Arkadaşlar bu konu frmrde eski konular icinde yer alıyor fakat acılan yeni konularda neden geliyorlar neden gozukmuyorlar gibi yazılar paylaşılmış bu konuyu yeniden gun yuzune cıkarmanın yararlı olabileceğini duşundum.
Buyrun :

Coğunuz Ufoları Saldırgan Yaratıklar Olarak Biliyorsunuz Yanıldınız ! Onlar GelişiGuzel Dunyaya İnmiyor Aşağıdaki Makaleyi Okuyun !!!

NEDEN GELİYORLAR?

Evrende, sayısız gezegende yaşam var. Sizden daha az gelişmiş uygarlıklar olduğu gibi sizden cok daha fazla gelişmiş uygarlıklar da var.

Siz hızla gelişmekte olan bir uygarlıksınız. Diğer gezegenlerle ve orada yaşayan varlıklarla ilişki kurmaya hazırlanan bir uygarlıksınız.

Bizler, buraya bircok nedenle geliyoruz. Birincisi, sizin gelişmenizi izleyerek, araştırarak bilgi toplamak ve bu bilgileri kendi uygarlığımız ve tum evrenin yararına kullanmak icin.

Ayrıca, kısa sure icinde yaratacağınız gelişme sizi, evrendeki zeki hayatla tanışacağınız bir seviyeye getirecek. İşte biz sizi bu karşılaşmaya hazırlamak icin burdayız.

Bu hızlı gelişme doneminde, cok zorlu donemler yaşayacaksınız. Bu surecte, size elimizden geldiği kadar yardım etmek, ve zorlukları elden geldiğince azaltmak icin caba gostereceğiz

Ozetlersek, buraya geldik, cunku,

Evrende gelişen yaşamlar hakkında bilgi topluyoruz,
Sizi evrende zeki hayatla karşılaşmaya hazırlıyoruz.
Bu geciş doneminde yaşanacak zorluklarda size yardımcı olacağız.


NEDEN ACIKCA ORTAYA CIKMIYORLAR?


Cunku insanlık henuz bilinc olarak kitlesel karşılaşmalara hazır değil. Saldırgan ic gudulere sahipsiniz Bizi hemen duşman ilan edebiliyorsunuz. Alıştırma icin sıklıkla yapılan temaslarda buna coğunlukla şahit oluyoruz.
Ama guzel olan şu ki bu hızla değişiyor..

Evrendeki yaşayış cok ceşitlidir. Sizse, kendi turunuzu, bilgisizlik nedeniyle bu sonsuz evrende tek sanıyorsunuz. İnsana benzemeyen zeki varlığı kabul etmeye isteksiz gorunuyorsunuz. Halbuki evrende insana benzediği gibi, hic benzemeyen de, zeki, gelişmiş, barış icinde yaşayan varlıklar var.
Ve siz onların goruntusunu, sırf insana benzemediği icin urkunc bulabilir ve korkabilirsiniz. Yani siz henuz dış gorunuşe bakarak hukum verecek kadar az gelişmiş durumdasınız.

Dunya gezegeni olarak, birbirinizi yemekten vazgecip hepinizin aynı Tanrı’nın yarattığı insan olduğunu anlayıp, tum dunyanın ve insanlığın iyiliği icin calışacak kadar gelişmeden, dunya dışı zeki yaşamla karşılaşmanız her şeyi daha da kotu yapacaktır. Devletleriniz, bu goruşmeleri hızla kendi cıkarı icin kullanmaya calışacaktır. Yani aranızda birlik ve butunluğu sağlamadan acıkca ortaya cıkmamız mumkun gorunmuyor.

Ve bir adım daha ileri giderek, Tanrı’nın tum evreni sadece insan icin yaratmış olmasının ne kadar cahilce bir kibir olduğunu fark edip, evrende bircok yaşamın olabileceğini ve hepimizin de Tanrısı’nın aynı Tanrı olduğunu anlamaya başlamadan, dunya dışı zeki yaşamla karşılaşmak cok zorlaşmaktadır. İnsanoğlu dunyasal duşunceden evrensel duşunceye gecmelidir.

