~Kanser hastalığı, dunyada olum nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada gelmektedir. Yapılan istatistiklere gore 2015 yılına gelindiğinde her uc kişiden birisinin kanser hastalığına yakalanacağı tahmin edilmektedir. Gunumuze kadar bircok hastalığın tedavisi bulunmuştur. Ancak kanser hastalığının tedavisi henuz mumkun değildir. Biz doktorların yaptığı tedavi kanserli doku yada organı alıp atma ve/veya kemoterapi ve radyoterapi ile tumoru yok etme uzerine kurulmuştur.

Bu tedavileri vucut musaade ediyorsa ve kanser cok ilerlememişse yapabilmekteyiz. Cunku bu tedavilerde kanser hucreleri kadar vucut hucreleri de zarar gormektedir. Kanser dokusu oldurulurken vucuttaki dokularda olmektedir. Yapmayı istediğimiz ama dunyada henuz keşfedilmemiş tedavi normal hucreden gelişen kanserli hucreyi, tekrar normal hucre haline getirmektir.

Bu bulunduğu zaman kanserin gercek tedavisini yapabileceğiz. Kanser hastalığının amaclanan tedavi şekli henuz daha bulunmadığına gore onceden alınan tedbirler ve yaşam bicimi değiştirilerek bu hastalıktan korunmak mumkundur. Peki kanser hastalığına yakalanmamak icin neler yapmalıyız ya da yapmamalıyız.
SİGARA İCMEYİNİZ

Sigara icmek bilimsel olarak kanıtlanmış bircok kanserin sebebidir. Gunluk icilen sigara miktarı ve sigara icme suresi ile kanser gelişmesi arasında doğru orantı vardır. Sigaranın bircok kansere sebep olduğu bilinmektedir. Bilimsel olarak kanıtlanmış akciğer kanseri, gırtlak kanseri, mesane kanserine kesin olarak sigaranın sebep olduğu bilinmektedir. Acık havada icmek, ağızlık kullanmak, light sigara, ince sigara, sigar, el yapımı sigara icmekle de sigaranın kanser yapıcı etkilerinden kurtulmak mumkun değildir. Sigara yerine puro, pipo ve nargile icmek de aynı sigara gibi hatta sigaradan daha kotu etki yapmaktadır. Sigara icmiyorsanız bile sigara icilen ortamda bulunarak pasif icici olmanız da aynı sigara icenlerdeki gibi size zarar verir. Bu yuzden sigara icmeyiniz, yanınızda sigara icirtmeyiniz ve sigara icilen ortamlarda bulunmayınız.
ALKOL KULLANMAYINIZ

Alkolun boğaz, gırtlak, ağız, karaciğer, kalın barsak ve pankreas kanserlerine sebep olabileceği bilinmektedir. Sigara ile beraber alındığında bu risk artmaktadır. Bu yuzden alkol kullanmayınız ya da kullandığınız alkol miktarını azaltınız.
KİLO ALMAYINIZ

Yapılan bircok bilimsel calışmalarda obezitenin (aşırı kilolu olma) kanser sebeplerinden birisi olduğu kanıtlanmıştır. Ancak bu her obez insanda kanser gelişeceği anlamına gelmediği gibi her zayıf insanda da kanser gelişmeyeceği anlamına gelmez. İstatistikler obez insanların kansere yakalanma olasılığının daha fazla olduğunu gostermektedir. Kilo verme diyetle ve/veya egzersizle mumkun olur.

Bu konuda eğer kilo vermeye ihtiyacınız varsa bu bir uzman doktorun kontrolu altında yapılmalıdır. Uzman kişilerin kontrolunde olmadan yapılan alternatif tedaviler veya bitki tedavileri ile sağlığınız bozulabilir. Peki kimlerin kilo vermeye ihtiyacı vardır? Obez olup olmadığımızı neye gore anlayabiliriz? Bu konuda geliştirilmiş uluslar arası kullanılan bir hesaplama mevcuttur. Bu hesaplamaya vucut kitle indeksi diyoruz. Vucut kitle indeksi (VKİ), vucut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bolunmesiyle hesaplanır.

