KınalızÂde Ali Celebi
(1511 - 1584m.)
Ahmet F. Gun - milli gazete
KınalızÂde Ali Celebi, Hicri 916/1511 senesinde Isparta'da doğar. Babası Emrullah Efendi kadılık mesleğini icra eder. Ayrıca Fatih Sultan Mehmed'e de şehzadeliği doneminde hocalık yapmıştır.
Ali Celebi ilk tahsilini doğduğu yer olan İsparta'da yaptıktan sonra İstanbul'a gelir. Burada akrabalarından Kadir Efendi'nin nezaretinde tahsilini ikmale calışır. Bu doğrultuda Mahmud Paşa, Davud Paşa ve eski Ali Paşa medreselerini bitirdikten sonra Fatih'teki universiteye girer. Burada donemin tanınmış muderrislerinden Kara Salih Efendi, daha sonra da Kamil CivizÂde'nin derslerine devam eder ve 945'te onun yardımcılığını ustlenir.
Sıra Ali Celebi'nin muderris olmasına gelince, Ebus Suud Efendi'den ses soluk cıkmaz. Cunku tayin etme ve gorevlendirme onun uhdesindedir. Ne ki, Ebus Suud Efendi, butun kemalet ve faziletine rağmen kendisine rakip addettiği (saydığı)Civi ZÂde'nin yardımcısına muderrislik gorevi vermek istemez. Bu durum Ali Celebi'yi fazlasıyla uzer.
Gorev beklemekten bıkan ve sabrı tukenen Ali Celebi, sonunda teklif etmiş olduğu bazı eserleri alıp doğruca Ebus Suud Efendi KınalızÂde'ye nicin geldiğini sorar. KınalızÂde'de biraz kızgınlıkla şu şekilde karşılık verir:
Memuriyet ve muderrislik olanlar devlet ricalinin kapılarını dolaşarak maksadlarına nail oluyorlar. Biz istediğimiz muderrisliği bu eserlerle almak istiyorduk. Şayet başka kapıları muracaat lazımsa bilelim ve ona gore hareket edelim.
Ebus Suud Efendi, genc muderris adayının kendisine takdim ettiği eserleri okur, inceler, daha sonra da onu derhal Edirne'de ki Husameddin Medresesine tayin eder.
Diğer taraftan KınalızÂde Ali Celebi'nin verdiği sert karşılığa, alicenap ve kadirşinas Ebus Suud Efendi kızmamış ve darılmamış, hatta onun cevabını yanındakilere şoyle ornek gostermiştir:
İşte insan olan boyle fiilen ehliyet ve liyakatini ispat etmek suretiyle hakkını ister. Emeline nail olabilmek icin şunun bunun şefaat ve delaletine muracaat etmek insanlık değildir.
Edirne Husameddin Medresesi'nde goreve başlayanKınalızÂde, bundan sonra sırayla Bursa Hamza Bey (953), Bursa Veliyuddinoğlu Ahmed Paşa (955), Kutahya Rustem Paşa Medresesi (957), Rustem Paşa'nın İstanbul'da kendi adına yaptırdığı medrese de (958)ve Haseki Medresesinde muderrislik gorevlerini deruhte etmiştir. Fakat ona şohretini kazandıran Sahn-ı Seman (960)ve Suleymaniye Medresesi muderrislikleri olmuştur. Ozellikle Suleymaniye'de beş yıllık gorevi sırasıda Ali Celebi rutbe bakımından "eyalet kadılığı" payesini kazanmıştır.
KınalızÂde Ali Celebi, 54 yaşında iken Şam Kadılığına tayin edilmiş ve bundan sonra yine sırayla Mısır, Bursa, Edirne ve İstanbul kadılıkları gorevini ustlenmiş ve dokuz yıllık bir gorevden sonra Anadolu Kazaskerliğine tayin edilmiştir. Bu gorevi vefat ettiği tarih olan 1584 senesine kadar surdurmuş ve Edirne'de "nikris" illetinden darı bekaya gocmuştur.
Cok başarılı bir muderris, başarılı bir devlet adamı olmanın yanısıra KınalızÂde Ali Efendi aynı zamanda da uc dilde şiir yazabilecek kudrette bir şairdi. Fıkıh ve Tefsir alanında otorite olan KınalızÂde, Matematik ve Felsefe alanında da donemin en onemli simalarından biriydi. Nitekim o "Tecrid", "Mevakıf" ve "Keşşaf" gibi unlu eserlere "haşiyeler" de yazan bir ilim ehlidir.
Bir başka ilginc nokta ise, ona neden KınalızÂde mahlasının verildiğiyle ilgilidir. Rivayete gore Ali Celebi'nin babası Abdulkadir Hamidi Efendi kına kullanmaya cok meraklıydı. Onun bu alışkanlığı daha sonra ailenin bu isimle anılmasına sebep olmuştu.
Eserleri:
Hic kuşku yok ki KınalızÂde'nin en meşhur eseri "AhlÂk-ı AlÂî" başlığını taşıyan eseridir. Bu eseri 1564'de Şam'da gorev yaptığı sırada Suriye Beylerbeyi olan Ali Paşa adına yazmıştır.Bundan dolayı eserin adı, 'AhlÂk-ı AlÂî" olarak konulmuştur. Dahası Mehmed Ali Ayni'nin ifadesiyle, aradan dort yuz kusur seneden fazla bir zaman gecmesine rağmen KınalızÂde'nin bu kitabının derecesinde kuvvetli bir ahlak kitabı yazılmamıştır.