Belki de en onemli konu şu ki; bircok dunya dışı zeki yaşamın, hayata, evrene temel bakışı sizden o kadar farklıdır ki, sizin bunu kavrayabilmeniz, bugunku haliyle imkansızdır. Sizler sadece kendinize ve kendi duşuncelerinize, anlayış kalıplarınıza uygun olanı algılayabilir ve kabul edebilirsiniz. Bunların tumuyle dışında cok carpıcı evren ve varlık anlayışları vardır. Kendinizi en inanılmaz, en şaşırtıcı gizemlere hazır kılacak kadar esnek olmalısınız. Bu esnekliği kazandığınızda biz ortaya cıkacağız.

Evrensel sevgi, huzur ve barışı kazanmak icin yapacağınız calışmalardaki başarınıza gore en uygun zamanda acıkca ortaya cıkacağız. Daha once acıkca ortaya cıkarsak, bu karşılaşmaya henuz hazır olmadığınızdan, doğal evriminize ve ozgur iradenize mudahale etmiş oluruz.

Siz hazır olduğunuzda evrende yalnız olmadığınızı tum insanlığa gostereceğiz. O zaman evrensel bir paylaşma ve dayanışma donemi başlayacak.


İNSANLIKLA TEMAS KURUYORLAR MI? KİMLERLE?


İnsanlıkla temaslarımız tarih boyunca surdu. Bugun de suruyor.
Bu temasları, insanlık tarihi boyunca, bizimle ilişki kurabilecek ozellikteki az sayıda insanla gercekleştirdik ve gercekleştiriyoruz.

Bu temasları birkac yolla yapıyoruz. Bunlardan biri, telepatik iletişimdir. Bu iletişimi kurduğumuz binlerce insanla goruşmelerimiz suruyor.

Diğer bir yontem doğrudan temastır. Dunya gezegenindeki bircok varlıkla bu yolla goruşuyoruz. Onlarla dunya gezegeninde birebir goruştuğumuz gibi, uzay gemilerimize alıp seyahatler yapıyor ve bazı bilgiler aktarıyoruz.

Bir başka yontem de, sizin ruya diye algıladığınız, astral (enerji) bedeninizle yaptığımız goruşmelerdir.O yuzden binlerce insan ruyalarında bizi ve gemilerimizi goruyor, gemilerimizde seyahat ediyor ve bilgi paylaşıyor.

Amacımız, dunya insanlığını dunya dışı zeki yaşam gerceğine giderek yakınlaştırmaktır. Bu yuzden bircok insan kardeşimizle yaptığımız goruşmelerde, kendimizi size tanıtmaya calışıyoruz. Onlar da size deneyimlerini ve aldıkları bilgileri aktarıyorlar. Bu yolla giderek insanlığın bilinci yukseliyor.

Her dil, din ve etnik gruptan insanlarla temas kurabiliyoruz. Biz sadece insanlığı goruyoruz. Bize gore siz de, biz de Tanrı’nın kullarıyız. Hicbirinizi ayırmıyoruz.
İnsanlığın ve evrenin en yuksek hayrı icin calışma yapan herkesle calışmaya hazırız.

Hemen her ulkede, telepatik yolla, ruyalar yoluyla ve doğrudan goruşme yoluyla temasta olduğumuz binlerce insan var. Tum insanlık bizi tanıyıncaya kadar ve evrensel bir tanışma ve anlaşma donemi gelinceye kadar, bu temaslarımız surecek.


NASIL GELİYORLAR?


Evrenin ceşitli yerlerinden dunyaya gelen varlıklar bircoktur. Bu varlıkların bilgi ve teknoloji duzeyleri cok zengin ve ceşitlidir.

Dunyaya, farklı uygarlıklar, kendi farklı bilgi ve teknolojik imkanları ile geliyorlar. Evrendeki zeki hayat o kadar şaşırtıcı ornekler gosterir ki, bunları hemen kavramak kolay değildir.

