Baba cocuk ilişkisi uzerineBu yazıyı okumaya başlamadan once, gozlerinizi kapatarak bir an icin kendi babanızı duşunmenizi isteyeceğim.
Coğumuzun geleneksel aile yapısından geldiğimiz duşunulurse; o tatlı sert bakışlı, akşamları bir gorunen ve sabahları uyandığımızda coktan işe gitmiş olduğundan goremediğimiz, gun icinde yaptığımız yaramazlıkların akşama bir bir anlatılacağı, bizim bir turlu diş geciremediğimiz annemizin bile, sevgi ve saygıyla baktığı, diğer tum erkeklerden daha guclu ve daha uzun boylu olan adamı hatırladınız mı ?
Tabii ki hatırladınız. O sizin babanız…Ve hatta belki de şimdi o sizsiniz.
Babalık, eşinizin size o mutlu haberi vermesiyle başlayan bir surectir. O ana kadar erkek olarak surdurduğunuz toplumsal rolunuz doğumla birlikte biraz daha karmaşık bir surece donuşecektir. Artık sadece bir erkek ve koca olmaktan ote bir babasınızdır.
Erkekler, eşlerinin kutlu haberi vermesinden başlayarak gecen kırk hafta boyunca suregelen değişimlere pek de anlam veremezler aslında…Ellerinde bir tahlil raporu vardır ama cocuk nerededir ? Kime benzemektedir ? Erkek midir ? Kız mıdır ? gibi rasyonel sorulara cevap arar dururlar. Eşler vucutlarındaki hormonal değişikliklere uyum sağlamaya calışırken, sonunda ben de baba oluyorum sevinci yaşanır ve gun dune doner, hayat devam eder erkek icin…
Oysa eşlerinin o ilk gunlerdeki mide bulantıları, bilmem kac tane diyet programı sonunda verilmiş ama hızla alınmaya başlayan kilolar gibi fiziksel değişimleri ile sebepsiz ağlamaları, alınganlıkları gibi duygusal değişimleri, sureci kabullenmiş bir erkekten cok, elini tutan, anlayan, destek olan bir babayı gerektirir.
Bunun yanında anne ve doğmamış cocuk arasında başlayan, birbirinden beslenen, tamamlayan ve oncelikli ilişki yeni babada ikinci plana atılma korkusunu alevlendirir. Bu ise annelerin bir doğmamış ve bir de evdeki cocukla uğraşma ihtimalini guclendirir.
Yazıyı okuyan annelerin tebessumunu gorur gibiyim.
Bu aşamada, “ben” değil de “biz” diyebilen bir erkek, baba olma yolunda dev bir adım atmış demektir.
Baba oluncaya kadar toplumun size yuklemiş olduğu koruma ve kollama gorevi yeni bir acılım kazanacaktır. Sizden bir parca, sevgili eşinizin bedeninde hayat bulmuş, ortak genlerinizle yeni bir hayata merhaba demeye hazırlanmaktasınızdır.
Bazı calışmalar hamilelik sureci icerisinde, babalarında tıpkı anneler gibi hormonal değişiklikler gecirdiğini gostermektedir. Babaların prolaktin duzeyinin, bebeğin doğumundan uc hafta once yaklaşık % 20 arttığı; testosteron duzeyinin duştuğu ve babalarda ostrojen hormonunun diğer erkeklere oranla daha fazla olduğuna dair bulgulara rastlanmaktadır1.
Tum bu hormonal değişiklikler erkeği, gece yarılarında cilek ve erik peşinde koştururken, eve donuş yolunda aşerilen şeylerden birer tadımlık yenmesi ve zamanla bunun tum yiyeceklere genellenmesi erkeklerde de kilo artışına sebebiyet vermektedir.
Yani doğal surec, salgılanan hormonlarla kadını anneliğe hazırlarken, babaları da onu anlayacak ve yeni gorevini başarmasını sağlayacak kıvama getirmektedir.
Baba olmak, sevmeyi, sabretmeyi, deneyimi ve bilgilenmeyi gerektirir. Eğer bir erkek, tum bu donanımı istekli olarak edinemezse sadece erkek olarak kalacak, babalığı fizyolojik bir tanımlamadan oteye gidemeyecektir.
