Peygamberimizin asrı bir ilim ve irfan asrıydı. Yuce Nebi’nin etrafında saf saf olan sahabiler, o ilim deryasından feyiz alıyorlardı. Bu buyuk insanlar, gunluk hayatta karşılaştıkları meselelerin hallini Re*sû*lul*lah’tan talep ediyorlar, ceşitli sualler soruyorlardı. Sadece erkekler değil, kadınlar da Peygamber Efendimi*zin huzur-u saadetlerine gelerek muşkillerini arz ediyorlardı. Cunku onlar, hayÂnın dini oğrenmeye mÂni olmaması gerektiğini biliyorlardı. Dini oğren*mek hususunda utangaclık gosterilemezdi.
İşte, Peygamberimize sorduğu suallerle, bilhassa kadınlarla ilgili bircok me*selenin acıklanmasına vesile olan kadınlardan birisi de Esm bint-i Yezîd’dir (r.anha).
Hz. EsmÂ, Ensar kadınlarındandı. Peygamber Efendimiz, Medine’ye hicret et*tiğinde Ensar kadınlarından “oluye feryat edercesine ağlamamak, cenazenin pe*şinden gitmemek, Allah’a hicbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık ve zina yapma*mak ve cocuklarını oldurmemek” uzere soz almıştı. Bu kadınların arasında Hz. Esm da vardı. Esm (r.a.) hayatı boyunca verdiği bu soze sadık kaldı. Diğer sahabi hanımlar gibi Hz. Esm da Re*sû*lul*lah’ı cok sever, gerektiğinde ona hizmet etmekten, imkÂnı olcusunde ikramda bulunmaktan geri durmazdı. Maddi durumu fazla musait olmamasına rağmen eli acık ve comert idi. Evde bu*lunan yiyecek ve iceceğini Allah’ın Resûl’uyle paylaşmaktan manevi bir lezzet alırdı. Bir gun Re*sû*lul*lah’ın mescitte akşam namazı kıldığını gordu. Hemen eve koştu. Biraz ekmekle kuru uzum hazırladı. Peygamberimizi bekledi, mescitten cıktığında evine davet etti. Re*sû*lul*lah (a.s.m.) bu fedakÂr sahabiyi kırmadı. Sa*habilerle birlikte mescitten cıkıp davetine icabet etti. Hz. Esm hazırladıkla*rını Re*sû*lul*lah’ın onune koydu ve “Anam babam size feda olsun, y Re*sû*lal*lah! Buyurunuz, yiyiniz.” dedi. Peygamber Efendimiz, AshÂbına “Buyurun, Bismil*lah!” dedi. Afiyetle ye*diler. Hz. Esm bu vakayı naklettikten sonra şoyle der:
“Varlığım kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, gozlerimle gor*dum. 40 kişilik cemaat ne uzumu ne de ekmeği bitirebildiler. Yanımdaki su*dan da ictikten sonra ayrıldılar. Biz aile halkı hastalandıkca veya hayır ve bere*ket umdukca, Re*sû*lul*lah’ın ve sahabilerin ictiği bu kırbadan artan suyu icer, şifa bulurduk. Rızkımıza bereket gelirdi.”[1]
Hz. Esm zaman zaman Peygamberimizin Hane-i Saadet’ine gider, diğer ka*dınlarla birlikte Re*sû*lul*lah’ın sohbetinde bulunurdu. Peygamberimizin Hz. Âişe ile evlendiği gun diğer kadın sahabilerle birlikte Hz. Esm da orada bulunuyor*du. Bir ara Re*sû*lul*lah’a sut takdim ettiler. Peygamber Efendimiz sutten bir mik*tar ictikten sonra kÂseyi Hz. Âişe’ye uzattı. Âişe validemiz utandığından almak istemedi. Bunun uzerine Hz. Esm şoyle dedi:
“Ya Âişe, Re*sû*lul*lah’ın ikramını geri cevirme. Al ve ic.”
Hz. Âişe, Peygambe*rimizin ikram ettiği sutu aldı, bir miktar ictikten sonra tekrar verdi. Peygamberi*miz bu defa da sut kÂsesini Hz. EsmÂ’ya uzattı. Hz. Esm kÂseyi aldı, Re*sû*lul*lah’ın mubarek artığından icti.[2]
Hz. EsmÂ, kadın sahabiler icerisinde acık sozluluğu ve duzgun konuşması ile tanınıyordu. Bu sebeple “Hatibetu’n-nis” yani “Kadınların Hatibi” lakabıyla şohret bulmuştu. Medineli kadınlar Peygamberimize bir şey sorup oğrenmek is*tediklerinde onu temsilci olarak gonderirlerdi. O da oğrenilmek istenilen şeyi gayet acık bir ifadeyle Re*sû*lul*lah’a arz ederdi.