Bazı varlıklar ışık hızından cok daha hızlı gidebilen uzay aracları ile buraya kadar gelirler.

Bazıları, kendi uzay-zamanlarından sıcrama yaparak sizin uzay-zaman parcanıza giriş yaparlar ve sizin uzay-zamanınızda birden ortaya cıkarlar.

Bazı varlıklar sizinle aynı boyutta yaşamazlar. Onlar titreşimsel yapısı cok farklı bir başka boyutun icindedir. Ama gelişmiş varlıklar oldukları icin bizim boyutumuza titreşimlerini duşurerek odaklanabilirler ve bu boyutta ortaya cıkabilirler.

Bazı varlıkların Dunyaya gelebilmek icin uzay araclarına ihtiyacı varken bazı turlerin buna ihtiyacı yoktur.

Bazı turler, Dunyaya hic gelmeden kendi gezegenlerinden ya da boyutlarından iletişimi kurup surdururler.

Bazı varlıklar, sadece bilimsel olarak değil, ruhsal olarak da o kadar gelişmiştir ki, onlar maddeye tamamen hakim olmuş gibidirler. Dunyaya gelmek onlar icin bir an’da gercekleşebilir.

Ozetle evrendeki diğer uygarlıklar, dunyaya, bilimsel ve ruhsal gelişmişliklerine bağlı olarak, bircok değişik yolla gelmektedir.


TANRI İNANCLARI VAR MI?


Elbette Tanrı inancımız var. Tum evreni yaratan o kudret hepimizin icinde ve onun gucu tum evreni kaplıyor.

Evrendeki sayısız uygarlık, o kudretin varlığını acıkca anladıktan ve yureğinde hissettikten sonra gelişmeye başladı.

Sizler de Tanrıyı yureğinizde hissetmelisiniz. Uzun zamandır tek yonlu olarak gelişiyorsunuz. Sadece bilimsel gelişme yetmez. Ruhsal olarak da gelişmelisiniz.

Bizim sizlerle temaslarımızda anlatmaya calıştığımız en buyuk gercek budur. Tanrı bir gruba ya da bir gezegene ait değildir. O, tum evrenin ve evrendeki tum varlıkların yaratıcısıdır.

O hepimizin icindedir. Bizim bir parcamızdır. Ve o evrenin sonsuzluğunu kaplar. Onu hissettikce, anladıkca daha da gelişiriz, buyuruz. Tanrının evreninde sonsuzluk yolcuları oluruz.

Tanrı bilincinizin artması gerekiyor. Cunku biz tanrı bilinciyle yaşıyoruz.

Tanrı hakkındaki anlayışınızı geliştirin. Bir ustadınızın dediği gibi, insanın gelişmişliği tanrı hakkındaki anlayışıyla olculur.

Tanrı bildiğimiz ve bilemediğimiz ve asla bilemeyeceğimiz her şeydir. Tanrı icimizdedir. Biz onun bir parcasıyız. Tum evren ve sonsuzluk onun bir parcasıdır. Ama yine de o tum bunlardan sonsuzca daha fazladır.

Tanrı hakkındaki anlayışınız genişletin. O zaman bizi daha cabuk kabul edeceksiniz ve buluşmamız hızlanacak.


HUKUMETLERİN ELİNDE EVRENDE ZEKİ HAYATA DAİR KANITLAR VAR MI?


Evet. Bircok devletin ilgili birimlerinde, dunya dışı zeki yaşamın kanıtı bilgi ve bulgu vardır. Bu kanıtlar sadece bugune ait değil, tarihiniz boyunca var olan bilgi ve bulgulardan oluşmaktadır.

İnsanlık, dunya dışı zeki yaşamla ilgili kesin kanıtların olduğunu hukumetlerinden duymak istiyor. İnsanlık bunu kaldıracak kadar gelişmiştir.

Yonetimleriniz, bu bilginin tum sosyal duzeni sarsacağını ve hakim anlayışların etkisinin ortadan kalkacağını ve bir kaos doneminin olabileceğini duşunuyorlar.

