Seyyid Kutub (1906-1967)
Haci ibrahim Kutub'un oglu olan Seyyid Kutup, 1906'da Asyut kasabasina bagli Kalia koyunde dunyaya geldi. Babasi koyde, sayilan bir kisi ve Vatan Partisinin bir uyesi olarak bilinmekteydi.
O zaman bu partinin baskanliginda Mustafa Kamil vardi. Haci Ibrahim Kutup ziraatla ugrasir, elde ettigi mahsulun bir kismini satar bir kismini da fakirlere infak ederdi. Annesi ise cok mutedeyyin ve asil bir aileye mensup birisiydi. Seyyid Kutub'a terbiyesiyle, sevgi ve sefkatiyle cok tesir etmisti.
Seyyid Kutup'un Hamide ve Emine adli iki kiz kardesiyle Muhammed adinda kucuk bir de erkek kardesi vardi. Daha Kahire'de okurken babasini kaybedince, annesinin ve kardeslerinin butun mesuliyetleri onun uzerine yikilmis oluyordu. O cia bu durumdan oldukca SIKilmisti. Bu SIKintidan biraz olsun kurtulmak icin, annesini Kahire'ye tasinmaya razi eder ve Kahire`ye tasinirlar.
1940'da annesinin ani vefati Seyid Kutup'u oldukca etkilemisti. Kendisini. hayatta yalniz hissetmeye baslar. Bu konudaki duygularini bizzat kendisi bazi kitaplarinda anlatmaktadir.
SEYYID KUTUB'UN HAYATININ DONEMLERI
Seyyid Kutup'un hayatini dort ana bolumde toplamak mumkundur. Bunlardan birincisi dogumundan 1919'a kadar olan bolum. Seyyid Kutup bu devrede babasinin itinali dini terbiyesi altinda yetismisti. Bir tarafta koylerindeki medreseye devam ederken bir taraftan da babasinin ozel terbiyesindeydi. Daha on yasina gelmeden Kur'an-i Kerim'in tamamini ezberlemisti.
Seyyid Kutup'un hayatindaki ikinci donem ise 1920 ve 1939 arasindaki zamani icermektedir. Bu donemde Kahire'ye giderek liseyi bitirir ve universiteye "Darul Ulum"a girer. Darul Ulum'a girmesindeki maksadi arap dilinde ihtisas sahibi olmakti. Kardesi Muhammed Kutub'un "Kucuk Cigliklar" adli kitabinin onsozunde de anlattigi gibi Darul Ulum'da dort sene okumustu. Burada okutulan dersler ise Tarih, Cografya, Arap edebi-
yati, Ingilizce, Sosyaloji, Matematik, Fizik, Felsefe ve dini ilimlerdi.
Seyyid Kutup'u okutan hocalarin basinda ise Mehdi Allame geliyordu. Bu zat Seyyid Kutup'un "Sairin hayattaki gorevi" kitabinin on sozunde sunlari diyor: "Seyyid Kutup'un benim talebem olmasi bana cok buyuk bir mutluluk veriyor. Eger hayatta benim ondan baska talebem olmasa bile onun varligi mutluluk olarak kafidir."
Darul Ulum'dan mezun olduktan sonra Milli Egitim Bakanliginda mufettis olarak gorev alir.
Fakat bir yazar olarak gorevini daha iyi yapabilmek icin gorevde fazla kalmayarak istifa eder. Bu siralarda hemen hemen her konuda kendisini yetistirmek icin okumaya daldigini goruruz. Ozellikle arapcaya cesitli dillerden cevrilmis eserleri incelemekte ve degerlendirmeye tabi tutmaktaydi.
Cok gecmeden Seyyid Kutup da tipki Taha Huseyin, Abbas Mahmut Akkad ve Mustafa Sadik Rafi gibi harika bir yazar,olarak ortaya cikiyordu.
Onun yazilari da tipki otekilerinki gibi ayni gazete ve dergilerde yayinlanmaya baslamisti.