İlk yıllar, anne ile cocuk arasındaki bağımlı ilişki biciminin babanın rolunu azalttığı duşunulse ve bu kısmen doğru da olsa babanın uzun yıllar surdureceği ilişkiye hazırlık olması acısından kacırılmaz bir fırsattır. Babanın bu donemde cocukla kuracağı fiziksel temas ve cocuğun bakımına yapacağı katkı onun farkındalığını arttıracaktır. Cocuk bakımını “erkek işi” olarak gormeyen bir baba, cocuğuyla yeterli fiziksel teması kuramayacağından, duygusal ilişki kurmakta da zorlanacaktır.
Karnını doyurduğunuz bir bebeğin yuzundeki gulumsemeyi, altını kirletmiş bir bebeğin bezi değiştikten sonra yuzune yayılan mutluluğu goremediyseniz bir şeyleri eksik yapmışsınız demektir. Gerci yeni değiştirdiğiniz bir bezi hemen ıslatmaktan buyuk keyif alırlar ama olsun bu sayede kendi sabır gucunuzu de test etmiş olursunuz.
Aslına bakarsanız iyi bir baba olmanın sırrı eşinizin iyi bir anne olmasına, iyi bir anne olmanın sırrı ise eşinizin iyi bir baba olmasına bağlıdır. Aile icindeki rollerin dengeli dağılımı ve cocuğunuz icin uygun rol-modeller olmanız, ilerde benzer rolleri cocuklarınız ustlendiğinde sergileyecekleri tutum ve davranışları belirleyecektir. Bu bilginin doğruluğunda tereddude duşuyorsanız eğer, cocukken babanızı veya annenizi eleştirdiğiniz pek cok davranışı bugun cocuklarınıza uygulayıp uygulamadığınızı bir duşunun isterseniz.
Aile icinde cocukları yoracak en onemli ilişki bicimi karmaşıklaşan rol dağılımlarıdır. Hicbir zaman babalardan anne, annelerden baba olmaları beklenmemelidir. Zira her iki rol hem nitelik hem de nicelik olarak birbirinden farklı karakterlerdedir. Yardımlaşma ve destek olma, o kimliğe burunme anlamına gelmemektedir.
Annelik yaratıcı tarafından onlara bahşedilmiş bir ozelliktir. Ben meslek hayatım suresince istisnalar haricinde korku ve kaygı durumlarında “babaaa” diye ağlayan bir bebek gormedim. Bu durumlarda en emin yer annenin kanatlarının altıdır. Her ne kadar eşlerimize soylemesek de yemeğin en guzelini annemiz yapmıyor mu? Biz babalar bile başımız sıkıştığında, uzgun ya da kaygılı olduğumuzda ya uzaktaki anneye ya da yanı başımızdaki anneye başımızı yaslamıyor muyuz ?
Ancak, babanın cocuğun bireysel, sosyal ve psikolojik gelişimine buyuk katkıları olduğu ve bu katkının yaşam boyu sureceği de unutulmamalıdır.
Babanın erkeksi ve dış dunyayı temsil eden goruntusu, cocuğun bireyselleşmesine, ic kontrol mekanizmalarını kullanmayı oğrenmesine ve dış dunya ile daha rahat iletişim kurmasına olanak verir, onu cesaretlendirir.
Ozellikle babaların cocuklarıyla gireceği diyaloglarda onların ozguvenini sarsıcı nitelendirmelerden kacınmaları gerekir. Cocukların fiziksel ozellikleri ve duygusal zayıflıklarıyla ilgili olumsuz eleştiriler daha sonra kolay kolay geri getiremeyeceğiniz guven problemlerinin ortaya cıkmasına yol acabilmektedir.
Toplumsal normlarla dışa donuk olarak şekillendirilmiş yapısından dolayı babanın cocuğuyla kurduğu doyurucu ilişki, verdiği tepkiler, tutumlar ve davranışlar analitik duşunce yapısını, sozel becerilerini ve bunlara bağlı olarak akademik başarısını olumlu yonde etkiler.