Fakat boyle evrensel bir gercek ilelebet saklanamaz. Biz varız ve hep var olacağız. Sizlerle temasımız artan derinlikle surecek. Yonetimlerinizin elindeki bilgi ve bulguları halklarıyla paylaşmaları, evrende zeki hayat konusunda buyuk bir ilgi ve heyecan patlaması yaratacak. Bu doğrudur. Fakat bu kaosu değil, insanlık ortak değerlerinin hızla bir araya getirileceği, yerel değerlerin hızla yerini evrensel değerlere bırakacağı bir donemi hızlandıracaktır.

Bu donem oyle ya da boyle zaten surmektedir. Yonetimleriniz, ellerindeki bilgi ve bulguyu paylaşarak bu surece buyuk hız kazandırabilirler.

Bunu hep soyledik, yine soyluyoruz. Elinizdeki bilgi ve bulguları halkınızla paylaşın. Korkmayın. O bilgi ve bulguları sizin icin ulaşılır hale biz koyduk. İnsanlıkla paylaşın diye, burada olduğumuzu, yakında buluşmanın gercekleşeceğini bilsinler diye.

Bu sorumluluğu tekrar hatırlatıyoruz. Bilgi paylaşılmak icindir. Biz evrensel bilgileri paylaşmaya geliyoruz. Siz de elinizdeki tum bilgiyi halkınızla paylaşın ve emin olun ki insanlık hazırdır.


MADEM GELİŞMİŞ TEKNOLOJİLERİ VAR, NEDEN DUNYADAKİ SORUNLARI COZMUYORLAR?


Cunku Evrende “ozgur irade yasası” var.
Evrendeki tum yaşamlar bu yasaya uymak zorundadır. Biz, gezegeninizin ve insanlığın doğal gelişimine mudahale edemeyiz. Sizler evriminizi kendi secimlerinizle yaratacaksınız.

Eğer insanlık olarak, dunyadışı zeki yaşamla tanışmayı, yardımlaşma ve dayanışma icinde olmayı isterseniz ve buna caba gosterirseniz, biz yanınızda olacağız.. Ve aslında tarih boyunca bircok kez bunu yaptık. Halen de, sizin farkedemediğiniz duzeyde bu kısmi yardımlarımız suruyor.

Tum varlıklar sectiğini yaşar, niyetine aldığını yaratır. Sizlerde insanlık olarak kendi secimlerinizin sonuclarını yaşıyorsunuz. Bunu değiştirmekte sadece sizin elinizde.

Secimlerinizi, tum dunyayı, tum insanlığı, tum evreni dikkate alacak kadar genişlettiğinizde, biz size yardım etmek icin, paylaşma ve dayanışma icin
orada olacağız.


Varlık Tipleri :