KınÂlızade bu eserin dışında pek cok eser daha kaleme almıştır. Onun başlıca eserlerini şoylece sıralamak mumkundur:
1)AhlÂk-ı AlÂî,
2)Tecride, Mevakıfa ve Hasan Celebi'ye Haşiyeler,
3)Camiye, Durer ve Gurere Haşiyeleri,
4)İs'af, Evkaf ilmine Dairdir,
5)Kalemiye Seyfiye risaleleri,
6)Munşeatı,
7)Bedreddin Guzzi ile Tefsirden Mubahasesi,
8)Turkce, Arapca ve Farsca şiirler,
9)Ulemadan Şah Efendi ile Vakfa aid Mubahasesi,
10)Tabakatı Hanefiye,
11)Beyzaviye Haşiye,
12)Keşşafa Haşiye (*)
___________________
(*)KınalızÂde'nin hayatı ve eserleri icin bkz. Mehmet Ali Aynî, Turk Ahlakcıları, Marifet Basımevi, İstanbul 1939, ss. 77.104; Huseyin Akyuz, Turk Eğitimcileri, MEBY., İstanbul 2001, 55. 222-270
-------------------
Toplumun suyu ulemadır - M.Ozel
Tarih: 1.12.2002
KınalızÂde Ali Efendi, "Toplum yapısının ana unsurları da tıpkı insan bedeninin ana unsurları gibidir" der. Birinci unsur sudur. Toplumun suyu ulemadır. Toplumun ateş unsuru, savaşcı (muharip)sınıftır. Toplumun havası, tuccar sınıftır. Tarımla uğraşanlar ise, toplumun toprağını teşkil eder.
Toplumun suyu ulemadır
KınalızÂde Ali Efendi, "Toplum yapısının ana unsurları da tıpkı insan bedeninin ana unsurları gibidir" der. Birinci unsur sudur. Toplumun suyu ulemadır. Toplumun ateş unsuru, savaşcı (muharip)sınıftır. Toplumun havası, tuccar sınıftır. Tarımla uğraşanlar ise, toplumun toprağını teşkil eder.
Anasır-ı erbaa, eskimez bir tasnif. Hayat dort şeyle kaimdir: Su, ateş, hava ve toprak. KınalızÂde Ali Efendi, "Toplum yapısının ana unsurları da tıpkı insan bedeninin ana unsurları gibidir" der.
Birinci unsur sudur. Toplumun suyu ulemadır. En geniş anlamda, topluma bilgisiyle hizmet edenler: Alim ve fakihler, yazarlar, iktisatcılar, hekimler, şairler, muneccim ve muhendisler. Nasıl her canlı sudan yaratılmışsa, toplum denen canlı da bunlardan hayat bulmaktadır.
Toplumun ateş unsuru, savaşcı (muharip)sınıftır. Bunlar ulkenin ic ve dış guvenliğini sağlar. Muharip sınıfın gorevini hakkıyla yerine getirmemesi veya ustune vazife olmayan işlere girişmesi, toplumun huzur ve sukûnunu alt ust eder.
Toplumun havası, tuccar sınıftır. Hayatın intizamını temin icin tuccar, zaruri malları uzak diyarlardan getirip halkın istifadesine sunar.
Tarımla uğraşanlar ise, toplumun toprağını teşkil eder. Bunlar halkın yiyeceğini, her turlu sebze ve meyve ihtiyacını temin ederler. Bunların calışması diğer sınıfların calışmalarından daha ehemmiyetlidir. (Bkz. Devlet ve Aile Ahlakı, İstanbul: Tercuman 1001 Eser, ts, s. 217 vd.)
Kınalızade, temel meselenin bu unsurlar arasındaki dengenin surdurulmesi olduğunu soyler. "Bedenimizdeki uzuvlardan birinin diğerlerine ustun gelmesi ve tecavuzu hastalığa sebep olduğu gibi, bu sınıflardan birinin diğerine karışması da kurulmuş olan nizamın bozulmasına sebep olur. Mesela herkes tarımla uğraşırsa askerî guc azalır. Askerler iş hayatına karışırlarsa yine bozuk duzen meydana gelir. HikÂye olunduğuna gore, Kisra Hurmuz'un bazı vezirleri başka beldelerden cok kıymetli taclar ve cevherler geldiğini, şayet hukumdar adına bunlar satın alınırsa cok kazanc elde edilebileceğini arz ettiler. Hukumdar şu cevabı verdi: Cenab-ı Hak bize saltanat nasip etti. Halkımıza da ticaretle uğraşmak ve bu yoldan rızık temin etmek nimetini verdi. Eğer biz ticaretle meşgul olursak, hukumdarlığı ve devlet idaresini kim yerine getirir? Ticaretle meşgul olanlar nasıl gecinirler?"
Rivayet edilir ki, Tokugawa Japonya'sının ilk hukumdarı (şogun)Ieyasu, son savaşını kazanıp başa gectikten sonra, bir daha at binmemiş! "Savaş at sırtında kazanılır, fakat ulke at sırtında yonetilemez" diyesiymiş. Kemal Tahir de Kurt Kanunu'nda silah hevesinden bir turlu kurtulamayan İttihatcılar'ı yerden yere vurur: "Vazgecmediniz gitti şu tabanca oyunlarından. Muhalefette duşurmediniz elinizden. İktidarda hic bırakmadınız. Anlatamadım size tabancayla devlet idare edilemeyeceğini. Tabancalık iş değil bu bizim icine duştuğumuz bela, tufekle topla bile ustesinden gelinecek iş değil."
__________________
KınalızÂde ali celebi hayatı , biyografisi
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●37 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eðitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler
- KınalızÂde ali celebi hayatı , biyografisi