KURAN-I Kerim'deki 4. surenin adı "Nisa" Suresi'dir. Nisa, kadınlar anlamındadır. Kadınlar Suresi demek. Kuran-ı Kerim'de "rical", yani erkekler anlamında herhangi bir sure yoktur.
Kuran-ı Kerim'de, bazı peygamberlerin isimleri surelere verilmiştir. Yusuf, Yunus, İbrahim veya Lokman (peygamberliği tartışmalıdır) sureleri gibi. Peygamber olan erkekler sureye isim olabilmiştir. Bu genel kuralın tek istisnası "Meryem" Suresi'dir.
Hz. İsa'nın annesi, peygamber olmamakla beraber bir sureye isim olabilmiştir. Peygamber olmayan tek kişiliktir. Kuran-ı Kerim her fırsatta kadını onurlandırmış, on plana cıkarmıştır. Toplumun gundeminde kalsın diye.
* * *
Kuran-ı Kerim'deki en manidar surelerden biri de 58. sırada yer alan "Mucadele" Suresi'dir. Medine'de inen bu surenin kadınlar acısından anlamlı bir hikáyesi (sebeb-i nuzulu-iniş gerekcesi) vardır. Mucadele, peygamberle tartışan kadın anlamına da gelir. Olay şoyle gelişti:
"Hz. Havle(ranha)" iman eden bir kadındı. Evs (RA) isimli, sert tabiatlı bir adamla evliydi. Bir gun Evs (RA), karısını boşadı. Bu boşanmayı gercekleştirirken de eskiden Araplar arasında yaygın olarak yapılan ve "zihar" olarak adlandırılan bir yontemi kullandı.
Araplar, eşlerinin bazı hassas noktalarını, anneleri-bacıları gibi evlenmeleri yasak olan akrabalarına benzetirlerse bu boşanma sebebi sayılırdı. Evs (RA) de eşine, "Sen bana anamın sırtı gibisin" diyerek aralarındaki akdini sona erdirmek istedi.
İşte bu olaya muhatap olan Hz. Havle(ranha), soluğu Hz. Peygamber'in (SAV) yanında aldı. Hz. Havle(ranha) tepkiliydi. Hz. Havle(ranha) yorgundu. Hz. Havle(ranha) bezgindi. Hz. Havle(ranha) mağdurdu. Hz. Havle(ranha) caresizdi. Careyi Hz. Peygamber'de (SAV) bulacaktı.
Havle (RA), Peygamber'in (SAV) evine geldi. Efendimiz (SAV) dinliyordu. İsyan edercesine kocasını, Peygamberimize şikáyet etmeye başladı. Şoyle diyordu: "Ey Allah'ın elcisi! Evs(RA), benim malımı-mulkumu yedi. Gencliğimi tuketti. Onun icin cocuklar doğurdum. Şimdi ise yaşlandım. Cocuk doğuramaz hale geldim. O da zihar yaparak beni boşadı. Beni ortada bıraktı. Ya Rabbi, halimi sana arz ediyorum. Bu halimi sana şikáyet ediyorum."
Hz.Havle(ranha)'yi buyuk bir dikkat ve saygıyla dinleyen Hz. Peygamber (SAV) bir an duraksadı. Sonra, "Bu tur boşamalarla ilgili Rabbimden bana herhangi bir olcu gelmiş değildir" cevabını verdi. Cunku O (SAV), Yuce Allah'tan vahiy gelmedikce kendi heva ve arzusuna gore konuşmazdı. Yuce Allah'ın kendisine musaade ettiği konular haric, mutlaka vahiy beklerdi.
Ama cok gecmeden Yuce Rabbimiz, "Halimi sana iletiyorum" diyen bu mağdur kadının yakarışına cevap verdi. Otelerden, otelerin de otesinden cevap geliyordu. Yuce Allah'ın, "Senin sesini, yakarışını, isyanını duydum. Yalnız değilsin, sozun duyulmuştur, gokte yankılanmıştır Havle! Arzu ettiğin konuda sana cevap verilecek ve sen rahatlayacaksın" anlamında ayeti inecektir.
