaydınlıktır, Rablerine bakıcıdırlar." (KıyÂme, 75/22-23) diye buyurulma ktadır. Onlar Allah'a mı bakacakla r?

İmam Malik:

"Evet şu iki gozleriyle dedi.

Ben kendisine:

Bazıları Allah'a bakılmaz derler. Burada "bakıcı" sevabı bekleyici anlamındadır, diyorlar. Dedi ki: Yalan soylemişlerdir. Aksine Allah'a bakılacaktır. Sen Musa aleyhisse lÂm'ın:

"Rabbim bana kendini goster de sana bakayım." (Araf, 7/143) dediğine dikkat etmez misin? Musa'nın Rabbinden imkansız bir şeyi istediğini uygun gorebilir misin? Bunun uzerine Allah kendisine:

"Beni asla goremezsin..." (Araf, 7/143)

Yani dunyada (goremezsin), dedi. Cunku dunya bir yok oluş yurdudur. Yok olup fani olacak bir şey ile kalıcı olana bakılmaz. O bakımdan kalıcılık yurduna girecek olurlarsa kalıcı olan ile kalıcı olana bakabilec eklerdir.

Ayrıca Yuce Allah: "Hayır muhakkak ki onlar o gunde Rablerind en elbette perdelenm iş olacaklar dır." (Mutaffifi n, 83/15) diye buyurmuştur."

(İmam Malik'ten "İbn Nafi" adı ile rivayet nakledenl er iki kişidir.

Birincisi Abdullah b. Nafi b. Sabit ez-Zubeyrî Ebu Bekr el-Medenî'dir. İbn Hacer onun hakkında şunları soyluyor:

"Doğru sozlu birisidir . 216 h. yılında vefat etmiştir."

İkincisi ise Abdullah b. Nafi b. Nafi el-Mahzumî'dir. Onların azadlıları olup kunyesi Ebu Muhammed el-Medenî'dir. İbn Hacer onun hakkında şunları soylemektedir:

"Sika birisidir . Yazdıkları sahihtir. Fakat hıfzında bir parca gevşeklik vardır. H. 206 yılında vefat etmiştir. Daha sonra vefat ettiği de soylenmiştir." (Takribu't-Tehzib, I, 445-456; Tehzibu't-Tehzib, VI, 50-51)

(Eşheb b. Abdu'l-Aziz b. Davud el-Kaysi Ebu Omer el-Mısri'dir. İbn Hacer onun hakkında şunları soyler:

"Sikadır, fakihtir. 204 h. yılında vefat etmiştir." (Takribu't-Tehzib, I, 80) Biyografi si icin bk. Tehzibu't-Tehzib, I, 359)

4. Ebu Nuaym, Cafer b. Abdullah'tan şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik b. Enes'in yanında idik. Ona bir adam gelerek:

Ey Ebu Abdullah dedi. Rahman olan Allah Arşa istiva etti (diye buyurulma ktadır). Peki nasıl istiva etti?

İmam Malik bu sorudan kızdığı kadar hicbir şeye kızmamıştı. Yere baktı elinde bulunan bir sopa ile yere vurmaya başladı. Nihayet onu bir ter bastı. Daha sonra başını kaldırıp elindeki sopayı attı ve şoyle dedi:

"Onun keyfiyyet i / nasıllığı akıl ile kavranılamaz. Onun istivası bilinmeye n bir şey değildir. Ona iman farzdır. Ona dair soru sormak bid'attir. Zannederi m sen bid'atci birisisin", dedikten sonra emir vererek dışarı cıkartıldı."

