Zemahşeri
(467 (1075)-538 (1143))
Şamil İslam Ansiklopedisi - Bedreddin CETİNER
Ebû'l-KĂ‚sım Mahmud İbn Omer ez-Zemahşerî el-Harezmî. Buyuk bir dilci, edebiyatcı, kelĂ‚mcı ve mufessirdir. Mekke'de uzun sure ikamet ettiği icin CĂ‚rullah lakabı verilerek "CĂ‚rullah Zemahşerî" adıyla meşhur olmuş, ayrıca kendisine "Fahr-ı Harezm" unvanı da verilmiştir.
Zemahşerî, Selcuklu sultanlarından Melikşah devrinde Harezm kasabalarından Zemahşer'de 467 (1075) yılında mutedeyyin bir ailede dunyaya gelmiş, ilk tahsilini buyuk bir ihtimalle, kasabanın imamı olan babasında yapmış; okuma yazma oğrenip hĂ‚fız olduktan sonra ilim tahsili icin o zaman buyuk bir ilim ve medeniyet merkezi olan BuhĂ‚rĂ‚'ya gitmiştir. Bu arada cocukluğunda bir gun bindiği hayvandan duşerek yaralandığını ve neticede bir ayağının kesilmiş olduğunu de zikretmeliyiz. Bazı kaynaklarda ayağının kesilmesi ile ilgili olarak annesinin bir bedduası olduğuna (kucuk bir kuşu ayağına ip bağlayarak suruklemesi ve kuşun ayağını koparması sebebiyle) dair bir hikĂ‚ye kendisinden nakledilmektedir.
Zemahşerî'nin BuhĂ‚rĂ‚'ya hangi tarihte gittiğine dair kaynaklarda acık bir bilgi yoktur. Yalnız, BuhĂ‚rĂ‚'ya gittiğinde babası hayatta idi. Fakat kaynaklar babasının, Mueyyedu'l-Mulk (o. 494/1101) tarafından siyasî sebeplerle hapsedildiğini ve Zemahşerî BuhĂ‚rĂ‚'ya gittiği sırada hapiste olduğunu kaybederler. Babası Omer İbn Muhammed İbn Ahmed ez-Zemahşerî hapiste iken 488 (1095) yılında vefat etmiştir. O sırada Zemahşerî 21 yaşında bir genc idi.
Zemahşerî BuhĂ‚rĂ‚'da muhtelif hocalardan usûl-u fıkıh, fıkıh (Hanefî fıkhı), hadis, tefsir, kelĂ‚m, mantık, felsefe ve arapca dersleri aldı. Bu yetişme devresinde Harezm ve Horasan bolgelerinde bir cok şehre gitti ve buralarda bircok ders halkasına katılarak bilgilerini ilerletti. 502 (1109) yıllarında Mekke-i Mukerreme'ye gitti ve burada bir sure ikamet ederek zamanın meşhur ediblerinden Şerif Ali İbn Hamza VehhĂ‚s (o. 526/1132) gibi Ă‚limlerden feyz aldı. Bu VehhĂ‚s daha sonraları Zemahşerî'nin talebelerinden olmuştur. Bu arada Arap yarımadasındaki bazı yerleri ve Yemen şehirlerini gezdi ve Arapcaya vukufiyyetini guclendirdi. O'nun, Ebû Kubeys Dağı'na cıkarak; "Ey Araplar, gelin atalarınızın dilini benden oğrenin" diye dil konusunda Araplara meydan okuduğu rivĂ‚yet edilir. Dile hĂ‚kimiyeti gercekten yazdığı eserlerde ve soylediği şiirlerde, kasîdelerde, medhiyelerde acıkca gorulmektedir.