Mesela boyu 1.80 metre ve 97 kilo olan kişinin vucut kitle indeksi şoyle hesaplanır. 97/(1.80x1.80)=29.93 olarak bulunur. Vucut kitle indeksine gore 18.5 ve altı duşuk kilo, 18.5 - 24.9 arası normal kilo, 25-29.9 arası fazla kilo, 30-40 arası obez, 40 ve ustu aşırı obez olarak sınıflandırılır. Obez ve aşırı obez gurupta kanser gelişme olasılığı normal kilolu insanlara gore daha fazladır. Kanser gelişmesi acısından ideal olan kilo vucut kitle indeksine gore normal kilolu insanlardır. Bu yuzden kilo almamak veya mevcut fazla kilolarınızdan kurtulmak kanserden korunma acısından onemlidir.
STRESTEN UZAK DURUNUZ

Stresli insanlarda kanser gelişme oranlarının yuksek olduğu bildirilmiştir. Stres, depresyon, uzuntu, huzursuzluk, kaygı, endişe, devamlı mutsuzluk hali kanser gelişimini başlatan ve kanser buyumesini hızlandıran sebeplerdendir. Yaşam şeklini değiştirerek mutlu olma yolları aranmalıdır. Mutlu olabileceğiniz bir iş ve mutlu olabileceğiniz bir eş secmek bu konuda cok onemlidir. İnsanın işinden başka yapmaktan zevk alacağı bir hobi ile uğraşması, kendisine zaman ayırması ve bu şekilde deşarj olması da cok onemlidir. Muzikle uğraşmak, resim yapmak, kitap okumak, kitap yazmak, spor yapmak, değişik yerler gormek, toprakla uğraşmak gibi insanın işinin dışında sevdiği bir şeyle uğraşması deşarj olmasını sağlar. Sigara veya alkol kullanmak stresi yok eden faktorler değildir. Aksine kanser gelişmesine sebep olan faktorlerdendir. Kanserden korunmak icin size endişe verecek strese sokacak durumlardan uzak durun, boyle ortamlara, tartışmalara girmeyiniz ve size stres yapan kişi ve kişilerden mumkunse uzak durunuz, işiniz dışında sevdiğiniz bir hobiniz olsun, kendiniz icin zaman ayırın, mutlaka tatil yapınız ve sevdiğiniz kişilerle zaman gecirin. .

HERGUN SEKİZ SAAT UYUYUNUZ

Kanser dahil tum hastalıklarla savaşan vucudumuzun bağışıklık sisteminin uykuya ve dinlenmeye ihtiyacı vardır. Cunku bağışıklık sistemini sağlayan hormonlar uykuda artar. Uykunun kesintisiz ve derin olması icin huzurlu bir aile yaşamı, duzenli beslenme, egzersiz ve fiziksel aktivite ve sağlıklı bir vucut gerekir. Psikolojik yapınızın sağlıklı olması ve bağışıklık sisteminizin iyi olması icin gunde en az sekiz saat uyuyunuz.
EGZERSİZ YAPIN

Duzenli olarak her gun en az 30 dakika egzersiz yapmak vucut direncini artırarak bircok kanser turunden vucudumuzu korur. Vucudumuzda her gun yuzlerce kanser hucresi oluşur. İmmun sistem dediğimiz vucut direncimiz bu kanser hucrelerini ve vucudumuza giren mikropları yok eder. Her gun duzenli egzersiz yapmak uluslar arası yapılan bilimsel calışmalarda vucudun direncini artırdığını gostermiştir. Ayrıca yapılan egzersiz ile vucudun boşaltım fonksiyonu daha iyi calıştığı icin toksik maddeler vucudumuz ile daha az temas eder ve hızlı bir şekilde atılır. Toksik maddeler egzersiz ile vucuttan ter, gaita ve idrarla beraber atılır. Egzersiz yapmanın kansere karşı korunmada diğer bir olumlu etkisi de kilo uzerinedir. Egzersiz yapan kişilerde kan yağları duşuk olur ve kişi kilo almaz. Dolaylı olarak bu şekilde de egzersiz kansere karşı korunmada cok onemlidir.
HER GUN EN AZ İKİ LİTRE SU İCİN