(Hilye, VI, 235-236. Aynı şekilde Sabuni, Akîdetu's-Selef Ashabi'l-Hadis, s. 17-18'de Cafer b. Abdullah, Malik'ten yoluyla, İbn Abdi'l-Berr, etTemhid, VII, 151 'de Abdullah b. Nafi o Malik'ten yoluyla Beyhaki, el-Esma ve's-Sıfat, s. 408'de Abdullah b. Vehb, Malik'ten yoluyla rivayet etmişlerdir. Hafız İbn Hacer, Fethu'l-Bari, XIII, 406-407'de "isnadı ceyyiddir" demiş, Zehebî, el-Uluvv, s. 103'de sahih olduğunu soylemişti.)

5. Ebu Nuaym, Yahya b. er-Rabi'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik b. Enes'in yanında bulunuyor dum. Huzuruna bir adam girdi ve:

Ey Ebu Abdullah dedi. Kur'Ân mahluktur, diyen bir kimse hakkında ne dersin?

Malik: "O bir zındıktır. Onu oldurun", diye cevap verdi.

Adam: Ey Ebu Abdullah dedi. Ben gercekten duyduğum bir sozu naklediyo rum. O:

"Ben bu sozu hic kimseden duymadım. Bunu ancak senden duyuyorum", diye cevap verdi ve bu sozu cok buyuk bir iş olarak değerlendirdi."

(Hilye, VI, 325; LalekÂi, Şerhu Usûli itikadi Ehli's-Sunneti ve'l-Cemaa, I, 249'da Ebu Muhammed Yahya b. Halef, Malik'ten yoluyla Kadı lyad, Tertibu'l-MedÂrik, II, 44'de zikretmişlerdir.)

( Zındık: Farscadan Arapcaya girmiş bir kelimedir . Muslumanlar onceleri Maniheizm e uygun olarak aydınlık ve karanlık unsurlarını esas kabul eden kimseleri ve başkalarını anlatmak uzere kullanmışlardır. Daha sonra bu anlam genişleyerek Dehrileri, Mulhidleri ve diğer sapık itikad muntesiblerini de kapsadı. Hatta şupheciler ve fikri ve ameli olarak dinin hukumlerinin dışına cıkan herkes hakkında kullanılmaya başlamıştır. Bk. el-Mevsuatu'l-Muyessera, I, 929; Abdu'r-Rahman Bedevî, Tarihu'l-İlhad, s. 14-32)

6. İbn Abdi'l-Berr, Abdullah b. Nafi'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik b. Enes şoyle diyordu:

"Her kim Kur'Ân mahluktur derse o canı acıtılana kadar dovulur ve olunceye kadar hapsedili r." (el-İntika, s. 35)

7. Ebû DÂvûd, Abdullah b. Nafi'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik dedi ki:

"Allah goktedir. İlmi ise her yerdedir." (Ebû DÂvûd, Mesailu'l-İmam Ahmed, s. 263; Abdullah b. Ahmed, es-Sunne, s. 11 -eski baskı-; İbn Abdi'l-Berr, et-Temhid, VII, 138)

B. İmam Malik'in Kadere Dair Goruşleri


1. Ebu Nuaym, İbn Vehb'den75 dedi ki:

"Malik'i bir adama şunları soylerken dinledim:

Sen dun bana kader hakkında sormuştun (oyle mi)? Adam: Evet deyince Malik şunları soyledi:

Yuce Allah şoyle buyurmakt adır:

"Eğer biz dileseydi k her nefse elbette hidayetin i verirdik. Fakat benden sadır olan: "Cehennemi butunu ile cinlerden ve insanlard an elbette dolduracağım" sozu hak olmuştur." (Secde, 32/13)
Kaynak: islami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler http://www.islam-tr.net/akide-itikad...tml#post123206

O halde Yuce Allah'ın dediğinin gercekleşmesi kacınılmaz bir şeydir." (Hilye, VI, 326)

(İbn Vehb; Abdullah b. Vehb el-Kuraşî'dir. Kureyş'in azadlısı ve Mısırlıdır. İbn Hacer onun hakkında şunları soylemiştir: "Fakih, sika, Hafız ve Abid birisi idi. 197 h. yılında vefat etmiştir." (Takribu't-Tehzib, I, 460)

2. Kadı lyad dedi ki:

İmam Malik'e kaderiye kimlerdir diye soruldu. O: "(Allah) masiyetle ri yaratmamıştır diyen kimselerd ir" diye cevap verdi.