Erkek cocukların babalarıyla daha rahat iletişim kurdukları ve etkileşim halinde oldukları soylenebilir. Bu goruşun kuvvet kazanmasının nedeni sosyal tutum ve faaliyetlerde benzer secimlerin soz konusu olmasıdır. Baba ve erkek cocuk arasındaki sosyal etkileşim ve oynanan oyunların niteliğine bakıldığında daha saldırgan oruntulere rastlanabilmektedir. Bedensel yuksek efor gerektiren futbol, boks gibi sporların izlenmesi, gureş taklidi oyunlar oynanması ve rekabete dayalı faaliyetler baba-oğul tarafından daha cok tercih edilmektedir. Tum bu faaliyetler sırasında erkek cocuklar maskulen tutum ve davranışları, rekabeti, yenmeyi ve yenilmeyi babayı ornek alarak oğrenirler.
Kız cocuklar ise karşı cinse karşı sergileyecekleri tavırlar hakkında fikir sahibi olurken aynı zamanda karşı cinsin onlara sergileyeceği davranış oruntuleri hakkında da fikir sahibi olurlar. Babanın varlığı kız cocuklar icin her zaman guvenle eşdeğerdir.
Kişisel goruşume gore, kız cocukların, hayatlarının belli doneminde babalarına karşı duyduğu aşk , biz erkeklerin eş olarak secilmesinde de etkili olmaktadır. Eğer babası gibi baktıysak, onun gibi bir ses tonuna sahipsek, gulumserken dudaklarımız onun gibi bir kıvrım yapıyorsa eş olarak secilme olasılığımız artmaktadır.
Babanın yokluğu veya ilgisizliği cocukta ceşitli uyum davranış bozukluklarına yol acabilmektedir. Babaların cok calışmak zorunda olması onlara yeterli vakti ayırmamanızı gerektirmez. Zira onemli olan onlarla gecirdiğiniz zamanın uzunluğu değil, kalitesidir. İşleriniz ne kadar yoğun ve onemli olursa olsun, hayatının son anını yaşayan bir kişinin “Hay Allah ! Daha bitirmem gereken bir suru işim vardı.” diyeceğini sanmıyorum.
Hayatınızda yeterli ilgi ve sevgiye yer vermediğiniz takdirde, siz farkında bile olmadan hayatınız yine yanınızdan akıp gidecektir, ama icindekilerle birlikte…
Cocuğunuzun yetişkinliğinde size gostereceği ilgi ve yakınlık, sizin kendi anne-babanıza gosterdiğinizden fazla olamaz.
Aslına bakarsanız, ben de babamın değerini baba olduktan sonra anladım.
Ben buyuyup olgunlaştıkca ve o yaşlanıp cocuklaştıkca ilahi dongunun devam ettiğini daha iyi anlıyorum.
Gectiğimiz gunlerde, oğlum Caner Kaan “Ben ne zaman buyuyeceğim ? Artık ben de ne istersem onu yapmak istiyorum.” dediğinde bu dongunun sınırsızlığına şahit oldum.
Keyfine gore yaşamayı buyumenin bir sonucu olarak goren oğlum buyumenin kendi sınırlarını ne kadar keskinleştireceğini, kendiliğinden gelen kahkahaların, bir şekerle yaşanan mutluluğun, coşkuyla sarılmaların ve nerede olursa olsun bağıra bağıra şarkı soylemenin keyfini kaybedebileceğini tabiî ki bilemezdi.
Ben bunu anladığımda baba olmuştum.
O da olacak ve o da anlayacak…
Belki o da oğlunu kucakladığında, tıpkı benim gibi onun da gozleri yaşaracak…Belki ben olacağım hayalinde, belki de kendi cocukluğu…Ama ne olursa olsun kesişecek yureklerimiz…
Ben bir babayım ama aynı zamanda bir cocuk,
Babamın cocuğu…
Cocuğumun babası…
[h=2]İstanbul Pedagog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Baba cocuk ilişkisi uzerine
Sağlık0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Baba cocuk ilişkisi uzerine