V A R L I K T İ P L E R İ
Araştırmacıların calışmaları henuz bitmemiş olmakla beraber, genel mahiyette de olsa, uzaydan gelenlerin hic değilse dış gorunuşleri hakkında genel bir sınıflama yapacak kadar elde bilgi toplamış bulunuyoruz. Bu bolumde tamamen gozleme dayalı istatistiklerden cıkarılmış bir sınıflamayı sizlere nakletmeye calışacağız.
Uzaydan gelenler insan, robot, hayvan yada herhangi bir gozlem-diski olsun; olaylarda hicbir gelişiguzellik , rasgelelik bulunmamaktadır. Tam tersine ucan daire olayları, gorunduğu ve anlayabildiğimiz kadarıyla bile, buyuk bir şuurluluk arz etmektedir. Uzaydan gelenlerin, henuz tam olarak anlayamıyor olsak bile , tum dunya insanlarını ilgilendiren bir amaca gore hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Ucan daire olaylarını yoneten sistemin yada sistemlerin Dunya teknolojisinden cok ileri bir teknolojide bulundukları hususu da bu istatistiklerden anlaşılmaktadır.
Her canlının bulunduğu ortama uyması evrensel bir yasa. Dunyadaki canlılar dunya kurulalı beri fizik kufre olarak gecirdiği değişikliklere uymak uzere bircok farklılık gostermiştir. Bu değişimler, devamlı olarak değişmekte olan fizik ve ruhsal etkilere paralel olarak surup gitmektedir. Bunun tabii sonucu olarak, elbette ki bizimkinden cok daha değişik fizik ve ruhsal etkiler taşıyan maddesel ortamlarda cok değişik canlı tipleri bulunacaktır. Ama tuhaf olan şudur ki, belirli bir prototip (baş-govde-kollar-bacaklar olmak uzere ) adeta, hic değilse bizimkinden cok farklı olmayan maddesel ortamlarda muhafaza edilmiş. Hatta bu evrensel şekle robotlarda bile sadık kalınmıştır. Hatta uzaydan gelen robotlar o kadar gelişmiş gorunmektedir ki, bunların hem dış gorunuş hem de davranışlar bakımından şuurlu bir varlıktan ayırmak cok zordur. Bundan başka tamamen bizim gibi et ve kemikten yapıldığı belli olan varlıkların robot gibi hareket ettikleri de gozlemlerde gecmektedir.
Dunya dışı varlıklarla temas kuran şahıslardan ve de yakın gozlem raporlarından edinilen bilgilere gore gezegenimizi en cok ziyaret eden varlık grupları şunlardır:
• PLEİADESLİLER
• SİRİUSLULAR
• ORİONLULAR
• ZETA-RETİCULİLER
• ARCTURUSLULAR
• ANDROMEDALILAR
• SANTORLAR
• VEGALAR
NORDİKLER
• MAVİLER

Dunya dışı varlık tipleri incelenirken anlaşılması gereken onemli noktalardan biri, tum dunya dışı varlıkların insan gorunumunde olmadığıdır. Farklı gezegen koşulları altında ve farklı atmosferik ortamlarda gelişen beden bicimleri, doğal olarak farklı gorunumlerde olmaktadır. Bu nedenle evren, birbirine benzeyen ve benzemeyen sayısız yaşam formuyla doludur.
Ziyaretciler arasında bizim galaksimizden olduğu kadar uzak galaksilerden gelenler de bulunmaktadır. Temascılardan edinilen bilgilere gore, insanlarla iletişim kuran dunya dışı varlıkların yuzde 95’i pozitif bir kişiliğe sahiptirler. Bu uygarlıkların buyuk coğunluğu teknolojik ve ruhsal yapı yonunden insanlardan cok ileridedirler. Onlar, insanların ozgur iradelerine saygı duyarlar ve evrimimize herhangi bir şekilde mudahale etmezler.
Pleiadesliler

Pleiadesliler, Dunyamızdan 400 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve Yedi Kardeşler olarak da anılan Pleiades takımyıldızındaki Erra gezegeninden gelmektedirler. Bu varlıklar, fiziksel gorunuş itibariyle insan ırkına benzemektedirler. Tam bir insan gorunumunde olan Pleiadesliler genelde sarışın olmakla beraber, bazıları koyu renk saclıdır. Gozleri genelde acık mavi ya da acık kahverengidir. Pleiadesliler arasında yaklaşık 1.50 cm. boylarında cok narin yapılı varlıklar olduğu gibi, 2 m. boyunda olanlar da bulunmaktadır. Bazıları kızıl saclı ve acık tenlidir. Pleiadesliler insanlarla en cok ve sık temas kuran varlık tipidir. Pleiadesliler pozitif odaklı; teknolojik ve zihinsel acıdan ileri varlıklardır.
Siriuslular