Yine ona kaderiyen in kimler olduğuna dair soru soruldu şoyle dedi:

Onlar: "İstitaat (amele guc yetirebil mek) kendileri ne verilmiştir. Dilerlers e itaat ederler, dilerlers e isyan ederler diyen kimselerd ir." (Tertibu'l-Medarik, II, 48; Ayrıca bk. Şerhu Usuli itikadi Ehli's-Sunneti ve'l-Cemaa, II, 701)

3. İbn Ebi Asım, Said b. Abdu'l-Cebbar'dan şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik b. Enes'i şoyle derken dinledim:

"Onlar hakkındaki goruşume gore onlardan tevbe etmeleri istenmeli dir. Tevbe ederlerse mesele yok, aksi takdirde oldurulurler. -Kastettiği kimseler kaderiyey e mensub olanlardır.-" (İbn Ebi Asım, es-Sunne, I, 87-88; Aynı şekilde Ebu Nuaym, Hilye, VI, 326)

4. İbn Abdi'l-Berr dedi ki:

Malik dedi ki: "Ben kadercile re mensub kimi gordumse mutlaka bayağı, gelişiguzel hareket eden ve hafifliği olan bir kimseydi." (el-İntika, s. 34)

5. İbn Ebi Asım'ın rivayetin e gore Mervan b. Muhammed et-Tatarî şoyle demiştir:

"Malik b. Enes'e kaderiyey e mensub bir kimseye kız vermeye dair soru soruldu. Bunun uzerine:

"Mu'min bir kole elbette muşrik bir erkekten daha hayırlıdır." (Bakara, 2/221) ayetini okudu." (İbn Ebi Asım, es-Sunne, I, 88; Hilye, VI, 326)

6. Kadı lyad dedi ki:

Malik dedi ki:

"(Bid'at goruşune) davet edip propagand asını yapan kaderiyye mensubu kimsenin de haricînin de, rafızînin de şahitliği caiz değildir." (Tertibu'l-Medarik, II, 47 )

7. Kadı lyad dedi ki:

"Malik'e Kaderiye mensubu kimseler ile konuşmayı keselim mi? diye soru soruldu şoyle dedi:

"Eğer gitmekte olduğu yolu bilen birisi ise evet."

Bir başka rivayette şoyle cevap vermiştir:

"Onların arkasında namaz kılınmaz. Onların naklettik leri hadis kabul edilmez. Herhangi bir sınır karakolun da onlara yetişecek olursanız onları oradan cıkartınız." (Tertibu'l-Medarik, II, 47)

C. İmam Malik'in ÎmÂna Dair Goruşu


1-İbn Abdi'l-Berr, Abdu'r-Rezzak b. Hemmam'dan şoyle dediğini rivayet etmektedir:

"Ben İbn Cureyc'i, Sufyan es-Sevri'nin, Mamer b. Raşid'in, Sufyan b. Uyeyne'nin ve Malik b. Enes'in:

"İman soz ve ameldir. Artar ve eksilir." dedikleri ni dinledim." (el-lntıka, s. 34)

(İbn Cureyc; Abdullah b. Abdu'l-Aziz b. Cureyc er-Rumi el-Umevi el-Mekki diye bilinir. Umeyye oğullarının azadlısıdır. Zehebi onun hakkında şunları soyler:

"imam hafız Harem bolgesinin fakihi Ebu'l-Velid kunyelidir." 150 h. yılında vefat etmiştir. (Tezkiratu'l-Huffaz, I, 169) Biyografi si icin bk. Tarihu Bağdad, X, 300)