Seyyid Kutup'un hayatinin ucuncu merhalesini ise 1939 ile 1951 yillari olusturmaktÂdir. Bizim gorusumuze gore bu donem ayni zamanda Seyyid Kutup'un IslÂmi dusunceye donusunun de bir baslangici oluyordu. 1939'da "El-Muktatif' dergisi O'nun "Kur'an da Fennî Tasvir" adli bir makalesini yayinlamisti. Seyyid Kutup bu yazisinda bazi ayetlerden ornekler vererek Kur'an'daki sanatsal guzellikleri ve onun ustun icazini ortaya koyuyordu.
Bu yazisiyla ayni zamanda Kur'an'da icaz olayini inkar eden Akkad'in goruslerinden de ayrilmis
oluyordu. 1945 yilinda ayni konuda iki kitap yayinladi.
Seyyid Kutup bu kitaplarinin, almis oldugu dini terbiyenin bir semeresi oldugunu acikca itiraf etmekte, Kur'an'in uslubu ve harikaligiyla kendisini uyandirdigini kabul etmektedir. O'na gore ilmi Kelamin uslubu olan cedel, dinde pek neticeye goturmemektedir. Cunku akil Kur'an'in inceliklerini ve harikaliklarini tam olarak anlamaktan acizdir. Arkasindan "Sahrada" adli bir kasidesini yayinlayan Seyyid Kutup, burada her seyin bir tertip ve olcuye gore yaratildigini anlatmaktadir.
1946'da "Iste Sahtekarlik" diye bir kitabi daha yayinlandi. Bu kitabinda Abdullah Ali el-Kasimi ile iki konuda tartisiyordu. Bunlardan birisi "Insanin yaratmak konusundaki gucu" ikincisi ise "Insanin dinlere inanmasiydi". Akkad ve onun gibileri makalelerinde genelde Abdullah Ali'nin kitabini, dolayisiyla fikirlerini medhederken Seyyid Kutup siddetle tenkit ediyordu. Cunku Abdullah Ali dinin hayatin gerceklerine ters oldugunu, dine
tabi olanlarin gerilediklerini, ozellikle IslÂmin insani gerilettigini savunuyordu. Iste bundan dolayi Seyyid Kutup Abdullah Ali'nin demogojilerine yazdigi kitapda hucum ediyor, tenkit ediyor ve onlari curutuyordu.
7 Ekimn 1946 da Seyid Kutup'un IslÂmi fikre baslangic olarak degerlendirilen "Konum Dersleri" adinda bir makalesi daha yayinlanmisti. Seyyid Kutup bu makalesinde Misir'in toplum yapisinin, siyasi, ahlaki ve sosyal yonlerden tenkidini yaparak, muslumanlari calismaya cagiriyordu. Toplumun islahi icin ne yapilmasi gerekiyorsa muslumanlarin yapmak zorunda olusunun Kur'an'in emri oldugunu soyleyen Kutup delil olarak Al-
lah'in su ayet-i kerimesini gosterip tefsirini yapiyordu: "Sizden iyiligi emreden, kotulukten sakindiran, bir topluluk olsun. Iste asil kurtulusa erenler onlardir. "
ISLAMA DOGRU YONELIS.
21 Ekim 1946 bu gunku medeniyeti tenkit ederek onun manevi degerlerden soyutlanmis, sadece maddi bir medeniyet oldugunu delillerle acikliyordu. 1948'in sonlarinda ise "IslÂmda Sosyal Adalet" kitabini yayimladi. Kutub bu kitabinda insanligin arzu ettigi gercek sosyal adaletin IslÂmda oldugunu ve hakiki adaletin Kur'an'in
golgesinden baska hic bir yerde olmadigini acik acik anlatarak hayatin her alaninda oldugu gibi edebiyatin dahi IslÂmi olculerden kaynaklanmasi gerektigini vurguluyordu.