Bu gezilerinden sonra Zemahşerî'nin memleketine gittiğini, 518 (1124) yılında tekrar Mekke'ye geldiğini goruyoruz. Mekke'ye bu gelişinde artık uzun sure burada kalmış ve eserlerinden bir coğunu, bu arada meşhur tefsirini de burada kaleme almıştır. Daha sonra yetişmiş bir Ă‚lim olarak tekrar memleketine (Harezm) donup 538 (1143)'de Seyhan nehri kenarındaki Cureaniye'de vefatına kadar orada kaldı.
Zemahşerî'nin hocaları arasında, nahiv ve edebiyat okuduğu Mahmud İbn Cerîr ed-Dabbî (o. 507/1113-1114), Ali İbn Muzaffer en-NeysĂ‚bûrî; Fıkıh okuduğu el-HayyĂ‚tî; Usûl ilimlerini oğrendiği Rukneddin Muhammed el-Usûlî; Hadis okuduğu Ebu Mansur Nasr el-HĂ‚ris, Ebû'l-HattĂ‚b Nasr İbn Ahmed el-Batır (o. 494/1101) gibi Ă‚limler sayılabilir.
Zemahşerî itikadda ateşli bir Mu'tezile, fıkıhta ise Hanefîdir. Mu'tezile oluşundan dolayı cok tenkid edilmiş ve bu yuzden cok muhalif kazanmıştır. Ehl-i sunnet Ă‚limleri ile, onları tahkir etme derecesinde alay eden, keskin ve katı bir tutumu vardır. Hayatının sonlarına doğru Mu'tezile oluşundan tevbe edip ehl-i sunnet inancına donduğu rivayet edilirse de bu, eserinde gorulmez. Sırf Mu'tezile oluşundan dolayı Selcuklu sultan ve verirleri tarafından ilimde ulaştığı yuksek mertebeye rağmen itibar gormemiş, hattĂ‚ haklarında methiyeler soylediği emirler bile yuzune bakmamışlar, ama o bildiği yoldan şaşmamıştır.
Zemahşerî, yetiştirdiği cok sayıda talebe -ki bunların bircoğu nahiv, edebiyat ve İslĂ‚mî ilimlerde şohret bulmuş Ă‚limlerdendir (bunların bir kısmı icin bk. Abdullah Nezîr Ahmed, Ruûsu'l-MesĂ‚il Mukaddimesi, Beyrut 1987, 40-42)- yanında velûd, cok yazan bir Ă‚limdir. Hal tercemelerinden bahseden eserler onun elli civarında eseri olduğunu belirtiyorlar. Bunlardan onemlilerini şoyle sıralayabiliriz:
Eserlerinden onemlileri
1- EsĂ‚su'l-BelĂ‚ğa: Zemahşerî'nin, kelimelerin ilk harflerine gore (o zamana kadar te'lif edilen sozluklerde bu sistematiği gormek mumkun değildi. Alfabetik olanlar da kelimelerin son harflerine gore sıraya konulmuştu) alfabetik olarak hazırladığı Arapca bir sozluktur. O'nun, Arapcaya ne kadar hĂ‚kim olduğunu gosteren eseridir. Kelimelerin luğĂ‚vî ve mecĂ‚zî manaları verilirken eski Arap şiirinde,n bolca istifade edilmiş, ancak bu şiirlerin sahiplerine nadiren işaret edilmiştir.
2- A'cebu'l-UcĂ‚b fi Şerhi LĂ‚miyyeri'l-Arab: eş-Şenferî İbnu'l-Evs İbnu'l-Hacer'in LĂ‚miyyetu'l-Arab adlı eserinin (KĂ‚tib Celebi, Keşşfu'z-Zunûn, İstanbul 1971, II, 1539) şerhidir. Eser sadece luğĂ‚t, mufredĂ‚t ve nahiv yonunden şerhedilmiş, belĂ‚ğat konularına girilmemiştir. İlk baskısı İstanbul'da yapılan eser daha sonra Kahire'de (1324) neşredilmiştir.