2. Ebu Nuaym, Abdullah b. Nafi'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik b. Enes:

"İman soz ve ameldir", derdi. (Hilye, VI, 327)

3. İbn Abdi'l-Berr, Eşheb b. Abdu'l-Aziz'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik dedi ki:

"İnsanlar (muslumanlar) onaltı ay boyunca Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kıldılar. Daha sonra Beyt-i Haram'a donmeleri emrolundu . Yuce Allah da:

"Allah imanınızı boşa cıkartacak değildir." (Bakara, 2/143) diye buyurdu. Bundan maksat da Beytu'l-Makdis'e doğru kıldığınız namazlardır.

Malik dedi ki:

Ben bununla Murcie'nin:

Namaz imandan değildir, sozlerine dikkat cekiyorum." (el-lntıka, s. 34)

D- İmam Malik'in Ashab-ı Kiram Hakkındaki Sozleri


1. Ebu Nuaym, Abdullah el-Anberî'den dedi ki:

Malik b. Enes dedi ki:

Kim Rasûlullah sallallah u aleyhi ve sellemin ashabından herhangi birisinin şanını eksiltirs e yahutta kalbinde onlara karşı bir kin beslerse muslumanlara ait olan fey'den onun hicbir hakkı yoktur. Daha sonra Yuce Allah'ın:

"Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden once iman etmiş kardeşlerimizi mağfiret eyle, kalblerim izde iman edenlere karşı hicbir kin bırakma..." (Haşr, 59/10) buyruğunu okudu. Buna gore kim onların şanını eksiltir yahutta kalbinde onlara karşı kin duyarsa o kimsenin fey'de herhangi bir hakkı yoktur. (Hilye, VI, 327)

(Abdullah el-Anberî; Abdullah b. Sevvar b. Abdullah el-Anberî el-Basrî'dir. Kadılık yapmıştır, ibn Hacer onun hakkında: "Sika birisidir . 228 h. yılında vefat etmiştir" demektedi r. Vefatına dair başka tarihler de soylenmiştir. (Takribu't-Tehzib, I, 421; Tehzibu't-Tehzib, V, 248)

2. Ebu Nuaym, Zubeyr'in cocuklarından bir adamdan şoyle dediğini rivayet etmektedir:

"Bizler Malik'in yanında bulunuyor duk. Rasûlullah sallallah u aleyhi ve sellem'in ashabının şanını eksilten bir adamdan soz ettiler. Bunun uzerine Malik şu ayet-i kerimeyi okudu:

"Muhammed Allah'ın Rasûludur. Onunla birlikte olanlar kÂfirlere karşı sert ve katı, kendi aralarında merhametl idirler. Sen onları rukû' ediciler ve secde ediciler, Allah'tan bir lutuf ve rıza isteyenle r olarak gorursun. Secde izinden nişanları yuzlerindedir. Onların Tevrat'taki vasıfları budur. İncil'deki vasıflarına gelince o once filizini yarıp cıkarmış, sonra onu gittikce kuvvetlen dirmiş, sonra kalınlaşıp govdesi uzerine doğrulmuş, ekinciler in hoşuna giden bir ekin gibidir. Bununla kÂfirleri ofkelendirmek icin (bu misali verdi.)" (Feth, 48/29)

İmam Malik dedi ki:

"Her kimin kalbinde Rasûlullah sallallah u aleyhi ve sellem'in ashabından herhangi bir kimseye karşı bir kin ve ofke olursa o bu ayet-i kerimenin musibetin e uğrar." (Hilye, VI, 327)

(Bu ez-Zubeyr b. el-Avvam'ın cocuklarından (torunlarından) olup Malik b. Enes'e oğrencilik yapan ve ondan ilim belleyen kişi olup adı Abdullah b. Nafi b. Sabit b. Abdullah b. ez-Zubeyr b. el-Avvam'dır. Daha onceden de ona dair bilgi verilmiş bulunmakt adır. Mus'ab b. Abdullah b. Mus'ab ile ilgili tanıtıcı bilgi de biraz sonra gelecekti r.)