Yuce Rabbimiz, Hz.Havle(ranha)'ye cevap veriyordu. Oylesine bir cevap ki Medine'de yankılanmadık, konuşulmadık ne sokak ne ev bırakacaktı. Gunlerce her mekánda Hz.Havle(ranha)'nin yakarışına verilen cevap konuşulacaktı. Hz.Havle(ranha) gibi mazlum ve mağdur butun kadınlar, bir anlamda "erkeği cezalandıran" bu ayetleri gururla okuyacaklar.
Yuce Allah, karısını bu şekilde boşamak isteyen erkeğe bu işin cirkin olduğunu ilettikten sonra, ya kole azadı, ya iki ay ust uste oruc veya 60 fakiri doyurma cezası verecektir. Eşine donmenin bedeli olarak. Tekrar eşine yaklaşmak istersen bunu odeyeceksin. Kadın değil, erkek bunu odeyecek. Cunku kadın mağdur oluyordu. Rabbimiz, mağdurun yanında, mazlumun yanında.
"Mucadele" Suresi'nin ilk ayetleri indiğinde yuzu sevincinden ay gibi parlayan Peygamberimiz (SAV), Hz.Havle(ranha)'yi cağıracak ve "Seni mujdelerim Havle! Allah senin sesini duymuştur" dedikten sonra ilk ayeti okuyacaktır: "Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikáyette bulunan kadının sozunu Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir. Cunku Allah işitendir, bilendir." (Mucadele 58, 1)
Hz. Havle(ranha)bugun bile horlanmış, zorlanmış, terk edilmiş, onemsenmemiş, gencliğinden sonra kenara itilmiş butun kadınların ortak isyanı olmuştur. Sembol olmuştur. Onemsenmediklerini zanneden kadınlara, "Hayır, Rabbiniz sizi onemsiyor. Rabbiniz sizin adınıza zulmeden erkeğe dunyada cezalar getirdiği gibi ahirette de hesap soracak". Uzulmeyin, sesinizi Rabbiniz duyuyor, halinizi goruyor cevabıdır Mucadele Suresi.
* * *
Yıllar gecer. İki buklum bir kadın Medine carşısında Hz. Omer'in onune gecer. Bir şey sorar. Uzun boylu Hz. Omer eğilir, diz coker. Ellerini kadının omzuna koyar. Soyle nine der. Kadın dakikalarca konuşur, Hz. Omer dinler. Medine'nin lider kadrosu ise hayret icindedir. Bu ihtiyar nineye bu kadar zaman feda edilir mi(!). Nihayet kadın anlatacağını anlatır ve gider. Hz. Omer doğrulur.
Orada bulunanlardan biri, "Ey muminlerin emiri! Şu Kureyş'in liderlerini şu nine icin o kadar bekletmeye değer miydi" diye sorunca Hz. Omer hışımla doner. Herkesin duyacağı bir ses tonuyla: "Ne diyorsun! Yazık sana. Bu kadın Hz.Havle(ranha)'dir. Allah (CC) yedi gok otesinden onu duydu, hakkında ayet indirdi de Omer mi onu dinlemeyecek. Vallahi butun bir gun beni tutsaydı, oylesine duracaktım. Problemini halletmeden gitmeyecektim. "
Sormak istiyorum; Kuran'ı bu bakışla hic okuyabiliyor muyuz?Kadınlara ne kadar değer veriyoruz ve hergun artan mesuliyetimizin acaba ne kadar farkındayız ve bu farkındalık icinde neler yapabiliyoruz?Yapmadıklarımızdan ve yapamadıklarımızdan RABBİMİZİN GAZABINDAN SONSUZ MERHAMETİNE sığınıyormuyuz?
__________________