Dunyamızdan 8 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve kopek yıldızı olarak da bilinen Sirius, ileri bilince acılan boyutlar arası bir kapı niteliğindedir. Siriuslular teknolojik ve spirituel acıdan bizden oldukca ileridir.
Siriuslular Pleiadesliler’e gore daha koyu renkte bir tene sahiptirler; ten renkleri acık kahverengiden cok koyu kahverengiye varan bir ceşitlilik gostermektedir. Carpıcı bir goz yapısına sahiptirler; gozleri buyuktur ve hafifce kesişmektedir.
Siriusluların atalarından bazıları uzak gecmişte gezegenimizle etkileşime gecmişler ve genetik projenin bir parcası olmuşlardır. Hatta bazıları kendi iclerinde genetik değişimlere uğramışlardır. Bu değişimler sonucu bazıları daha acık bir tene sahip olurlarken, bazıları ise genetik acıdan diğerlerinden cok daha farklı hale gelmişlerdir.
Siriusluların bazıları insana hic de benzemeyen varlıklardır; daha cok bocek ve surungenleri andırırlar. Bunlar insan gibi memeli yaratıklar olmalarına rağmen, farklı bir gorunuşe sahiptirler.
Orionlular

Orionlu varlıkların yaklaşık %75’i insan benzeri bir gorunume sahiptir; geri kalan %14 ise insanlara benzememektedir. Orionluların en belirgin ozelliği gozlerinin benzersizliğidir. Oldukca keskin mavi gozlere sahip Orionlu varlıklarla temasa gecmiş pek cok insan bulunmaktadır. İnsan benzeri Orionluların %90’ı acık kahverengi tene sahiptir; geri kalan % 10 ise Kafkas tipli, acık renk saclı varlıklardır.
Zeta Reticuliler

Bu insan benzeri varlıklar, Reticulum adını verdiğimiz guney takım yıldızındaki Zeta 1 ve Zeta II ikiz yıldızlarından gelmektedirler. Zeta Retucililer 1 m.- 1,5 m. boyundadırlar; genelde zayıf gorunumlu, vucutlarına oranla buyuk kafalı ve sacsızdırlar. Gozleri buyuk ve kapaksızdır. Ağız, burun ve kulakları cok kucuktur. Zetalar, turlerini değiştirmek ve bugunku hallerine gelebilmek icin genetik muhendislik ve klonlamadan yararlanmışlardır. Zetalar dunyamızı sıkca ziyaret etmekte ve insanlar tarafından genellikle “gri varlıklar” olarak adlandırılmaktadırlar. Zeta Reticulilerin turlerinde değişime gitmeden onceki temel genetik ozellikleri insan ırkına benzemektedir. Zetalar, donuşumleri sırasında beden yapılarını da değiştirmişlerdir. Bu, onların neden dunyayı ziyaret ettiklerini ve genlerimizle ilgilendiklerini de acıklamaktadır. Donuşumleri sırasında kendilerini duygulardan arındırmakla hata yaptıklarını duşunen Zetalar, yeni bir değişim icin orijinal genlerini aramaktadırlar.
Andromedalılar

Spirituel varlıklar olan Andromedalılar, Andromeda galaksisinden gelen cok eski, meleğimsi bir ırktır. Bu varlıklar, Pleiadeslilerin ve tum insan evriminin liderleridir. Aynı zamanda tamamen farklı bir evrim kolu olan ve hem suda hem de karada yaşayabilen Cygnusian ırklarını da yonetmektedirler.
Arcturuslular

Bootes takım yıldızındaki kırmızı dev yıldız Arcturus, Dunyadan yaklaşık 36 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır ve olağanustu parlaklığı sayesinde Mart-Kasım ayları arasında kuzey yarım kureden gorulebilmektedir. Arcturus uygarlığı, galaksimiz icindeki en gelişmiş uygarlıklardan biridir. 5. Boyutta bulunan Arcturus uygarlığı dunyanın gelecekteki prototipi olarak kabul edilmektedir. Arcturuslular, fiziksel olarak kısa boylu ve zayıftırlar. Boyları 90- 120 cm. arasındadır. Birbirlerine cok benzeyen bu varlıklar, bu durumun birbirleriyle kıyaslanmayı onlemesinden dolayı memnundurlar. Tenleri yeşilimsi renktedir. Buyuk, badem bicimli gozleri vardır. 3 parmaklıdırlar. Arcturusluların gozleri, koyu kahverengi ya da siyahtır. Fakat gormelerini sağlayan ana organları, gercekte gozleri değil telepatik bilincleridir. İşitme duyuları ise telepatik ozelliklerinden bile daha ileridir.
Vegalar

