Stalk, stalklamak, stalkler… Gunumuzde bu kavramları oldukca fazla duymaya ve kullanmaya başladık. İnternetin her alandan hayatımıza girmesi, ilişki aralıklarına dahi sızması sebebiyle yaşantımızın daha merkezi bir konumunda yer almaya başlayan sosyal medyanın kimine gore avantaj, kimine gore dezavantaj yaratan bir bolumu olarak: Stalk. Stalklamak sağlıksız bir durumun belirtisi mi yoksa teknolojinin getirdiği bir avantaj mı? Stalk neye sebep olur ya da bizi neyden korur? Yapmalı mıyız, yapmamalı mıyız? Bunlara hep beraber bir bakalım…
Stalk kelimesi İngilizceden dilimize gecmiş bir kelimedir. Turkce karşılığı genel hatlarıyla sozluklerde “sessizce yaklaşmak, gizlice sokulmak, kol gezmek, sinsice izlemek, ağır adımlarla yurumek, azametle yurumek, sarmak (f.); sap, yaprak sapı, tuy sapı, kadeh ayağı (i.) (Dictionarist, n.d.)” gibi sozcuklerle ifade edilmektedir. Oxford Dictionaries’de stalk eylemi; “birine istenmeyen veya saplantılı bir ilgi ile tacizde bulunmak veya sıkıntı vermek” siberstalklama (cyberstalking) ise; “Bir kişiyi taciz etmek ya da korkutmak icin, orneğin tehdit edici e-postalar gondererek onunla elektronik iletişim yontemlerinin tekrar tekrar kullanılması (Oxford, n.d.)” olarak tanımlanmaktadır. Siberstalker (cyberstalker) kısaca, başka bir kişi veya kişilerin cevrimici etkinliklerini izleyen kişidir.
Bunlar stalk kavramının daha cok sozluk tanımları olarak goruluyor. Gunumuzde stalk sanal ortamda bir kişinin profilini yakından takip etme veya ona dair detaylı bilgi edinmek icin iz surmenin kabul edilebilir ve normal karşılanan durumuna dair bir tanım olarak kullanılmaktadır. Stalklamak sosyal medyanın yaygınlaşması ve kişisel profillerin sosyal ağlarda yer almasıyla birlikte sanal ortamda sıkca yapılan ve rutinleşen bir eyleme donuşmuştur. Stalk bu anlamda sosyal medya ağlarında iz surme şeklinde de bir anlam kazanmıştır. Bu yazıda da stalk kavramının daha cok bu anlamına ve bu anlamın nedenine, nasılına bakacağız.
Kelime iz surme anlamı bağlamında ele alındığında, stalkerın amacının bir şey aramak olduğu ya da şuphe ettiği bir şeyin doğru ya da yanlışlığını anlama cabası olduğunu gostermektedir. Kelime aslında eylemin keyfi yapılmadığını, icerisinde merak unsuru barındırdığını gostermektedir. Bu sebeple stalk yapmanın temel nedenlerinden birinin merak duygusu olduğunu soylemek yanlış olmaz. Kimi merak ediyoruz? Sevgilimizi, eski sevgilimizi, patronumuzu, ozendiğimiz ya da nefret ettiğimiz birini… Bu sayılan ya da sayılamayanların hepsi ayrı guduler ve ihtiyaclarla merak edilmektedir. Onemli olan bu altta yatan ihtiyacları anlayabilmek.
Bunu yaparken de en temel isteğimiz bu kişiler hakkında bilgi sahibi olmak. Stalk bilgiye doğrudan ulaşılamadığında ya da ulaşılan bilginin guvenirliği hakkında şuphelerimiz varsa devreye giriyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu, basit bir merakla başlayan surecin kişide ofke, kıskanclık gibi duygular uyandırmaya başladığı nokta olmalıdır. Bu noktada, kişi kendine zarar verdiğini hissettiği noktada durmayı bilmelidir.
Gercek hayattaki stalk ile siber stalk birbirinden oldukca farklı değerlendirilmesi gereken kavramlar. Gercek hayatta bir kişinin gittiği yerleri takip etmek, kimlerle arkadaşlık ettiğini gozlemek, hatta ne giydiğini gormek icin dikizlemek fikri bizi oldukca rahatsız ederken, bunu sosyal medya aracılığıyla yaptığımızda bir endişe duymuyor, kendimizi haklı goruyoruz. Yani, gercek hayatta birini izlemek, birinin ozel alanına girmek toplumsal yaşamda hoş karşılanmamasına rağmen, sosyal ağlarda birinin profilini incelemek, takip etmek, onunla ilgili ozel bilgilere ulaşmak son derece olağan gorulmektedir.
Stalk yapmanın en cok devreye girdiği yerlerden biri kuşkusuz bir ilişkinin bittiği zaman. Stalklamak ayrılık surecinin sonrasında gercekleştiğinde yeni yaşama uyum sağlamayı zorlaştıran en onemli etkenlerden birisi olarak goze carpıyor. Surec nasıl işliyor?
Psikolojik olarak temasta olmak ihtiyacı icinde olduğumuz ama gercek hayatta temas edemeyeceğimiz (platonik aşk, eski sevgili vs.) kişiler icin yaptığımız stalk davranışı aslında iletişimde olma ihtiyacından ileri geliyor. Birine aşık olduğumuzda beyin dopamin salgılamaya başlıyor. Dopamin kişinin beyninde uyuşturucu maddelerle aynı etkiyi gosteren bir norotransmitter. Nasıl uyuşturucu madde kullanan kişiler aynı hissi yeniden yaşamak icin o maddeye tekrar tekrar alarak bağımlılık dongusune giriyorsa, aşık olduğumuzda da beynimizdeki kimyasal surec bu şekilde işliyor.
