Arkadaşlar lutfen sonuna kadar okuyun yorumlarınızı cok merak ediyorum.
Kıyamet başlayalı cok oldu!
1998'de Ata Nirun uyarmış, '11 Ağustos 1999'da gercekleşecek guneş tutulmasından sonra bir hafta icinde Marmara kaynaklı buyuk bir deprem olacak' demişti. Ne yazık ki bu gibi astrolojik olaylarda az yanılan Nirun bu kez de haklı cıkmış ve tam da bir hafta sonra
o korkunc felaket yaşanmıştı. Aradan yedi yıl gecti. Yine bir guneş tutulması ulkemizin guneyinden net olarak gorunecekti ve bu durum hemen aklımıza onu getirdi. 29 Mart'taki tutulmanın Turkiye ve dunya uzerindeki etkisini oğrenmek icin İzmir'in yolunu tuttuk. O, Turkiye'yi ve dunyayı bekleyen astrolojik gelişmeleri anlatırken de once şaşırdık, sonra korktuk.
1999'daki tutulmanın depremle sonuclanacağını bilmiştiniz. Bu seneki de bir felaket getiriyor mu?
Bu, 99'daki tutulumun aynısı değil. Hatırlayacağınız gibi o, Trakya uzerinden gelip Guneydoğu'ya gitmişti. Bu, Antalya'dan gelip Trabzon tarafından cıkan bir tutulum. O yuzden bunun deprem gibi bir etkisi olmayacak. Bu seferki ağır bir ekonomik kriz getirecek.
Ekonomik krizler de mi yıldızlardan etkileniyor?
Elbette! Sonbahara doğru, eylul gibi ekonomik bir kriz patlak verecek. Ayrıca AKP'nin doğuşunda Koc burcu cok onemlidir, bu tutulma da Koc burcunda gercekleşiyor. Bu nedenle AKP'yi oldukca zor gunler bekliyor. Hukumet uyelerinin onemli bir kısmı değişecek.
Hukumet de değişecek mi?
Yuzde yuz değil ama 70-80, ufukta erken secim var. Eğer AKP'nin karşısında, astrolojik deyimle parlak guneşi olan alternatif bir guc olsaydı -ki bu CHP kesinlikle değil- bu hukumet bu sene kesinlikle duşerdi. Ama oyle bir guc yok. Bu yuzden hukumet tamamen değişmeyecek ama Unakıtan olayları gibi birkac olay daha patlak verecek. Birkac bakan yolcu gibi gozukuyor, bu da AKP'nin icinde kendi dengelerini sarsacak.
En azından olum yok, kan yok değil mi?
Maalesef var. Cunku Guneydoğu da sonbaharda Turkiye icin cok kritik gozukuyor. Yani kritik gelişmelere gebe. Hem ic dengelerin bozulmuş olması hem de oradaki bazı gizli eylemlerin sonucları ve provokasyonların etkisiyle bir takım gelişmeler yaşanacak.
Terorist gelişmeler mi?
Evet, bizi yine terorist eylemler bekliyor. Beni en cok şaşırtan da, Turkiye'nin 2005 - 2007 donemi yıldız haritası, 1923 koşullarına cok benziyor. Bu gercekten cok ilginc. Yani bu, ulkenin bağımsızlığına kavuşma doneminde yaşadığı ic ve dış sıkıntılar nelerse aynılarını bu donemde goreceğiz anlamına geliyor. Ama bu kez Ataturk yok! 1923'te bağımsızlığımızı tehdit eden ne tehlike varsa bu donemde de onlar gozukuyor, tabii koşullar ve etkenler farklı ama sonuc olarak aynı tehlikeler, aynı kırılma noktalarıÉ
ORTADOĞU'DA KAN
Tam olarak ne olacak bizi 1923 koşullarına goturen?
Kısaca, irtica sorunu artacak. Cok buyuk umutlar beslenecek Turkiye'yle ilgili. Ustelik astrolojide acıkca gorunen Uranus etkeni de Balık burcunda etkili. Bu da bulunduğumuz donemin dini, fanatik bir donem olduğunu gosteriyor. Bundan o veya bu şekilde tum dunya nasibini alacak.
