Bir şey istendi mi asla yok demezdi! Cabir bin Abdullah (ra) anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'den bir şey istenilsin de o yok desin, bu asla vaki değildir"

Enes bin Malik (ra) şoyle soyluyor: "Resulullah'tan bir şey istendi mi varsa verir, yoksa sukût eder, yok demezdi" Hatta Resûlullah bizzat muhtac olduğu bir donemde bile istendiğinde yine verirdi. Sehl bin Sad (ra) anlatıyor: "Bir kadın dokuduğu kumaşı Resulullah'a getirdi ve 'Bunu size giydirmek icin kendi ellerimle dokudum' dedi. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem kumaşı aldı, ona ihtiyacı vardı. Giydikten sonra tekrar yanımıza geldi. O sırada Ashab tan biri geldi ve: "Ne guzel kumaş, bunu bana verir misiniz ya Resûlullah?" dedi.
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem: "Olur" vereyim dedi. Biraz oturduktan sonra evine gitti ve kumaşı cıkarıp, o adama gondertti. Ashabı Kiram, o adama: "İyi yapmadın, peygamber buna ihtiyacı olduğu icin giymişti. Hz. Peygamber'in kendisinden isteyenleri boş cevirmediğini bildiğin halde niye istedin, diye kızdılar.
Efendimizden kumaşı isteyen adam da: "Ben onu giymek icin değil, kendime kefen yapmak icin istedim" dedi.
İyiliği sadece iyilere yapmazdı

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ikram ve ihsanda "İyi, temiz Musluman" aramazdı. Yani iyiliği sadece iyilere yapmaya kalkmazdı.
Amr bin Tağlip anlatıyor: "Resulullah'a ganimet malı getirildi. Bunları dağıttı. Bazılarına verdi, bazılarına vermedi. Kendilerine bir şey vermediklerinin hoşnutsuzluklarını duyunca şoyle buyurdu: "Ben bazılarına veriyor, bazılarını bırakıyorum; fakat vermediğim kimse verdiğimden bence daha sevgilidir. Bazılarının kalplerinde sabırsızlık gorduğum icin veriyorum, bir kısımlarını da Allah'ın kalplerine koyduğu kanaate havale ediyorum" buyurdu.
Amr bin Tağlip der ki; "Vallahi, Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in hakkımda sarf ettiği bu soz, en kıymetli mallara malik olmaktan daha sevgilidir"
"Mumin biliyorum deme, Muslim biliyorum de"

Sad bin Ebu Vakkas (ra), kendisinin hazır bulunduğu bir mecliste, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in bazı insanlara ikramda bulunduğunu, ancak iclerinden en beğendiği bir kişiye vermediğini gorunce; "Ey Allah'ın Resulu, falanı nicin bıraktın, vallahi ben onu mumin biliyorum" dediğini soyler. Sad bin Ebu Vakkas'ın; "Ben onu mumin biliyorum" cumlesini, efendimiz "Muslim biliyorum, de" şeklinde uc defa duzeltmiştir. En sonunda Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem: "Ey Sad, başkasını daha cok sevdiğim halde, bazen bir adama yuz ustu cehenneme atılmasın diye bir şeyler veririm" buyurmuştur.
Resûlullah, hediyeleşmeyi tavsiye etti

Hz. Aişe annemiz şoyle rivayet etmiştir: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, hediye kabul eder ve hediye verirdi"
Taberani'nin bildirdiğine gore, Ashabtan birisi bir gun Allah Resulune: "Hediyeyi kotu gorur musunuz?" diye sorar. Cevap olarak efendimiz sallallahu aleyhi vesellem şoyle buyurur: "Ben bir koyun parcası yemeğine cağrılsam, giderim. Bana bir parca hediye edilse (kucuk gormez) kabul ederim"
Hz. Peygamber, hediye kabul ederdi

Ebu Hureyre'nin haberine gore: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize, ailesi haricinde bir yerden yemek getirildiği zaman; "Bu hediye midir, yoksa sadaka mı?" diye sorardı. Sadakadır, cevabı verilirse, ashabına: "Siz yiyiniz" buyururdu. Eğer "Hediyedir" denilirse, oturur ashabıyla birlikte yerdi.
Resulullah'ın, ashabın hediyelerini kabul etmesi, ashabı icin buyuk sevinc vesilesi olurdu. Hediyesi kabul edilmeyenler ise, buyuk uzuntu duyarlardı.
Hediyeleri kucuk gormeyin!

İbn Abbas (ra) anlatıyor:Sab bin Cessame, "Ebva" da bulunduğu sırada, Resulullah'a bir guclu bir eşek hediye etmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bunu kabul buyurmadı. Bunun uzerine Sab'ın yuzunde beliren uzuntu ve teessuru, Hz. Peygamber: "Biz hediyeni reddetmiyoruz, ne yapalım ki ihramda bulunuyoruz" buyurarak Sab'ı teselli etmişti.
Enes bin Malik (ra)'ın belirttiğine gore, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, İnsanlar arasındaki dostluk ilişkilerini hediye ile geliştirmeyi tavsiye ederdi.
Efendimiz (sav), hediyenin kucuk gorulmesini hic tasvip etmezdi. Şoyle buyurdu: "Hicbir kadın, bir koyun parcası olsa bile, komşu kadının vereceği hediyeyi kucuk gormesin" (vereceğini de kucuk gorerek vermemezlik etmesin)


Milli Gazete

__________________