Vegalar, Dunya’dan yaklaşık 26 ışık yılı uzaklıkta bulunan Lyra takımyıldızındaki en parlak yıldız olan Vega’dan gelmektedirler. Bu varlıklar 1.80- 2.10 cm boylarındırlar. Kalın ve dayanıklı derileri vardır. Vegaların temel sac renkleri siyahtır; fakat aralarında koyu kahverengi saclılar da bulunmaktadır. Bazı Vegaların ise cok az sacı vardır ya da hic sacı yoktur.
Vegalar iki sınıfa ayrılmaktadır. İlk sınıftaki Vegalar insan benzeri varlıklardır. Oldukca carpıcı gozleri vardır, fakat Zetalardan farklı olarak gozkapakları mevcuttur. İkinci tur Vegalar ise insana benzememektedirler. Bocek ve surungenleri andıran bir gorunumleri vardır. Bu sınıftaki Vegaların sac renkleri genellikle yeşilimsidir. Derilerinde ve kanlarında bulunan bakır, vucutlarına yeşil bir renk vermektedir.
Santorlar

Santorlar, Dunyamızdan yalnızca 4.2 ışık yılı uzaklıkta bulunan Alfa Merkezi Sistemi’ndeki en yakın komşularımızdır. Santorlar, teknolojik ve ruhsal acıdan bize yakın guneş sistemlerindeki en gelişmiş medeniyetlerden biridir. Siriuslular, Pleiadesliler ve Venuslulerle aralarında yakın bir bağlantı bulunmaktadır.
Alfa Merkezi Sistemi, 3 yıldızdan oluşmaktadır; bunlar astronomik literaturde Alfa A,B,C olarak adlandırılmaktadırlar. Bunlardan Alfa C yıldızı guneş sistemimize en yakın olanıdır.
Santorlar, diğer medeniyetlerle birlikte, ozellikle son 4000 yıldır dunyadaki evrimi izlemekte, ve insanlara evrimlerindeki bir sonraki adım olan Yeni Cağa gecişlerinde yardım etmektedirler.
Santorların teknik yetenekleri hayal edebildiğimizin cok otesindedir. Devasa uzay gemilerinin yapımı ve yıldızlar arası seyahat, ancak Santorlar’ın da sahip olduğu maddeleşme ve madde boyutundan ileri bir boyuta gecme yeteneği ile mumkundur.
Nordikler Nordikler, geldikleri yıldız sistemini hicbir zaman acıklamamışlardır. Oldukca guzel gorunumlu varlıklardır; sarı saclıdırlar, bu yuzden coğu kez “sarışınlar” olarak adlandırılırlar. Gozleri koyu mavi renktedir. Boyları 1.50- 1.80 cm arasında değişmektedir. Nordikler, Dunyadaki sorunları cozmek icin uğraşmaktadırlar. Kendilerine değil de başkalarına odaklanan varlıklarla calışmayı tercih ederler.
Maviler

Maviler de Nordikler gibi hangi yıldızdan geldiklerini acıklamamaktadırlar. Kısa boylu varlıklardır ve yarısaydam, mavimsi bir tenleri vardır. Gozleri buyuktur ve badem bicimindedir. Oldukca spirituel varlıklardır ve her insanın kendi yolunu takip etmesi gerektiğine inanırlar.


Kaynak : siriusufo.com

Gorseller : siriusufo.com

(Sirius Ufo TR Uzay Bilimleri)

Bu Makale Nasa Ve Diğer Uzay Bilimleri Kuruluşları Tarafından Onaylandı.

Bilgiler Nerden Mi Geldi ?

Ufolar İnsanları Oylesine Kacırmaz Zeki İnsanlarla Telepatik İletişim Ruya Veya Kacırma Sayesinde Goruşurler Ve Bu Bilgileri Aktarırlar !

ALINTI

__________________