Ozellikle calışan kesimde sıklıkla gorulen ama cok gundeme gelmeyen bir sorun olarak son zamanlarda adından sıkca soz edilen bir sorun Tukenmişlik Sendromu.
Tamamen stresten kaynaklanan bu rahatsızlık psikolojik olarak dikkati cekmekle beraber fiziksel bazı belirtiler de soruna eşlik edebiliyor.
İş hayatındaki calışanların neredeyse %80’ini etkileyen ve hayatlarının bir doneminde icine duştukleri bu sendrom, calışma hayatındaki maddi manevi doyumsuzluk hissinin yetersizlik duygusu olarak ortaya cıkmasıyla kendini gosteriyor.
Kişi, kendisinden beklenenlerle, kendisine hedef olarak belirledikleri arasındaki dengeyi kuramamışsa ya da duzenleyememişse işine yonelik duyguları olumsuza doğru yon değiştiriyor. İşinden beklentileri duşuyor. İş hayatı anlamsızlaşmaya başlıyor.
İş hayatı bilindiği uzere rekabet ortamı icinde kendisini var eden ve geliştirebilen bireylerin ortamı ve buyuk oranda yuksek verimlilik ve potansiyel gerektiriyor. Buyuk heveslerle ve hedeflerle calışılan işyerinde kişi işyerinde gecirdiği zaman ve bu zamana oranla elde ettiği doyum arasındaki bağıntının birbirini dengelemediğini gorduğunde Tukenmişlik Sendromuna giden yol acılmış oluyor. Kısacası beklentiler duşuyor, hedeflere ulaşmak icin gereken enerjiyi bulunamıyor. Yapmak istediklerini yapmak icin gereken motivasyon ve heyecan duygusu yitiriliyor.
Zaman icinde bu motivasyon duşukluğu, artık doğrudan işe karşı bir isteksizlik olmaktan cıkıp, hayatın kendisine karşı bir isteksizlik ve mutsuzluk olarak yon değiştiriyor. Kişi kendisine olan guvenini de kaybetme noktasına geliyor. Yaptığı hicbir işte başarılı olamayacağına dair bir inanca kapılıyor. Bununla beraber artık calışmanın gerekliliğine olan inanc ve hevesini de yitiriyor. Ozellikle iş hayatında son yıllarda bir calışandan beklenen performansın artık iki hatta uc calışana eş değer bir duzeye cıkması da Tukenmişlik Sendromunu tetikleyen etkenlerden olarak gorulebilir.
Tukenmişlik Sendromunda sorun once duşunce yapısında bozulma olarak başlıyor. Dolayısıyla sorunun temelinde zihinsel tutumlar var. Ardından duşunceler duygu boyutuna taşınıyor ve mutsuz, değersiz hissetme donemine geciliyor. Sonrasında da fiziksel sorunlar başlıyor.
Tukenmişlik Sendromunda bireyler, sindirim sistemi sorunları, eklem ve baş boyun ağrıları, uyku duzeninde bozulma, surekli bir gerginlik ve ofke hali, odaklanma sorunları, aşırı iştah ya da iştahsızlık, abartılı tepkiler, catışmacı tutumlar, psikolojik ve fiziksel enerji duşukluğu, moralsizlik, mutsuzluk, surekli olumsuz duşunce hali gibi bir coğu depresyonda da gorulen fiziksel ve ruhsal sıkıntılar yaşayabilirler.
Bu sendrom ozellikle hizmet sektorunde calışanlarda, insanlarla doğrudan iletişim icinde olanlarda, ekip ve takım calışması yapan lider konumundaki bireylerde, yonlendirme ve yonetme gorevi almış ust duzey calışanlarda ve zamana karşı iş yapan bireylerde goruluyor. Cok uzun ve yorucu iş saatlerinin soz konusu olduğu durumlar ise Tukenmişlik Sendromunun ortaya cıkmasını ayrıca kolaylaştırıcı bir etken olabiliyor. Ayrıca kişisel eğilimler de bu sendroma yakalanma riskini artırabiliyor. Orneğin mukemmeliyetci ve ayrıntılara onem veren bir kişilik yapısına sahip bireyler de Tukenmişlik Sendromuna yakalanma riski yuksek grupta yer alıyorlar. Bu tip bir kişilik yapısı, yeteri kadar ayrıntıcıyken, işlerin sadece kişinin kendi cabalarına bağımlı olmaması ve başka etkenlerin işin gidişatını ve duzenini etkileyen değişkenler olarak ortaya cıkması sonu Tukenmişlik Sendromuna gidecek bir tutumu getirebiliyor.