3- el-Mufassal: Arap dili gramerine dair bu eseri Zemahşerî 513-515 (1119-1121) yılları arasında yazmıştır. Eser dort bolumden oluşur. Bolumler sırasıyla isim, fiil, harf (edatlar) ve muşterek lafızlara tahsis edilmiştir. Eserde anlatılan konular Kur'Ă‚n, Hadis, Arap şiir ve nesrinden bolca orneklendirilmiştir.
Zemahşerî'nin bu eseri dilciler tarafından buyuk itibar gormuş, bir cok şerh ve hĂ‚şiyesi yapılmıştır. Bunların en meşhuru Muvaffakuddîn Ebu'l-BakĂ‚ Yaîş İbn Ali el-Halebî (o. 643/1245)'nin şerhidir ve 18821886'da Leipziğ'de neşredilmiştir. Bunun dışında İ'rĂ‚bu'l-Kur'Ă‚n adlı eserin muellifi el-Ukberî (o. 616/1219)'nin ve İbnu'l-HĂ‚cib (o. 646/1248)'in de el-İzĂ‚h adında şerhleri vardır.
4- el-Enmûzec: el-Mufassal adlı kitabından kısaltarak yazdığı bu eseri Arap dili nahvi hakkındadır ve 1401 (1979-80)'de Beyrut'ta neşredilmiştir.
5- Ruûsu'l-MesĂ‚il: Hanefî ve ŞĂ‚fiî mezhepleri arasında ihtilĂ‚flı olan fakhî konuları ihtiva eder.1407 (1987) yılında Abdullah Nezîr Ahmed tarafından bir cilt halinde tahkikli bir neşri yapılmıştır.
6- el-FĂ‚ik fi Garîbi'l-Hadîs: Alfabetik ve geniş bir hadis luğĂ‚tidir. Hadislerde gecen garîb kelimeleri izah eder. Haydarabad ve Kahire'de (1364) basılmıştır.
7- el-Keşaf fı KırÂÂt
8- el-MustaksĂ‚ fi EmsĂ‚li'l-Arab: Arab darb-ı meselleri (atasozleri) ne dairdir. EsĂ‚su'l-BelĂ‚ğa'da olduğu burada da atasozleri ilk kelimelerine gore alfabetik olarak sıralanmıştır. Zemahşerî, bu atasozlerini -ki sayıları 3461'dir- sıralamakla yetinmemiş; acıklamalarını, doğuşunu, dil yapısını ve tahlillerini de vermiştir. Eser, 1381'de Haydarabad'da neşredilmiştir.
9- MakamĂ‚t: Zemahşerî'nin Mekke'de 512/1118'de kaleme aldığı bu eser 50 makame ihtiva eder. Bu MakĂ‚meler nasîhat, irşad ve mev'îzalardan ibarettir. Kendi şerhi ile birlikte 1312'de neşredilmiştir.
10- Mukaddimetu'l-Edeb: Muellifin, Harzemşahlardan Emîr BahĂ‚eddin AlĂ‚uddevle Ebul-Muzaffer Atsız'a ithaf ettiği gramer ve lugat kitabıdır. Beş bolumden oluşan eserin ilk iki bolumu Arapca-Farcsa; kalan bolumleri ise Arapcadır. Bolumlerde sırasıyla isimler, fiiller, harfler (edatlar), isimlerin cekimleri,fiillerin cekimleri konuları işlenir. İlk iki bolumu 1843'de, kalan kısmı ise 1850'de Leipziğ'de neşredilmiştir (Zemahşerî'nin hayatı ve eserleri icin bk. Ahmed Muhammed el-Hûfı, ez-Zemahşerî, Kahire 1980; Mustafa es-SĂ‚vî el-Cuveynî, Menhecu'z-Zemahşerî fı Tefsîri'l-Kur'Ă‚n ve BeyĂ‚ni İ'cĂ‚zilıî, Kahire 1984; Abdullah Nezîr Ahmed Ruûsu'l-MesĂ‚il (Mukaddime) Beyrut 1987; Muhammed Huseyn ez-Zehebî, et-Tefsîr ve'l-Mufessirûn, Kahire 1976, I, 429-431; MurtazĂ‚ AyetullĂ‚hzĂ‚de eş-ŞîrĂ‚zî, ez-Zemahşerî LuğĂ‚viyyen ve Mufessiran, Kahire 1977, 83-131. Yalnız MurtazĂ‚ ÂyetullĂ‚hzĂ‚de, Zemahşerî'nin Fars yani İran asıllı olduğunu iddia eder. Halbuki diğer butun kaynaklar Zemahşerî'nin Turk olduğunda ittifak halindedir).
