2.1 milyar toplam hasta sayısı... 2 trilyon dolar toplam tedavi ucreti... Gunumuzun vebası olan bu hastalık icin tahminleriniz arasında kanser, şeker hastalığı (diyabet), bobrek yetmezliği olabilir. Ancak cevabımız OBEZİTE!

Bundan iki bin yıl once kişi ne kadar kiloluysa o kadar guclu ve kuvvetli sayılırdı. Şiirlerde kadınların guzelliği tombul yanaklarla anlatılırdı. Yıllar gectikce algılar değişti, zayıflık sağlık olarak nitelendirildi. Gunumuzde hayatımızı esir alan reklamlar ve sosyal medya gorselleri bu durumu
destekledi. Peki nasıl bu hale geldik?

Teknoloji temel ihtiyaclarımızda en buyuk yardımcımız haline geldi. Birinden haber almak icin saatlerce yurunmesi gereken yollar arabayla dakikalar icinde katedildi, veya bir “Alo” tum endişelerimizi giderdi. Yine aynı alo; bir oğunluk tokluk icin saatlerce av izi suren insanoğlunu evlere mahkum etti. Artan nufus, artan ihtiyac demekti; işler arttı, hareket azaldı. Once kıyafet bedenlerine bol x eklendi, sonra restorantların kişi başına sunduğu yemek porsiyonları arttı, ucak koltukları bile buyudu beden kutle indekslerimize doğru orantılı olarak. En buyuk ilac firmalarının aynı zamanda en buyuk cikolata markaları olması ise; bizi once hasta edip sonra tedavi icin kendilerine muhtac etme kısır dogusune sokuyor. En ciddi ornekleri ise ergenliğe giriş yaşının kız cocuklarında 8’e kadar inmesi, kadın hastalıklarından en yaygını olan adet duzensizlikleri, erken menapoz olarak karşımıza cıkıyor. Yani gercekten icimize kadar işliyor. Peki bu sinsi hastalığın en mahremimiz olan cinselliğimizi etkilediğini biliyor musunuz? Ya da şoyle soralım; kac top model obez? Victoria Secret’ta XL beden ic camaşırı var mı? Obez bir kadın ya da erkek hic
zorlanmadan istedikleri her pozisyonda birlikte olabiliyorlar mı? Rahatca? Ne yazık ki hayır.

Bunlar tahminlerimiz değil, her yıl tedavi ettiğimiz yuzlerce hastadan duyduklarımız. Aksini duşunenler icin biraz da bilim kouşsun. Yapılan araştırmalar obez bireylerde , cinsel doyumda kotuleşme, zevk alamama, cinsel ilişki sıklığının azalması, iktidarsızlık ve orgazm olamama; hatta kısırlığa kadar giden kotu tabloları gozler onune seriyor. Bunları yaşayan kişilerde ilişkiler catırdıyor, ozguven kayboluyor, ruhsal problemler baş gosteriyor ve bu duygusal boşluk sessiz ve dilsiz dostlar olan yemeklerle dolduruluyor. Kişi kilolarından dolayı yaşadığı sorunları yiyerek aşmaya calışıyor. Bir kısır dongu daha! Daha derine inen başka araştırmalar da var tabii. Aşırı obez hastalar uzerinde yapılan bir calışmada ise; kilo vermeleri icin uygulanan obezite cerrahisi sonrası sonuclar umut verici. Operasyondan bir yıl sonra hastaların buyuk coğunluğunun cinsel hayatında ameliyat oncesine gore iyileşme olduğu saptanmış, yine aynı grubun yarısından fazlasının partnerlerinde cinsel istekte artma olmuştur. Yani verilen her bir kilo, fiziksel ve ruhsal sağlığı olumlu olarak değiştiriyor. Cozum eve kapanmak mı? Sorunları kimseyle paylaşmamak mı? Hayır. On yıl sonraki ‘sen’ icin şimdi harekete gecin! Kararın uygulamaya koyulduğu her an, her zaman kararsızlıktan daha erkendir. Sağlık kuruluşları, sağlık profosyonelleri, diyetisyenler ve biz hekimler hedefinize ulaşmak icin yuruyeceğiniz yolda ışık olmak icin her zaman yanınızdayız.

[h=2]İstanbul Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]