SÂLİH SIBKÎ

İnsanları Hakk'a dÂvet eden, onlara doğru yolu gosterip, hakîkî saÂdete kavuşturan ve kendilerine “Silsile-i aliyye” denilen buyuk Âlim ve velîlerin otuz birincisidir. Bitlis velîlerindendir. Aslen Bitlislidir. Doğum tÂrihi bilinmemektedir. 1852 (H.1269) senesinde Cizre’nin Buhtan Dağı koylerinden Basret’te vefÂt etti. Turbesi bu koydedir.Salih-i Sıbki Hz. Sıbki ailesinden amcası Molla Resul-i Sıbki den ilmi okur.aynı zamanda Mevlana Halid-i Bağdadinin Halifesi Seyyid Taha-ı Hakkari ile birlikte Molla Resul-i Sıbki de beraber ilim okurlar.İlim tahsili bittiği zaman kendisin gibi talebe olan arkadası Seyyid Taha-ı Hakkari ile birlikte karar verirler.Salih-i Sıbki derki;Ben Halid-i Cezeri ye gideceğim.Seyyid Taha-ı Hakkari de derki; Ben amcam Seyyid Abdullah’ın murşidi olan Mevlana Halid-i Bağdadi ye gideceğim.Ve iki buyuk veli kendilerine cizdikleri yolda yururler. EvliyÂnın buyuklerinden Şeyh HÂlid Cezirî'nin sohbetinde kemÂle erdi.Bu zat Şeyh Halid-i Cezeri’nin buyuk damadıdır. Bu hocasının ikÂmet ettiği Basret koyune gidip ondan zÂhirî ve bÂtınî ilimleri oğrenip hilÂfetle şereflenerek icÂzet aldı. Hocasının vasiyeti uzerine vefÂtından sonra Basret koyunde insanları irşÃ‚d ile meşgul oldu ve bolgenin halkını irşÃ‚d etti.

KerÂmetleri pek coktur. Cinler de onun sohbetinden istifade etmek icin huzurunda toplanırdı. Buhtan emiri Bedir Hanın oğullarından biri olmuştu. Talebelerinden bir kısmı ile birlikte Bedir Hana taziyeye gittiler. Talebeleri yolda, Emire; “Allah ecrini artırsın, sabır versin." gibi şeyler soylenmesi icin aralarında konuştular. Bedir Han onların geldiğini duyunca adamlarıyla birlikte karşılamaya cıktı. Şehir dışında karşılayıp Şeyh SÂlih Sıbkî hazretlerinin elini optu. Atının uzengisinden tutup arkasından yurudu. Şehre girince oturdukları mecliste emirler, Âlimler ve halk toplandı. Saygı ile huzurunda oturdular. Bedir Hana oğlunun vefÂtından dolayı başın sağolsun derken Emire sanki bir talebesine hitap eder gibi; “Allah ecrini artırsın. Ey Emir! Oğlunun vefÂtını duyunca cok sevindim! İnşÃ‚allah diğer oğullarının buyuğu, kucuğu de olur! Yaşarlarsa senin gibi zÂlim olurlar!” Bu sozleri soyleyince; meclisinde bulunanlar ve talebeleri Emir Bedir Hanın zÂlim bir kimse olduğunu bildikleri icin kızıp ona zarar vermesinden cok korktular. Emir cok kızmasına rağmen birşey diyemedi. Ancak kendi kendine, ben bu zÂtı bir tecrube edeyim. Eğer gercekten velî bir zÂt ise ona talebe olurum. Oyle değilse şiddetli bir cez vereyim!” dedi.

