Rufeyde bint-i Sa'd el-Eslemiyye (RadıyAllahu Anha), İslÂm'da ilk hemşire hanım sahÂbîlerdendir. Hazrec kabilesinin boylarından olan Benî Eslem'dendir.
Rufeyde (RadıyAllahu Anha) Yesrib'de doğmuş ve hicretten once orada yaşamıştır. Âilesi Benî Eslem'in ilk Musluman olanlarındandır.

Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın İslÂmiyetle Tanışması
Rufeyde (RadıyAllahu Anha) da İslÂm Peygamberi Hz. Muhammed (SallAllahu Aleyhi Vesellem.) gelmeden once diğerleri gibi puta tapanlardan idi.
Onun İslÂmiyet'le tanışması şu şekilde olmuştur:
Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın eşi AbdullÂt gecimini hurma satarak sağlayan birisi idi. Hurma satmak icin Mekke'ye gittiğinde Mekke halkının sokaklarda, pazarda yeni bir din ve yeni bir peygamberden bahsettiklerini gordu. Ortaya cıkan bu yeni din AbdullÂt'ın cok ilgisini cekti. Geri donduğunde bu yeni dinden eşi Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'ya da bahsetti. Rufeyde (RadıyAllahu Anha) kendi inanclarına ters duşen bu dini ilk once tepkiyle karşıladı. Cunku başta babası olmak uzere tum Âilesi putlarla cok alÂkalı ve falcılıkla uğraşan kimselerdi.
AbdullÂt baştan beri putlara ve fala karşı inancı zayıf ve bunlara surekli eleştiriler yonelten birisiydi. Bu yuzden İslÂm'ı cok mantıklı ve kendisine yakın buldu. Cok sevdiği eşi Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın da kendisiyle aynı şeyleri paylaşmasını istedi. Zamanla Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın kalbinde bir yumuşama oldu ve İslÂm dini artık ona da cok mantıklı gelmeye başladı. Bunun uzerine bu yeni din hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek icin Yesrib pazarına Mus'ab bin Umeyr (RadıyAllahu Anh)'ın yanına gittiler.
AbdullÂt Mus'ab'a: "Gunaydın Mekkeli okutucu Mus'ab bin Umeyr! dedi.
Mus'ab tatlı bir gullumsemeyle: "Yesribli kardeşim, dediğin senin icin de olsun... Bundan daha hayırlı ve daha bereketli bir selama ne dersin kardeşim?" dedi.
AbdullÂt: "Hangi selam ey Mus'ab?" diye sordu.
Mus'ab (RadıyAllahu Anh): "Kardeşim! Şoyle dersin: 'Es-selÂmu aleyke ve rahmetullÂhi ve berakÂtuhû' dedi.
AbdullÂt: "Selam, rahmet, bereket, ne guzel selam ve ne guzel sevgi ve dostluk!" dedi.
Mus'ab (RadıyAllahu Anh): "Kardeşim! Bu bize sevgiyi, dostluğu ve guzel konuşmayı oğreten dinimiz İslÂm'ın selamıdır." dedi ve boylelikle Rufeyde (RadıyAllahu Anha) ve AbdullÂt, dinimizde ilk olarak selamlaşmanın guzelliğini ve onemini oğrendiler.
Mus'ab (RadıyAllahu Anh.), Rufeyde (RadıyAllahu Anha) ve eşi AbdullÂt'a İslÂm dininin guzelliklerinden bahsetmeye devam etti. Rufeyde (RadıyAllahu AnhÂ) bu konuşmaları sukut icerisinde dinledikten sonra kendi mesleği olan sağlıkla ilgili sorular sormaya başladı.
Rufeyde (RadıyAllahu Anha) Mus'ab'a şu soruyu yoneltti: "İslÂm'da bizim tıp ve tedaviyle uğraşmamız uygun mudur?" dedi.
Mus'ab (RadıyAllahu Anh) Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın sorusuna karşılık şu cevabı verdi: "Bu en yuce, en soylu ve insanlara en faydalı meslek ve gorevdir. İslÂm bu soylu ve şerefli mesleği hurafelerden ve batıl olan şeylerden arındırmak icin gelmiştir." dedi.
Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın duymuş olduğu bu cevap onu cok etkiledi.
Rufeyde (RadıyAllahu Anha) ve eşi AbdullÂt'ın bundan sonraki soruları İslÂm'a nasıl gireriz yonunde oldu ve kelime-i şehÂdet getirerek Musluman oldular.
AbdullÂt kalbini kelime-i şehÂdetle putlardan arındırdıktan sonra 'LÂt'un kulu' anlamına gelen 'AbdullÂt' ismi yerine 'Allah'ın kulu' anlamına gelen 'Abdullah' ismini aldı. Daha sonra Abdullah (RadıyAllahu Anh.) bir muşrik tarafından şehit edilmiştir.
İslÂm, Medine'de guclenince Rufeyde (RadıyAllahu Anha) kendini baba mesleği olan sağlıkcılığa adadı. Barış zamanında hasta olan Muslumanları tedavi etmekle uğraşırdı. Bu sebeple Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem..)'in mescidinin yanına hastalara bakmak icin cadır kurmuştur.(1)
Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem..) duşmanlarla savaşa başlayınca Rufeyde (RadıyAllahu Anha) Bedir, Uhud, Hendek, Hayber ve diğer savaşlara yaralılara ilk yardım ve onları tedavi etmek suretiyle katıldı.
Hendek Savaşı'nda kabileler Medine'yi kuşattıklarında Rufeyde (RadıyAllahu Anha) cadırını savaş alanının yakınına kurdu. Siyer kitapları yuce SahÂbî Sa'd bin MuÂz (RadıyAllahu Anh.)'in koluna bir ok battığında Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem..)'in ilk mudahalenin yapılması icin onun Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın cadırına goturulmesini emrettiğini, Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın oku cıkarıp, kanamayı durdurduğunu ve onu tedaviye başladığını yazarlar. Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem.) o gun birkac defa Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın cadırındaki yaralı SahÂbî'ye uğramış ve ona: "Geceyi nasıl gecirdin, gununu nasıl gecirdin?" diye sormuştu.
Hz. Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem..) şoyle buyuruyor: "Kim bir hastaya veya bir din kardeşine Allah rızası icin ziyarette bulunursa bir munadi ona nida eder: '(Dunyada ve Âhirette) iyi olasın, (Âhiret yolculuğun da) iyi olsun.' (Bu davranışla) cennette bir ev hazırladın." der.(2)
Hayber Savaşı'nda Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem..)'in ordusu harekete hazırlanırken Rufeyde (RadıyAllahu Anha) kalabalık bir Hanım SahÂbî topluluğunun başında gelip, onlara ilk yardım ve tedavi teknikleri hakkında talim yaptırdı. Onlar savaşa katılmak icin Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem..)'den şu şekilde izin istemişlerdi:
"Ey Allah'ın Rasûl'u! Biz de seninle birlikte Hayber'e gitmek istiyoruz." Hz. Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem..) de onlara: "Allah'ın bereketi uzere!" diye cevap vermiştir.(3)
Bu savaşta sağlık işleri ile uğraşan birlik buyuk yararlıklar gostermiştir. Bu birlikte yer alan kadınlar buyuk gayret sarf etmişlerdir. Bu sebeple Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem..), Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'ya kılıcı ve atıyla dovuşen savaş erine verdiği kadar ganimetten pay ayırmıştı. Yine o kadınlardan ustun durumda olanlara bir şeref gerdanlığı vermiş ve onu mubarek eliyle boyunlarına takmıştı...
Ensarlı Rufeyde (RadıyAllahu Anha), butun insanlık tarihinde eğitim gormuş hemşirelerin idare ettiği "Seyyar Sahra Hastanesi"ni kuran ilk kişidir. Rasûlullah (SallAllahu Aleyhi Vesellem.), AshÂbı'ndan birisi yaralandığı zaman; "İlk tedavisini yapması icin onu Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın cadırına taşıyın, ben de onu sık sık ziyaret edebileyim." diyordu.(4)
Hz. Rasûlullah (s.a.v.) şoyle buyuruyor:
"Kim guzel bir şekilde abdest alır, Musluman kardeşine, sevap duşuncesiyle hasta ziyaretinde bulunursa cehennemden yetmiş yıllık yurume mesafesi uzaklaştırılır."(5)
Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın cihadı ilk yardım ve tedaviyle kalmamıştır. Onun geniş sosyal faaliyetleri de vardı. Rufeyde (RadıyAllahu Anha) gerek fakir, gerek yetim, gerek calışamayacak şekilde olan butun yardıma muhtac olanlara hizmete kendini adamıştı.
O Muslumanların yetim kalan cocuklarının bakım ve gozetimiyle uğraşıyordu.
Hz. Peygamber (SallAllahu Aleyhi Vesellem..) devrindeki ilk yardım cadırı "Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'nın cadırı" diye meşhur olmuştu. Yine İslÂm tarihi Rufeyde (RadıyAllahu Anha)'ya İslÂm'ın ilk hemşiresi ismini verme kararı almıştır. Devrimizde bizim, hatırasını ve calışmalarını yaşatmak icin İslÂm dunyasındaki her sağlık enstitusune Rufeyde (RadıyAllahu Anha) adını koymaya ne kadar cok hakkımız var.

Faydalanılan Eserler:
İslÂm'da İlk Hemşire Hanım Sahabi, Dr. Ahmet Şevki El-Fencûrî, Telkin Kitabevi.
Kaynakca:
1. İbn-i İshak
2. Kutub-i Sitte, c.13, s.50.
3. Sîretu İbn-i HişÃ‚m, c.3, s.341.
4. TabakÂt İbn-i Sa'd, c.8; Usdu'l-ĞÂbe, c.2, s.373.
5. Kutub-i Sitte, c.13, s.49.

__________________