Yapılan araştırmalara gore her gun 2 litre su tuketenlerde barsak, mesane ve gogus kanserlerinin daha az gorulduğu tespit edilmiştir. Her gun 2 litre su icilmesi ile vucuttan atılması gereken toksik maddeler daha hızlı bir şekilde atılır: Bu sayede boşaltım organları ile bu toksik maddeler daha az temas ederek kanserojen etkileri azalmış olur. Su icmek ayrıca vucudumuzu kalp ve damar hastalıklarından da korur. Yeteri kadar su icilmesi kişiye zindelik verir. Cildin daha guzel ve daha genc gorunmesini sağlar.
İŞLENMİŞ HAZIR GIDALARDAN UZAK DURUN

İşlenmiş hazır besinlerin icindeki bozulmasını onleyici, tat verici, renk verici kimyasalların bircoğu kanserojen (kanser yapıcı) maddelerdir. Sucuk, sosis, salam, biskuvi, kapalı icecekler, hazır yoğurtlar, yağlar bunlardan orneklerdir. Sucuk, sosis salam yerinen taze et, kapalı icecekler yerine hazır sıkılmış meyve suları, hazır yoğurtlar yerine doğal ortamda elde edilmiş işlenmemiş sutlerle evde yapılan yoğurtlar, yağlar, peynirler, bircok işlemden gecirilerek elde edilmiş neskafeler yerine doğal cekirdeğinden cekilmiş Turk usulu kahve icilmesi, hazır limon suları yerine taze sıkılmış limon suyu, rafineri zeytinyağı yerine sızma zeytinyağı kullanılması, biskuviler yerine yeni hazırlanmış hamur ile yapılan pasta ve borekler tuketilmesi gibi daha verilebilecek bircok ornekler kanserden korunmamız acısından cok onemlidir. Kışın yemeklerimizin yanında tukettiğimiz nefis tadı olan turşularımızın maalesef yapılan calışmalarda sindirim sistemi kanserlerine yol acabileceği bildirilmiştir. Bu, her turşu tuketende kanser gelişecek anlamında değildir. Ara sıra tadımlık tuketilen evde yapılan turşular insana zarar vermezler. Ancak turşu tuketimi her gun ve her oğunde fazla ise sindirim sisteminizde kanser gelişme riski olduğu hatırlanmalıdır.
MEYVE VE SEBZELERİ MEVSİMİNDE TUKETİN

Mevsiminde uretilmemiş sebze ve meyveler doğal olmayan ortamlarda, hormonlar ve kimyasal maddeler kullanılarak elde edilmiş urunlerdir. Bu urunleri yetiştirmek icin kullanılan hormon ve kimyasal maddeler kanserojendirler ve bu gıdaların bunyesine nufuz ederler. Bu yiyecekleri cok yıkayarak yemek ya da kabuklarını soyarak yemek, ya da pişirerek yemek icerisindeki kimyasalların ve hormonların etkilerini yok etmezler. Sebze ve meyveleri mevsimi dışında tuketmek istiyorsanız bunları eski usulde doğal ortamda kurutarak ya da derin dondurucuda dondurarak muhafaza edip tuketiniz.
ETLERİ DİREK ATEŞLE TEMAS EDECEK ŞEKİLDE PİŞİRMEYİN

Mangal yaparken ateş ile temas edecek şekilde pişirmek ve tutsulemek et icerisinde kanserojen maddelerin acığa cıkmasına sebep olmaktadır. Mangal yapılırken ateş gectikten ve komur koz hale geldikten sonra etler mangala konulmalıdır ayrıca pişen et ve koz arasında mesafe olmalıdır. Ateşi kuvvetlendirmek icin tutsuleme gerekeceği zaman etler uzaklaştırılmalı tutsuleme işlemi bitirildikten sonra etler tekrar konulmalıdır.

TATLANDIRICI KULLANMAYINIZ

Kilo kontrolunde gerek iceceklerimize gerekse tatlılarımıza kullandığımız zararsız zannettiğimiz tatlandırıcıların mesane kanserine sebep olduğu yapılan uluslar arası calışmalarda gosterilmiştir. Kilo verip sağlıklı olmak icin kullandığımız tatlandırıcılar yerine ya cok az şeker kullanmak ya da hic şeker kullanmamak sağlıklı olmak ve mesane kanserinden korunmak icin cok daha faydalıdır.
DOKTOR KONTROLU OLMADAN HORMON KULLANMAYINIZ