1949'da Amerika'ya giden Kutub iki bucuk yil kaldi. Amerika'da kaldigi bu muddet icersinde Misir'daki arkadasi Tevfik el-Hakim'e gonderdigi mektuplarda Amerikan toplumunu ve medeniyetini devamli olarak tenkit ediyordu. Cunku ; bu medeniyette ruhi degerlerden hic bir sey yoktur, diyordu. Ayni mektuplarinda "El Melik" adli kitabini da tenkit ediyordu. Cunku Kutup bu kitabi IslÂmi fikirlerle yogrulmadan cok once yazmisti.
Iste Seyyid Kutup arkadasina yazdigi mektuplarda bu kitabinin tenkidinde, "keske kitabin konusu Yunan felsefesine gore degilde, IslÂmi ruhla yazilmis olsaydi. Insallah gelecekteki konular, hayata, kainata ve insana ozel bir bakis acisi olan IslÂmdan kaynaklanir" diyerek temennilerini de bildiriyordu.
Buna gore diyebiliriz ki Seyyid Kutup'un bu tarihten sonra edebiyata bakis acisi degismistir. Cunku hayatinin onceki donemlerine baktigimizda edebiyati din ile ilgisi olmayan bir guzellik olarak degerlendirmekteydi. Fakat simdi her seyin oldugu gibi edebiyatin da tum konularini dogrudan dogruya IslÂmdan almasi gerektigini soyle-
mektedir.
1951 ile 1965 yillarini kapsayan zaman parcasi ise hayatindaki dorduncu merhaleyi olusturuyordu. Kutup bu donemde edebiyattan tamamen siyrilarak Ihvan-i Muslimin teskilatina katilmisti. Abdulhakim Abidin'in anlattigina gore Seyyid Kutup artik Ihvanin bir fikir elemani olmustu.
Gerci yonetici olarak Ihvanda hic bir makami yoktu ama iyi bir muntesip olarak Ihvanin gazetelerinde ve dergilerinde halki devamli olarak IslÂma davet ediyordu. Bir ara, 1954'deki tutuklanmasindan once "Ihvan-i Muslimin" adli gazetede yazi isleri mudurlugu yapmis, orada yazdigi yazilari bir araya getirerek bircok kitaplar olusturmustu.
Bu kitaplardan birkacini burada zikretmeden gecemeyecegiz:
1- IslÂm ve Dunyaya bakis
2- Iste Din Budur
3- Istikbal IslÂmindir.
Kutup ayrica Ihvan-i Muslimin gazetesinde din ile devlet islerini birbirinden ayirarak dini siyasetten uzak tutan laik dusunceyi de siddetle tenkit eder, siyaset baskadir, din baskadir sloganinin bir hikaye oldugunu soyliyerek IslÂmda boyle bir sey olmadigini haykirir. Cunku Seyyid Kutup "IslÂmin kalplerde bir inanc ve hayat icin
bir kanun oldugunu" vurguluyordu.
Ezher universitesinin Kur'an-i Kerim'i tefsir etmede taklidi tutumunu da acikca tenkit eden Kutub bu konuda soyle diyordu:
"Bu gun butun dunya sosyalizm ve kapitalizm gibi belirli sosyal fikirlerin pesinde gitmektedir. Onun icin Ezher universitesi IslÂmi kulturu her yonuyle halka goturmelidir. Ibadette, inanc ve hayatin her alaninda, IslÂmin kendisine has, her turlu noksanliklardan uzak olculerinin oldugunu izah etmelidir. Ister siyasette olsun, ister iktisatta ve ister cezalarda olsun IslÂmin hayatin her konusu icin olculer koydugunu anlatmali ve IslÂmi gunluk hayata hakim kilmak icin calismalar yapmalidir.
SEYYID KUTUB'UN SEHADETI
Seyyid Kutup IslÂma inanmis ve inandigi davanin gerceklesmesi icin de bir cok calismalar yapmis buyuk bir mucahitti. 27 Kasim 1954'de, Ihvan-i Muslimin Misir devlet baskani Cemal Abdunnasir'a suikast girisimiyle itham edildiginde Seyyid Kutup'da Ihvan-i Muslimin saflarina katilmisti.