3. Kadı lyad, Eşheb b. Abdu'l-Aziz'den şoyle dediğini nakletmektedir:

"Malik'in yanında bulunuyor duk. Bu sırada alevilerd en (Ali b. Ebî Talib'in soyundan gelenlerd en) bir adam onun yanı-başında durdu. Onun meclisine gider gelirlerd i. Bu zat ona:

Ey Abdullah'ın babası diye seslendi. Malik ona doğru baktı. Bir kimse yuksek sesle ona seslendi mi başını kaldırıp ona bakmaktan daha ileri derecede ona bir karşılık vermezdi. Ali b. Ebî Talib'in soyundan gelen bu zat ona dedi ki:

Ben seni yarın Allah'ın huzuruna varıp da bana soru soracak olursa, ben de kendisine bana Malik dedi diyerek seni benimle Allah arasında bir huccet (delil) kılmak istiyorum .

Malik ona şoyle dedi: "Soyle."

Adam: Rasûlullah sallallah u aleyhi ve sellem'den sonra insanların en hayırlısı kimdir? diye sordu.

Malik: Ebu Bekir'dir, dedi.

Ali soyundan gelen zat: Sonra kimdir diye sordu.

Malik: Sonra Omer'dir, dedi.

Ali soyundan gelen zat: Sonra kimdir, diye sordu.

Malik: Haksızca oldurulmuş olan halife Osman'dır, dedi.

Ali soyundan gelen zat: Allah'a yemin ederim ebediyyen seninle birlikte oturmayac ağım, dedi.

Bunun uzerine Malik ona:

Tercih yapmak senin hakkındır, diye cevap verdi." (Tertibu'l-Medarik, II, 44-45)

E - İmam Malik'in KelÂmı ve Din Hususunda Tartışmaları Yasaklaması


1. İbn Abdi'l-Berr, Mus'ab b. Abdullah ez-Zubeyrî'den dedi ki:

Malik b. Enes şoyle derdi:

"Din hakkında kelÂm hoşuma gitmeyen bir şeydir. Bizim şehrimizin ahalisi hep ondan hoşlanmamışlardır ve onunla uğraşmayı yasaklaya gelmişlerdir. Cehm'in goruşu kader ve buna benzer her bir husustaki kelÂm (soz soyleme) bu kabildend ir. Ameli beraberin de getiren hususlar dışında kelÂm sevilen bir şey değildir. Allah'ın dini ve aziz ve celil olan Allah'ın zatı hakkında kelÂma gelince konuşmayıp susmayı daha cok severim. Cunku ben bizim şehrimiz ahalisini n ameli gerektire n dışında din hakkında kelÂmı yasakladıklarını gordum."

(CÂmiu Beyani'l-ilm, s. 415, Daru'l-Kutubi'l-lslamiyye baskısı.)

(Mus'ab b. Abdullah b. Mus'ab b. Sabit b. Abdullah b. ez-Zubeyr b. el-Avvam el-Esedi'dir. Medine'lidir. Bağdat'ta yerleşmiştir. İbn Hacer onun hakkında: "Doğru sozludur, neseb ilmini iyi bilen birisidir . 236 h. yılında vefat etmiştir" demektedi r. (Takribu't-Tehzib, II, 252; Hayatı icin bk. Tehzibu't-Teh-zib, X, 162)

2. Ebu Nuaym, Abdullah b. Nafi'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik'i şoyle derken dinledim:

"Bir kimse Allah'a ortak koşmanın dışında butun buyuk gunahları işlese ancak bu ceşitli heva ve bid'atlerden uzak kalsa -ve bu arada bazı sozler (kelÂm)i de soz konusu etti- yine cennete girer." (Hilye, VI, 325)