11- el-KeşşĂ‚f an HakĂ‚ikı't-Tenzîl ve Uyûni'l-EkĂ‚vîl fı Vucuhi't-Te'vîl: Zemahşerî'nin butun İslĂ‚m Ă‚leminde tanınmasını sağlayan tefsiridir. Kısaca KeşşĂ‚f olarak tanınır. Tefsir tarihinde onemli bir yer tutan, leh ve aleyhinde cok soz soylenen, uzerinde yuzlerce şerh, haşiye, ta'lîka ve reddiye yazılmış bir kitaptır.
Zemahşerî bu eserini Mekke'de ikameti esnasında kaleme almış ve iki senede tamamlamıştır. Aslında cevresinden gelen istekler uzerine FevĂ‚tihu'ssuver ve Bakara sûresi tefsirine dair bazı bilgileri daha onceden yazmışsa da daha once adı gecen Mekke emirî ve edîb Ali ibn Hamza İbn VehhĂ‚s'ın da teşviki ile tam bir tefsir yazmaya karar vermiş ve bu eserini meydana getirmiştir. Bu tefsirini vefat ettiği yıl tamamladığı nakledilir.
el-KeşşĂ‚f muellifi, kendinden once yazılmış tefsir ve mufessirlerden buyuk olcude istifade etmiş, eserinde onlardan nakillerde bulunmuştur. Bu cumleden olarak tĂ‚biûn devri Ă‚limlerinden olan MucĂ‚hid İbn Cebr (o. 104/722), Mu'tezile Ă‚limlerinden Amr İbn Ubeyd (o.144/761) ve Ebu Bekr el-Asamm (o. 311/923), MaĂ‚ni'l-Kur'Ă‚n muellifi Ebu İshak ez-ZeccĂ‚c (o. 311/923), Abdullah İbn Deresteveyh (o. 347/958), er-RummĂ‚nî (o. 384/994) ve Kadı AbdulcebbĂ‚r (o. 415/1024) gibi meşhur isimler yanında yuzlerce kurrĂ‚, dilci, fakih ile sahabe ve tabiûn devri mufessirlerinden nakillerde bulunmuştur. Zemahşerî'nin bu tefsiri daha ziyade dil ve belĂ‚ğat bakımından onemlidir ve belĂ‚ğat yonunden Kur'Ă‚n'ın mucizelinini ortaya koymaya calışmıştır. Bu yonuyle kendinden sonra gelen butun dirayet tefsirleri ondan istifade etmişler ve KeşşĂ‚f tefsiri "Ummu't-tefĂ‚sîr=Tefsirlerin anası veya ana tefsir" kabul edilmiştir.
Ancak muellifi Mu'tezile mezhebinden olduğu ve mezhebini te'yid eder bicimde te'villere, acıklamalara gittiği icin (kulların fiillerinin yaratıcısı olması, Allah'ın Ă‚hirette mu'minlerce gorulmesinin imkĂ‚nsız olması, fĂ‚sığın mu'min veya kĂ‚fir olmayıp ikisi arasında bir merhalede olması, sihrin hakikatinin olmaması vs. gibi) bu tefsir cok tenkide uğramış ve eserdeki Mu'tezile mezhebinin goruşlerine uygun te'villerin ayıklanması, curutulmesi ve reddi sadedinde bircok eser, şerh, hulĂ‚sa, hĂ‚şiye ve ta'l-îka kaleme alınmış, kullandığı hadislerin tahrici yapılmıştır (KeşşĂ‚f uzerinde yapılan calışmalar, tenkidler ve reddiyeler hakkında bk. Omer Nasuhi Bilmen, Buyuk Tefsir Tarihi, Ankara 1960, II, 291-293).