Acalım, biraz daha acalımÉ
ABD'nin onumuzdeki seneki başkanlık secimlerini tahmin edilemeyecek kadar radikal, guclu ve iddialı bir başkan kazanacak. O kadar ki Bush'u arar hale geleceğiz. Amerika'daki ic yapıya baktığımız zaman -astrolojik analizlere gore- bazı sosyal toplum kuruluşları ve illimunati gibi gizli orgutlerin 2006'nın sonuna doğru (en gec 2007'nin başında) baskıyla İran'la ilgili bir atılımda bulunulmasına neden olacak. Bu da Armagedon'un işaretcisi.
Armagedon yani kıyamet mi?
Gezegensel anlamda kıyamet asla olmayacak ama Ortadoğu'da ciddi bir catışma cıkacak ve buralar kan golune donecek. Bu da bir anlamda kıyamet demek.
Nukleer bir saldırı mı?
Ortadoğu'da bir nukleer savaş gorunmuyor. Irak'ın konuyla ilgisi yok. Zaten onların bir geleceği de yok. Irak bundan sonra birkac parcalı -Kurdistan, Şiiler gibi- ulkeye donuşecek ama İran icin durum farklı. İran'ın gizem bilimcilikteki simgesi guneş. Yani o, Irak'a benzemez. Persler'den Sasaniler'den gelen İran'ın ustune kolay kolay basılamaz. Bu da onemli catışmalara şahit olacağız demek.
En azından deprem olmayacak diye kendimizi avutabiliriz. Avutabiliriz değil mi?
Aslında 6-26 Mayıs arasında bir deprem oluşabilir. Batı Anadolu'yu etkisi altına alan bir deprem bu. Korkutacak ama cok da buyuk olmayacak.
KåBE YIKILACAK
Pollyannacılığı bıraktık, soyleyin kıyamet ne zaman?
Kıyamet uzun bir surec ve biz zaten bu surecinin icindeyiz. Ama bu, zannedildiği gibi insanlığın yok olması anlamına gelmiyor. Kıyametten kastım bu kuşağın duşeceği zor durum. Ekolojik felaketler, doğal afetler, savaşlar, teror... Bu arada yeri gelmişken soyleyeyim, bu teror ivmesi daha da artacak. 2040'larda dunya tam bir kan canağına donecek. Dinlerin getirdiği onyargı yuzunden teror olayı asla bitmeyecek. Ta ki iki buyuk dinden biri ortadan kalkana kadar.
İslamiyet yok mu olacak?
Evet. Bizzat peygamberimizin boyle kehanetleri var. Mekke'nin işgal edileceğini, Kabe'nin yıkılacağını anlatan İslami kehanetler bu yonde. Onlar bunu kıyamet alameti olarak anlatır. Nostradamus'a gore de bu yuzyılın icinde Batı ulkelerine saldıran İslam gucleri vardır; buyuk şehirlere kadar yok ederler. Sonra Batı birleşir ve onlara saldırır. Asıl ilginc olan onun kehanetlerine gore Batı'yla bir olan ulkelerin icinde Turkiye'nin de olması.
Siz bugune kadar binlerce kehanetle karşılaştınız. En carpıcısı hangisiydi?
Nostradamus'a cok saygım var. 1560'larda yaşayan bir adamın Apollo roketi icin 'Arkasından ateş cıkan mızraklar gidiyor' demesinden anlaşıldığı gibi o pek cok şeyi gormuş ama yorumlayamamış. Bunun yanında Aztek kehanetleri bence cok vurucu. 2100 civarlarında Aztek takvimi bitiyor. Bir dış etken, bir meteor bekliyorlar. Doğal zaman sona erecek diyorlar. Kızılderililer'in 2080 civarında beyazların egemenliğinin sona ereceğini soylemeleri de oyle. Burada Kızılderililer'in tekrar egemen olacağı değil, sarı bir ırkın ya da siyah bir ırkın egemen olacağı anlatılmaya calışılıyor. Aztek ve Kızılderililer'in icinde bulunduğumuz zaman icin 2010'lara doğru salgın hastalıklarla ilgili onemli kehanetleri de var.
Hic unutamayacağınız bir deneyiminiz oldu mu?