3. el-Herevi, İshak b. İsa'dan şoyle dediğini rivayet etmektedir:

"Malik dedi ki:

Kim kelÂm yoluyla dini oğrenmek isterse zındıklaşır, kim kimya (simyacılık) ile mal sahibi olmak isterse iflas eder, kim de hadisin garib lafızlarını oğrenmek isterse yalan soyler." (Zemmu'l-KelÂm, vr. 173 a)

(İshak b. İsa b. Necih el-Bağdadi. Onun hakkında İbn Hacer: "Doğru sozludur. 214 h. yılında vefat etmiştir" demektedi r. (Takribu't-Tehzib, I, 60; Biyografi si icin bk. Tehzibu't-Tehzib, I, 245)

4. Hatib, İshak b. İsa'dan dedi ki:

Malik b. Enes'in din hususunda tartışmaları ayıpladığını ve şoyle dediğini dinledim:

"Diğerinden daha cok mucadele ve tartışmayı beceren bir kimse her geldiğinde biz de Cebrail'in peygamber e getirdiğini geri mi cevireceğiz?" (Şerefu Ashabu'l-Hadis, s. 5)

5. el-Herevî, Abdu'r-Rahman b. Mehdi'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik'in huzuruna girdim. Yanında ona soru soran birisi vardı. Dedi ki:

"Muhtemele n sen Amr b. Ubeyd'in adamlarındansın. Allah Amr b. Ubeyd'e lanet eylesin. Cunku o kelÂmdan bid'at olan bu işi ortaya koymuş bulunmakt adır. Şayet kelÂm bir ilim olsaydı ashab ve tÂbiûn ceşitli ahkÂm ve şer'i meseleler hakkında konuştukları gibi ona dair de bir şeyler soylerlerdi." (Zemmu'l-KelÂm, vr. 173 b)

6. el-Herevî, Eşheb b. Abdu'l-Aziz'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

Malik'i şoyle derken dinledim:

"Bid'atlerden cokca sakının."

Ona: Ey Abdullah'ın babası bid'atler nedir, diye soruldu. Şoyle dedi:

"Bid'at ehli kimseler Allah'ın isimleri, sıfatları, kelÂmı, ilmi ve kudreti hakkında konuşup duran buna karşılık ashab-ı kiramın ve onlara guzel bir şekilde uyan tabiinin sustukları yerde susmayan kimselerd ir." (Zemmu'l-KelÂm, vr. 173 a)

7. Ebu Nuaym, Şafiî'den şoyle dediğini rivayet etmektedir:

"Malik b. Enes'in yanına sapık bir fırka muntesibi olan bir kimse gelecek olursa şoyle derdi:

"Ben Rabbimden ve dinimden apacık bir delil uzereyim. Sen ise şuphe eden birisisin . Bu sebeble şuphe eden bir başkasına git ve onunla tartış." (Hilye, VI, 324)

8. İbn Abdi'l-Berr, Malikî mezhebine mensup Mısırlı Ahmed b. Huveyzime ndad'dan şoyle dediğini rivayet etmektedir:

el-Hilaf adlı kitabının icareler bahsinde dedi ki:

"Malik dedi ki:

"Heva ehlinin, bid'atcilerin ve yıldız falcılarının kitaplarının -ve daha başka kitapları da soz konusu etti- icare ile kiralanma sı caiz değildir. Daha sonra şunları soyledi:

Bizim mezhebimi zin mensuplarına gore heva ve bid'at ehline mensup kimseleri n kitabları Mutezile ve benzeri kelÂmcıların kitablarıdır. Bu gibi hususlard a yapılan icare akitleri feshedili r." (CÂmiu BeyÂni'l-ilm, s. 316-317)

İşte bunlar İmam Malik'in tevhîde, ashab-ı kirama, imana, kelÂm ilmine ve daha başka hususlara dair tavırlarını ve sozlerini ortaya koyan bazı işaretlerdir.
__________________