Ayrıldığımızda ve aşık olduğumuz kişiyle bağımız koptuğunda stalk yapmak erişilmez olanı erişebilir hale getiriyor. Peki bunun nesi kotu? Ayrılık demek bir bağın kopması, kişinin sevdiği kişiden vazgecmesi demek. Kişinin surekli olarak stalk aracılığıyla temasta kalmaya devam etmesi ayrılık sonrası uyum surecini geciktiyor, reelde kopan bağın kişinin icsel surecinde devam etmesine neden oluyor. Onun ne yaptığından, nerelere gittiğinden, kimlerle arkadaşlık ettiğinden, hatta hangi zamanlarda cevrimici olduğundan haberdar olarak ilişkiyi tek taraflı hale getirmek ayrılık sonrası sureci baltalıyor.
Peki bu sadece tek taraflı bir olgu mu? Yani stalk yapanın bu konudaki tutumlarından bahsederken, bu durumu stalklanın nasıl etkilediğinden bahsetmemek konunun ele alınırken eksik kalmasına sebep olacaktır.
Beğenilmek, onaylanmak, kabul gormek insanı duygusal anlamda besleyen ve tatmine goturen aracsal doyumlar olarak değerlendirilebilir. Yaşamın her aşamasında sosyalleşme surecini surduren birey, icinde bulunduğu ortamda başkalarıyla ilişki kurarak sosyal hayatını devam ettirmektedir. Sosyal ağların yaygınlaşmasıyla birlikte, bu sosyalleşme sureci de farklı platformlara taşınmış, sosyal ağlarda yaratılan profiller uzerinden gercekleşmeye başlamıştır. İcinde bulunulan topluluk tarafından kabul gorme, beğenilme, onaylanma vb. etkileşimler de bu ağlar vasıtasıyla sağlanır olmuştur.
Sosyal ağların yoğun kullanılmasının ozunde bireyin kendi gercekliğinden kacarak, olmayı istediği kişi gibi davranma ozgurluğune sahip olması ve sanal benini dilediği/hayal ettiği şekilde oluşturarak yeni bir ben var etme cabasının olduğu ileri surulebilir. Kişi olmak istediği karakter tutum ozelliklerini sosyal medyada yansıtmakta ve bu sanal gercekliğe kendini kaptırarak gercek beninden kacış yaşayabilmektedir. Bu durum da bireyi tatmin duygusunun doruğuna cıkarmaktadır.
Bu nedenle birey icin sosyal ağlar bağımlılık haline gelmekte ve zamanının buyuk coğunluğunu bilgisayar, tablet, cep telefonu ya da benzer cihazlarla sosyal ağları takip ederek (gunde en az birkac kez; uyumadan once, uyanır uyanmaz, gun icerisinde facebook, twitter, instagram vb. ağlarda gezinmek, yer bildirimi yapmak) gecirebilmektedir.
Sosyal ağlarda kurulan profiller uzerinden inşa edilen sanal ben, surekli kendisiyle ilgili bilgiler paylaşarak, ağında bulunan diğer kullanıcılara nasıl bir birey olduğunu, nelerden hoşlandığını, nerelere gittiğini, bir ilişkisi olup olmadığını, gundelik sıkıntı veya mutluluklarını servis ederek stalkerlar icin bir yol haritası cizer. Bu paylaşımlar yorum aldığında, paylaşıldığında ve like/beğeni topladığında dikizlenen konumunda olan birey aldığı geribildirimlerle tatmin olur.
Goffman’ın (2014) performans/temsil kavramları hatırlanacak olursa; bireyin benliğini cerceveleyerek sunduğu, yani gozetlendiğini biliyor olarak kendini bir cerceveye oturtup, sanal benini oluşturmakta olduğu ve bu sanal beni dışa vuran butun paylaşımların zaten başkaları tarafından takip edildiğinin/gozetlendiğinin farkında olduğu icin, gorulmesini ve izlenmesini beklediği tum paylaşımları bu bilincle sectiğini/belirlediğini ifade etmek mumkundur.
Sonuc olarak, teknolojinin hızla geliştiği ve sosyal ağların yaşamımızın her yonunu kuşattığı gunumuz cağında sanal dunyanın ve sosyal ortamların cağımızın en etkili iletişim yollarından biri olduğunu soylemek yanlış olmaz. Sosyal hayatta bizi bir araya getiren iletişim yollarının coğunun sanal ortamlara taşındığı bir cağda yaşıyoruz. Ancak tum sosyal ilişkileri sanal ağlar aracılığıyla gercekleştirmek kişiyi kendi gercekliğinden uzaklaştırma gibi bir tehlike de taşımaktadır.
Gunumuzde sosyal medyayı kullanmayın gibi bir tavsiye ya da yorum yapmak coğu kişi icin cok olası bir secenek olarak gorulmediği icin bu ağların icinde kendi gercek benliğimizle ne kadar bağlantıda kaldığımızı zaman zaman sorgulamak, stalkı gundelik yaşamın bir rutininden cıkarmak, bize zarar verdiği noktada dur diyebilmek yapabileceklerimiz daha olası hedefler. Gercek benliğiniz ile sanal benliğiniz arasındaki farkın acılmaması dileğiyle…
Kaynaklar
Gunluk Yaşamda Benliğin Sunumu/ Erving Goffman
Stalk, Benliğin İzini Surmek/ Zuhal Akmeşe, Kemal Deniz
Mic.com/Science Shows Why You Can’t Stop Facebook Stalking Your Ex

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]