Yine bir gun kadınlar, zihinlerini meşgul eden bir meseleyi oğrenmesi icin Hz. EsmÂ’yı temsilci sectiler. Ondan Peygamberimize gitmesi bazı meseleleri dile getirmesi ricasında bulundular. Peygamberimizin huzuruna giren Hz. EsmÂ, kendisine konuşmak icin musaade verilince, “Anam babam size feda olsun, ey Allah’ın Resûl’u!” diyerek ona olan hurmet ve muhabbetini ifade ettikten sonra, sozlerine şoyle devam etti:
“Ben, bazı kadınların size gonderdiği temsilciyim. Şuphe yok ki, CenÂb-ı Hak sizi erkek ve kadınların hepsine peygamber gondermiş, biz de sana ve senin Rabb’ine iman etmişizdir. Biz kadınlar evlerimizde oturmakta, beylerimizin meşru isteklerini yerine getirmekteyiz. Erkekler ise Cuma namazı kılmak ve cemaate devam etmek, hastaları ziyaret ve cenazelere katılmak suretiyle, tekrar tekrar hacca gitmekle bizden ustun kılındılar. Bu sayılanlardan daha faziletlisi de Allah yolunda cihat etmektir. Bir erkek hac veya umre icin yahut cihat mak*sadıyla yola cıktığı vakit, biz onların mallarını korur, elbiselerini temizler ve di*keriz. Cocuklarını buyuturuz. Butun bu hizmetlerimizle biz, erkeklerin kazan*dığı hayra ortak olacak mıyız?”
Peygamberimiz (a.s.m.), EsmÂ’nın konuşmasını dinledikten sonra yanındaki sahabilere, “Siz dinî bir sual soran kadınlar icerisinde bundan daha guzel konu*şan birini işittiniz mi?” buyurarak, onun zekÂsını ve acık ifadesini takdir etti. Sonra da onun şahsında butun mumin kadınlara şu mujdeyi verdi:
“Ey kadın, dinle ve temsilci olarak geldiğin kadınlara da anlat! Eğer bir kadın, kocasıyla iyi gecinir ve onun rızasını kazanırsa, bu saydığın faziletli amellerin hepsinde aynı sevabı elde eder.”[3]
Hz. EsmÂ, Peygamberimizin bu cevabından sonra sevinc icinde oradan ay*rıldı. Bir an once bu mujdeyi arkadaşlarına iletmek istiyordu. Hızlı adımlarla kadınların bulunduğu yere geldi. Re*sû*lul*lah’tan duyduklarını onlara aktardı. Bu mujdeyi alan her kadın Âdeta bayram etti. Artık ev hizmetlerini bir yuk olarak değil, kendilerine sevap kazandıran bir ibadet olarak goruyorlardı.
Zaman zaman Re*sû*lul*lah’ın sohbetinde bulunan ve peygamber mektebinden ders alan Esm (r.anha), 81 hadis rivayet etti. Bunlardan birisi şu mealde*dir:
“Peygamberimiz, AshÂbına, ‘Size insanların en hayırlısını haber vereyim mi?’ diye sordu. Onlar, ‘Evet y Re*sû*lal*lah.’ dediler. Peygamberimiz (a.s.m.), ‘Allah’ı zikreder hÂlde gordukleriniz.’ buyurdu. Devamla, ‘Sizin en kotulerinizi haber vereyim mi? İşte onlar, Allah rızası icin birbirlerini seven dostların arasını acan*lar, laf goturup getirerek koğuculuk yapanlardır.’ buyurdu.”[4]
Bir diğer hadis de şu mealdedir:
“Oğlu İbrahim vefat edince Peygamber Efendimiz ağladı. Hz. Ebû Bekir ve*ya Omer (r.a.), ‘Sen iki cihanda Allah’ın hakkına ve yuceliğine en cok riayet edensin.’ dedi. Bunun uzerine Re*sû*lul*lah (a.s.m.) şoyle buyurdu: ‘Goz yaşarır, kalp ise mahzun olur. Biz Rabb’imizin razı olmayacağı bir sozu soylemeyiz. Eğer olum başa gelmesi kati bir hakikat olmasaydı ve geride kalan*lar da oncekilerin peşinden gitmeseydi, ey İbrahim, şimdikinden daha fazla uzulecektik.’“[5]
ZekÂsının kuvveti kadar ustun cesaret ve şecaati ile de tanınan Hz. EsmÂ, ya*ralıları tedavi etmek, gazilere su dağıtmak icin Yermuk Savaşı’na katıldı. Bir ara eline gecirdiği bir cadır direğiyle savaş alanına daldı ve dokuz Rum askerini ol*durdu.[6]
İslam davasının yayılması ve onu sondurmeye calışanların cezalandırılması uğrunda hayatını fedadan cekinmeyen bu buyuk İslam kadınının nerede ve han*gi tarihte vefat ettiği bilinmemektedir.
Allah ondan razı olsun!
__________________
Esm bint-i Yezîd (r.anha)
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●46 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaþam & Danýþman
- Eðitim Öðretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- Esm bint-i Yezîd (r.anha)