Şeyh SÂlih Sıbkî koyune dondukten sonra, Emir, adamlarından birine helal malından kırk mecidiye para verdi. Bu paraların arasına da haram bir para karıştırdı. Eğer bu haram parayı ayırmadan hepsini alırsa o velî değildir, diyerek gonderdi. Emirin adamı Basret koyune varıp paraları Şeyh SÂlih Sıbkî hazretlerine verip; “Bunlar size, Emir Bedir Hanın hediyesidir, diyerek kırk mecidiyeyi onune koydu. Emirin helal paralar arasına karıştırdığı haram parayı gostererek; “Bunu emire gotur. Bu para haramdır. Onun helal malından değildir!” diyerek gelen kimseye geri verdi. Emirin adamı gelip durumu anlatınca, Emir Bedir Han onun velî bir zÂt olduğunu anlayıp ona Âşık oldu. Huzuruna gidip elini optu ve sÂdık talebelerinden olup, adil, tebeasını gozeten, haktan ayrılmayan bir emir oldu. O kadar Âdil ve guzel ahlÂklı bir emir oldu ki, adÂleti ve guzel ahlÂkı, Âlimler ve halk arasında darb-ı mesel hÂlini aldı.
Şeyh Halid-i Cezeri hz. Vefatından sonra Şeyh Salih-i Sıbki hz. Butun halifelere gelip Basret dergahına biat edeceklerini bir mektupla butun halifelerine bildirdi.Bunun uzerine kabul etmeyenler Şeyh Halid-i Cezeri den suluk goren ve Salih-i Sıbki den suluk goren halifeler den kabul edenler dondu kabul etmeyenler Mevlana Halid-i Bağdadi nin diğer halifelerine gittiler.Mevlana Halid-i Bağdadinin halifesi Ahmedi Hani Salih-i Sıbki ye bir mektup yazarak;bu sozlerinizden vazgecin dedi.Mektubun uzerine Salih-i Sıbki vazgecmesine rağmen bazı halifeler gelmediler.Bu not tarihte belli olmadığından dolayı Salih-i Sıbki nin torununun eşi Zİbariye adlı kitabında geniş bir şekilde yazmadığından dolayı bu halifelerden bahsedilmemektedir.Araştırdığınız zaman bunları oğrenebilirsiniz.
Şeyh SÂlih Sıbkî hazretlerinin Şeyh Yahy isminde bir oğlu vardır. Talebesi Şeyh Kasım-El Toğari tarikata girer amel etmeye başlar. İlimde de buyuk yol kat ederek mecuzi olur. Şeyh Salih-i Sıbki vefatına yakın Şeyh Kasım’ı Şeyh Hasan-i Nurani’ye gonderir. İcazetini Şeyh Hasan-i Nurani’den alması gerektiğini soyler.

Şeyh Salih-i Sıbki Hazretlerinin halîfeleri şunlardır: Şeyh İbrahim, Şeyh Hamid-i Mardini, Şeyh-ul-Hazîn lakabıyla meşhur Şeyh Muhammed FersÂfî, Şeyh Muhammed Aynî, Şeyh Muhammed Ahtabî, Şeyh Hasan El-Nurani’dir. VefÂtına yakın halîfelerinden Şeyh Muhammed Aynî’nin mak..... gecip, Basret de kendine vekÂlet etmesini vasiyet etti. Şeyh Hasan El-Nurani’yi Diyarbakır’ın Bismil ilcesi Aktepe Koyune irşat ile vazifelendirmiştir. Şeyh Salih-i Sıbki Hazretleri; talebelerinden hilafete hak kazanan Şeyh İbrahim, Şeyh Hasan-i Nurani ve Şeyh Hamid-i Mardini’ye der ki; “Siz hilafete hak kazandınız ancak edeben gidin ustadım olan Şeyh Halid-i Cezeri’den hilafeti alınız! Demiştir ve bu uc zat da gidip Şeyh Halid-i Cezeri’den hilafet almışlar. Basret koyundeki turbesi ziyÂret mahallidir. Turbesine ziyÂrete gelenlerden gereken edebi gostermeden iceri giren kimselerin, bir belÂya tutulduğu halk arasında meşhurdur.

Kaynaklar

1) KitÂbu AhvÂl-ud-Durriyye fî Silsilet-iz-ZibÂriyye
2) Pamuk Yayıncılık İstanbul ve Anadolu Evliyaları Ansiklopedisi s.774
3) Turkiye Gazetesi Evliyalar Ansiklopedisi Cilt.10
4) Tezkire-i Meşayih-i Amid Diyarbekir Velileri I-II M.Şefik Korkusuz
__________________