Bundan birkac yıl once Kahire'de piramitleri geziyordum. Dilenci desem değil, rahip desem değil, garip bir adam bana 'Seni yerin altında bir tehlike bekliyor' dedi. Orada başıma bir şey gelmedi. Sonra Turkiye'ye dondum. Bir ay sonra Kapadokya'ya yer altı kentlerini gezmeye gittim. Derinkuyu'nun yedinci katındayken ilginc bir şey yaşadım. Kulaklarım cınlıyor, garip bir ses duyuyordum. Farklı bir goruntu oluştu etrafımda. Boyle durumlarda olanları kafanızda yaratıp yaratmadığınıza dair en iyi test dokunmaktır. Yanımdaki kayada bazı semboller goruyordum. Dokundum ve bazı kabartmalar hissettim. Kırmızı Satanik sembollerdi bunlar. Ve birkac kırmızı kedi gozune benzer goz gordum. Etraftaki turistler yok olmuştu. Birinin git buradan dediğini hissettim. Sonra her şey normale dondu. Ama elime baktığımda kırmızı boya gordum. Az once dokunduğum kayaya baktım. Kırmızı değildi ve kabartmalar yoktu. Yaşadığım o olay, 'Gorduğun şey gercekti' demek icin bende iz bırakmıştı.
PEYGAMBER İDDİASI
Neydi peki o? Cinler mi? Uzaylılar mı?
Bu korkunc boşlukta bir yerlerde başka canlılar var. Ama bizim kafamızda yarattığımız gibi; beş duyu organı olan, kaşı gozu, burnu olan canlılar değil bunlar. Oradaki neydi bilmiyorum ama uzaylılarsa bile, bizim hayal ettiğimiz gibi değiller.
Yani hep cizilen uzaylı profili yanlış veya meşhur Roswell gibi hikayeler de kurmaca mı?
Roswell olayı gercek. Oraya gercekten de bir şey duştu. Bize hem benzeyen hem de benzemeyen bazı canlıların kaza yaptığı hatta muhtemelen duşurulduğu bir olaydı bu.
Tamam işte uzaylılar!
Hayır onlar dunya dışından gelen canlılar değildi. Roswell'e duşenler aslında bizim torunlarımızın, torunlarının torunlarıydı! Yani zaman yolculuğu yapan bizlerdik, uzaylılar değil. Kendimizi yok etmezsek, doğa bizi yok etmezse, birkac yuzyıl icinde zaman yolculuğunu başaracağız.
Cok marjinal fikirleriniz var. Bugune kadar bahsetmediğiniz başka neler var kafanızda?
Muhammed, İsa ve Musa'nın hayatlarını baştan sona incelemek istiyorum. Cunku ucunun de aynı kişi olduğuna dair şuphelerim var. Duşunsenize aynı şeyleri yapmışlar, aynı taktikleri, aynı yontemleri kullanmışlar. Kendi toplumlarını yorumlama şekilleri de aynı. Farklı sozlerle aynı şeyleri anlatıyorlar. Birbirlerini tanıyor gibiler. Ucunden cıkan bir blok var ve bu blok sanki insanlığın butununu anlatıyor. Mesela İsa'nın sevgi dolu, pozitif soft yaklaşımı; Musa'nın zaman zaman babacan ama sınırı cizen tavrı; Muhammed'in inanılmaz politikacı oluşu ve aynı zamanda da sosyal topluma bakış acısı... Aynı şekilde kadınlarla ilgili de bir bağlantı var. Muhammed'in kadını coğul, uretici obje olarak kullanması ama yeri geldiğinde de inanılmaz edilgen olması, İsa'nın saf gorunup Magdelena'yla yaşadığı gizli aşk, Musa'nın kadına cok buyuk saygı gosterip yeri geldiğinde 'Seni aldatmalıyım yasa boyle' demesi. Bunların hepsini birleştirebilirsiniz. Bu konuyu araştırmayı ve kitaba dokmeyi cok istiyorum. Bence ucu de aynı kişi cıkabilir.
Kaynak
__________________
Eğer bu adamın soylediklerinin olma ihtimali varsa, aman Allah'ım :(
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Eğer bu adamın soylediklerinin olma ihtimali varsa, aman Allah'ım :(