Bayanlarda menapozu geciktirmek icin kullanılan ostrojen iceren hormonlar meme kanserine, erkekte ise libido artırmak ve cinsel fonksiyonları duzeltmek icin ozellikle yaşı ileri hastalarda kullanılan testosteron iceren hormonlar prostat icindeki buyumeyen ve zarar vermeyen bir kanserin alevlenmesine ve prostat kanserinin başka yerlere sıcramasına sebep olabilir. Erkeklik hormonu iceren ilaclar kullanılmadan once uroloji uzmanı tarafından hasta değerlendirilmeli ve prostat kanseri ya da prostat kanseri şuphesi olup olmadığı belirlenmelidir. Hastanın kullanması uygun gorulduğu zaman ise mutlaka uroloji uzmanı tarafından takip edilmelidir. Bayanlarda ise ostrojen kullanımı genel cerrahi ve kadın doğum uzmanları tarafından uygun olan hastalarda ve kontrol altında kullanılmalıdır.
GUNEŞ IŞINLARINA DİREK MARUZ KALMAYINIZ

İnsanoğlu tarafından karbon iceren yakıtların kullanımı neticesinde guneşin zararlı ışınlarını onleyen ozon tabakasındaki bozulma her gecen gun daha fazla olmaktadır. Bu da sonucta guneşin zararlı ışınlarının yeryuzune ulaşmasına sebep olmaktadır. Son yıllarda insanlarda cilt kanserleri eskiye oranla cok daha fazla gorulmektedir. Deniz veya havuz kenarında sağlık icin veya kozmetik amaclı guneşlenmek ve bronzlaşmak bu nedenden dolayı zararlı olabilir. Guneş ışığına yani ultraviyole B ışınlarına uzun sure maruz kalmak cilt kanserine sebep olmaktadır. Uzun sure solaryuma girmek de aynı şekilde kanser riskini artırmaktadır. Bunun yerine golge altında guneşlenmek, birden guneşlenmek yerine her gun belli miktarda yavaş yavaş guneşlenerek bronzlaşmak, guneş ışınlarının dik geldiği saatlerde guneşe cıkmamak cilt kanserinden korunmak icin onemlidir. Yuksek faktorlu kremlerin kullanılması onerilmektedir ancak yuksek faktorlu de olsa guneş kremleri guneşin zararlı etkilerini tamamen yok edememektedir.
KANSER YAPAN MİKROPLARDAN KORUNUN

Tum kanserlerin yuzde yirmisi mikrobik ajanlardan meydana gelmektedir. Human papilloma virusu (HPV) rahim ağzı kanserine, hepatit B virusu karaciğer kanserine yol acar. Sebebi vucut direncini duşuren bir virus olan AIDS hastalığı olanlarda normal insanlara gore daha cok kanser vakaları gorulur. Guvenli bir cinsel ilişki ve bu hastalıklara karşı aşılanma kanserden korunmak icin gereklidir. Midede yerleşen helicobacter pilori (HP) isimli bakteri kronik gastrite ve mide kanserine sebep olabilmektedir. HP ye bağlı gastrit tespit edildiğinde antibiyotiklerle bu bakteri yok edilmelidir.
VUCUDUNUZDAKİ BENLERİ SIK SIK KONTROL EDİNİZ

Vucuttaki siyah benler prekanseroz lezyonlardır. Bu yuzden duzenli olarak takip edilmeleri gerekir. Benlerdeki buyume, benin renginin koyulaşması, siyahlığının artması, uzerinde kıllanma meydana gelmesi kanserleştiğinin bir bulgusu olabilir. Boyle değişim gosteren benleriniz mevcutsa hic vakit kaybetmeden cilt hastalıkları uzmanına, genital bolge benleri icin ise uroloji uzmanına muracaat ediniz.
BAZ İSTASYONLARI, YUKSEK GERİLİM HATLARI VEYA RADYASYON İCEREN ALANLARDAN UZAK DURUNUZ.