Bundan dolayi Ihvan-i Muslimine mensup bircok muslumanla birlikte Seyyid Kutup'da tutuklandi. Yapilan yargilamanin neticesinde Seyyid Kutup'a agir islerde calistirilmakla birlikte on bes sene agir hapis cezasi verildi. Artik Seyid Kutup Kahire'den bir kac km. uzakta "Limanneze" hapishanesinde yasamaya baslamisti. On sene hapis yattiktan sonra o zamanin Irak devlet baskani Abdusselam'in Abdunnasir'i ziyaret ederek
Seyyid Kutup'u serbest birakmasini istemesi uzerine Kutub 1964'de serbest birakildi.
Hapisten cikan Kutub 1965'de "Yoldaki Isaretler" adli kitabini yayinlayinca tekrar tutuklanir.
Bu tutuklamada yine Ihvan-i Musliminden bir cok musluman vardi. Gerekce olarakta Ihvan-i Musliminin devlete karsi darbe girisimini ileri surerek Ihvani ve Seyyid Kutup'u darbecilikle itham ediyorlardi.
22 Agustos 1966'da Seyyid Kutup'a idam cezasi verildiginde, Assam el Attarin kitabinda anlattgina gore Kutub bu karari tebessum ve Allah'a kavusmanin verdigi buyuk bir mutlulukla karsilamisti. Muhammed Ali Eenna'nin dedigine gore Seyyid Kutup'un asilmasina asil sebep "Yoldaki Isaretler" adli kitabi idi.
Seyyid Kutup'a verilen bu idam karari, IslÂm alemine yayildiginda Pakîstan'da Karaci icinde Cemaati IslÂminin mepsuplari tarafindan bir yuruyus tertiplenmis ve olay kinÂnarak Abdunnasir'dan karari yeniden gozden gecirmesi istenmistir.
Ayrica yine Pakistan'da "Meclisi Nizami IslÂm", "Cemaati IslÂmi", "Cemaati Avami"de bu karari ayni sekilde kinamislardi. Diger taraftan Ingiltere'de Rabitatul IslÂm, Lubnan'da "Cemaati IslÂm" teskilati, Urdun'de bircok dini sahsiyetler, Sudan'da Seyyid Allal El Fasi ve Istiklal partisi baskani Ahmet el-Hatib, Irak'taki Rabitanin
baskani Seyh Emcek Eczzehavi ve bir cok IslÂm alimleri Abdunnasir'i bu kararindan dolayi kinamis ve vaz gecmesi icin ikaz etmislerdi.
Butun bunlara ragmen 9 Agustos 1967 sabahi Lubnandaki "Ennebar"gazetesiyle Misir'daki "El-ehram" gazetesi idam haberini su cumlelerle veriyorlardi.
"...Celik migferli askerlerden bir grup hazirlanip, agir silahlar artirilarak Kahire hapishanesinin etrafinda bir hisar olusturuldu. Gazetecilerin hapishaneye girisi yasaklandi. Seyyid Kutup idam edildikten sonra da gazetecilerden bolgenin terk edilmesi istendi."
Seyyid Kutup bir cok kiymetli kitap yazmisti. Basta Kur'an-i Kerimin bir tefsiri olan "Fizilal-i Kur'an" olmak uzere hemen hemen her konuda eseri vardir. Ozellikle IslÂmi konularda, edebiyat ve egitim konularindaki eserleri daha coktur.
Bunlardan hemen hemen hepsi de turkceye cevrilmistir.
Allah ondan ve onun gibi mucahidlerden razi olsun.
__________________
Seyyid kutub - kimdir ? Hayatı , biyografisi
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●52 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler
- Seyyid kutub - kimdir ? Hayatı , biyografisi