Tukenmişlik Sendromu bir tarafıyla kişilik yapısından bir tarafıyla iş hayatının getirdiği yoğun ve yorucu hareketlilikten kaynaklanan yuzyılımızın belki de en onemli psikolojik sorunlarından biridir. Belirtilerin bircoğu depresyonla, kaygı bozukluklarıyla aynıdır.
Bu sendromu diğer bozukluklardan ayıran en onemli fark, oncelikle doğrudan işle ilgili kaygılar olarak başlamasıdır. İşin getirdiği yuk ve sorumlulukların ağır gelmesi, zamanında ve istenilen şekilde işleri yetiştirememe duygusu, işten eskisi kadar haz alamamak, yapılan işe yonelik heyecan ve motivasyonun kaybolması, işe gitme isteğinde azalma ve sonrasında bu isteğin bitmesi, işle ilgili amac belirleyememe, var olan hedeflere ulaşma hevesini kaybetme gibi belirtilerle başlayan bu sorunda bireyin cevresinden gorduğu ya da goreceği destek ve motivasyon cok onemlidir.
Toplum olarak genellikle "Olumsuz Motivasyon" odaklı bir toplumuz. Başarıları değil, başarılamayanları vurgulayan bir yapımız var. Orneğin okula giden cocukların karnelerindeki iyi notları takdir etmek yerine kotu olan notlar uzerinden değerlendirme yaparız. Aynı şekilde dilimize yerleşmiş ‘Olmayacak Duaya Amin Demek’ şeklinde bir deyimimiz vardır. Bu deyim bile bir şeyler yapmak hevesindeki insanların cok da buyuk hayaller kurmamaları gerektiği yonunde gizliden bir uyarı niteliği taşıyan bir soylemdir. Elbette ki elimizden gelenin ne olduğunu bilerek davranmak gelecekteki hayal kırıklıklarının onune gecmek icin bir onlem olarak gorulebilir ama aynı zamanda buyuk hedefler hayal kurmadan da başarılamaz. Aslında cıkış noktamız başkalarının ne beklediği ve ne duşunduğu değil, bizim elimizden nelerin gelebileceğini iyi duşunerek adım atmak olmalıdır. Yani kendini ve potansiyelini bilmek, kendinin farkında olmaktır.
Tukenmişlik Sendromu iş hayatında hepimizin yaşayabileceği bir sorundur. Onemli olan bu sorunu nasıl aşabileceğimizdir. Sendroma yakalanmanın onune gecmek de mumkun ama iş hayatının acımasız rekabet koşulları icinde zaman zaman hepimiz motivasyon duşuşleri ve heyecan kayıpları yaşayabiliriz. Hayata bakış acımızı sorgulayarak, yeni adımlar atmak ve hayata yeni bakış acıları geliştirmek bu sorunla başa cıkmaktaki ilk yapılabilecekler olarak sayılabilir. Bunun dışında mutlaka uzman desteği almak oldukca onemlidir. İşleri paylaşmak, sorumlulukları tek başına ustlenmek yerine başkalarıyla paylaşmak, gun icinde mutlaka soluk alacak zamanlar yaratmak, ozellikle masa başı calışanlar icin kucuk egzersizler yapmak, rahatlama ve gevşeme yontemlerini oğrenmek, 5-10 dakikalık ortam değişiklikleri, farklı konularla ilgilenmek gibi o an icin yapılabilecek uygulamalara mutlaka hayatınızda yer verin. Bunun dışında hayatın sadece işten oluşmadığını, sosyal alanlar ve sosyal etkinliklerde yer almanın kişiyi zenginleştirdiğini ve mutluluk hormonlarını duzene soktuğunu unutmayın. Ayrıca sizden daha az şanslı insanlara yardım etmek, başka insanların hayatında olumlu farklar yaratmak, insan olarak kendinize olan guveninizi ve kendinizi değerli ve mutlu hissetme duygularınızı tamamlayan etkenlerdir.
Tukenmişlik Sendromu iş hayatına ait sorunlardan kaynaklanabilir ama hayatınızı belirleyen yegane şey iş hayatı olmamalıdır. Sizi hayatta tutan başka guzellikler de olduğunu goz onunde bulundurarak, hep başkalarını değil ama artık kendinizi de mutlu edecek etkinliklere yonelin.
Bu surecte profesyonel destek almanın sıkıntılarınızı daha kısa surede aşmanız icin ilk adım olduğunu da ozellikle vurgulamak isterim.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Cağımızın sorunu: tukenmişlik sendromu
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Cağımızın sorunu: tukenmişlik sendromu