Radyasyonun kanserojen etkisi uzun yıllardan beri bilinmektedir. Ancak gozle gorunmediği ve zararlı etkilerinin hemen ortaya cıkmaması nedeniyle kanser yapıcı etkisi goz ardı edilebilmektedir. Radyasyona maruz kalma dozu ve suresi ile doğrudan ilişkilidir. Ayrıca radyasyonun vucutta birikici etkisi vardır. Radyasyon hemen kansere sebep olmaz. Kanser yapıcı doza maruz kaldıktan 15-20 yıl gibi uzun sure sonunda kanser gelişir. Ancak radyasyonla o kadar cok ici ice yaşamaktayız ki rontgen filmleri, tomografiler, cep telefonları, televizyonlar, bilgisayarlar, baz istasyonları, guvenlik gecişleri hep radyasyonla calışmaktadır. Bu sayılanlarda radyasyon miktarı az olsa da devamlı maruz kalma ile vucutta birikici etki yapmaktadırlar. Yaşam şeklinizi radyasyona maruz kalmayacak şekilde ancak teknolojiden de uzak kalmayacak şekilde kendiniz ayarlayınız.
CEP TELEFONLARINIZI AZ KULLANIN

Cep telefonları her kulağa goturulduğunde beyin radyasyon alır. Radyasyonun birikici etki yaptığı bilindiği icin cep telefonlarınızı mumkun olduğu kadar az kullanınız. Cep telefonu ile sohbet etmek yerine goruşulecek konu mumkun olduğu kadar kısa tutulup konuşma sonlandırılmalıdır. Konuşma sohbete donup suresi uzadıkca beyninizin aldığı radyasyon miktarı da artmaktadır. Cep telefonları yaygın kullanıma girdiğinden beri beyin tumorlerinde artış gorulmuştur. Kablolu kulaklık kullanımı bu etkiyi azaltır. Ancak bluetooth kulaklık kullanmak bu etkiyi azaltmadığı gibi artırabilir. Bilimsel calışmalar gunde yarım saatten fazla cep telefonu ile konuşanlarda beyin tumoru gorulme riskinin cok arttığını belirtmektedir. Cep telefonunuzla sohbet etmeyiniz, gerekli konuyu konuşup kısa surede goruşmeyi sonlandırınız. Kablolu kulaklık kullanınız.
ALTERNATİF TEDAVİ YA DA BİTKİ TEDAVİSİ TEDAVİ DEĞİLDİR

Bitkilerin sapı, copu, cekirdeği, yağı, kurusu, suyu veya hayvanların tuyu, kılı, derisi, yağı, kanı, boynuzu, eti, kemiği kanser tedavisi yerine kullanılamaz. Bunlar tedavi değildir. Tedavi adı altında verilen bu sayılanlarla kanser iyileşmez. Bunları kullanmak zaman kaybından ve tumorun daha fazla buyuyerek yayılmasından başka bir işe yaramaz. Ayrıca bu sayılanları kullandıkları icin zehirlenip de gelen hastalar coktur.
KANSERİN ERKEN BELİRTİ VE BULGULARI HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLUN

Acıklanamayan kilo kaybı, ileri derecede halsizlik, idrar yapma ve buyuk abdest yapma alışkanlıklarında değişiklikler, vucut boşluklarından kan veya anormal sıvıların gelmesi, vucutta ele gelen kitleler, şişlikler, yutma gulcukleri, ses kısıklığı, hazımsızlık, sebebi acıklanamayan ateş, nefes almada zorluk, gorme alanı bozuklukları, cilt değişiklikleri kanserin erken belirtileri olabilir. Bu şikayetleriniz varsa acil olarak bir hekime muayene olmalısınız.
DUZENLİ OLARAK CHECK UP YAPTIRINIZ

Kanser gelişmiş hastayı, kanserden tamamen kurtaracak tedavi erken teşhis ile mumkundur. Kanser hastalığı gec yakalandığı zaman eldeki tedavilerle hastayı hastalıktan tamamen kurtarmak mumkun değildir. Bu aşamadan sonraki tedaviler hastaya daha konforlu bir yaşam sunmak ve yaşayacağı sureyi uzatmaya yonelik tedavilerdir. Erken teşhis icin duzenli check up yaptırılması gerekmektedir. Her altı ayda bir vucudumuza check up yaptırmalıyız. Bu sayede kanser başlangıc aşamasında teşhis edilebilir ve radikal tedavi (hastayı hastalıktan tamamen kurtarıcı tedavi) ile hasta kanser hastalığından kurtarılabilir.


[h=2]Bursa Urolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]