el-KeşşĂ‚f'ta, tefsire şahid olarak getirilen bin kadar beyit vardır. Bu beyitler anlamı ve ne yonden şahid olarak getirildiği zor anlaşılır beyitler olup bunların şerh ve acıklamaları icin de mustakil eserler yazılmıştır (MeselĂ‚ bunlardan Muhibbuddîn Efendi'nin Tenzîlu'l-ÂyĂ‚t Ale'ş-ŞevĂ‚hid mine'l-EbyĂ‚t Şerhu ŞevĂ‚hidi'l-KeşşĂ‚f'ı cok meşhur olup KeşşĂ‚f'ın muhtelif baskılarının sonuna eklenmiştir).
KeşşĂ‚f muellifi amelî mezheb bakımından Hanefi olduğu icin eserde fıkhî meselelerin izahında bu mezhebe uyulmakla birlikte birkac yerde ŞĂ‚fiî mezhebinin tercih edildiğine de rastlanır.
Eserde kırĂ‚at farklılıklarına buyuk olcude işaret edilir. Ancak coğu kere bu kırĂ‚at farklılıkları tefsirde malzeme olarak kullanılmaz. Ayrıca Abdullah İbn Mes'ûd, Ubeyy İbn Ka'b, HĂ‚ris İbn Suveyd mushafları ile bunlar dışında bazı mushaflardaki farklılıklara da işaret edilir.
KeşşĂ‚f'ın en cok tenkide uğrayan yonlerinden biri de şĂ‚z kırĂ‚atlara yer vermesi ve bunları tefsirde delil kabul etmesidir. Ote yandan az da olsa isrĂ‚iliyyĂ‚ta ve zayıf, hattĂ‚ uydurma hadislere de eserde yer verilmiştir. Hadis ilminde otorite olan Zemahşerî'nin tefsirinde bu turden hadislerin bulunmasının izahı guctur.
KeşşĂ‚f'ta Ehl-i sunnet Ă‚limlerine karşı oldukca ağır bir dille tenkidler de yer alır ve muellif Zemahşerî adetĂ‚ Ehl-i sunnet Ă‚limleri ile alay ederek onların Kur'Ă‚n'ı ve Ă‚yetlerini anlamaktan Ă‚ciz olduklarını ileri surer.
Tefsirde genellikle soru cevap -eğer şoyle dersen ben de derim ki.- şeklinde bir muhavere metodu kullanılmıştır ki herhalde o devrin uslup ozelliklerinden biri olmalıdır.
Ehl-i sunnet akîdesine ters duşen bircok te'vile yer vermiş olmasına rağmen sunnî İslĂ‚m dunyası medreselerinde en cok okutulan ve kendisinden en cok istifade edilen (meselĂ‚ Şeyhulislam Ebu's-Suûd Efendi'nin tefsiri İrşĂ‚du'l-Akli's-Selîm'de, Ebu'l-BerekĂ‚t en-Nesetî'nin MedĂ‚riku't-Tenzîl'inde, KĂ‚dî BeydĂ‚vî'nin EnvĂ‚ru't-Tenzîl'inde ve son devir Turk mufessirlerinden Elmalılı Hamdi Yazır'ın Hak Dini Kur'Ă‚n Dili adlı tefsirinde bu son derece acıktır) tefsir ozelliğine sahip bu tefsirin, Kur'Ă‚n-ı Kerîm'in belĂ‚ğat ve icĂ‚zını en guzel ortaya koyan eser olduğu tartışma goturmez.
__________________
Zemahseri hayatı , biyografisi
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●48 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eđitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler
- Zemahseri hayatı , biyografisi