Hamdun-i Kasar
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●42 Görüntüleme
-
09-09-2019, 17:55:31
Fıkıh, hadîs ve tasavvuf Âlimlerinden. İsmi Hamdûn bin Ahmed KassÂr en-NişÃ‚bûrî, kunyesi Ebû SÂlih'tir. EvliyÂnın buyuklerinden olup, vecîz sozleri, tatlı ve tesirlidir. 884 (H.271)te NişÃ‚bûr'da vefÂt edip, Hîre ismindeki kabristanda defnolundu. Ebû TurÂb Nahşebî, Ali NasrÂbÂdî, Ebû Hafs NişÃ‚bûrî gibi buyuklerin sohbetlerinde bulundu. Ebu'l-Hasan BÂrûsî'nin talebesi olup, SufyÂn-ıSevrî'nin mezhebindeydi.Nefsin arzularına uymaması, haram ve şuphelilerden sakınması cok fazlaydı.
Bir gece, vefÂt etmek uzere olan hasta bir dostunu ziyÂrete gitti. Yanında bulunurken hasta vefÂt etti. Hamdûn-ı KassÂr hemen orada yanan mumu sondurdu ve; "Dostumuzun vefÂt etmesiyle mum vÂrislerin oldu. Onların ise, mumu kullanmamıza izin verip vermeyeceklerini bilemiyoruz." buyurdu.
Talebeleri sıdk ve ihlÂs kazanmaya calışırlar, farzlara cok dikkat ederlerdi, İbÂdetleri, hayrÂtı, sunnetleri, nÂfile ibÂdetleri cok yaparlardı. RiyÂya, gosterişe yakalanmaktan cok korktukları icin ibÂdetlerini gizlerler, gorunmesinden korkarlardı. Herkese tatlı soyleyerek, guler yuzlu davranıp, iyilik ederlerdi. DunyÂya duşkun değillerdi. Hamdûn-ı KassÂr'ın talebeleri arasında, kendisine en cok bağlı olan ve kendisinden en cok istifÂde eden Muhammed bin MunÂzil'di.
Hamdûn-ı KassÂr'ın yuksek derecesi, guzel hÂlleri ve hikmetli sozleri yayılınca, bÂzı buyuk zÂtlar kendisine murÂcaat edip; "Artık konuşunuz, halka nasîhat ediniz" diye ısrÂr ettiler. Kendini buna lÂyık gormeyip; "Bir kimse, sustuğu zaman din bozulur, konuştuğu zaman bozukluk kalmaz ise, boyle bir zÂtın konuşması doğru olur. Bizim gibilerin halka nasîhat etmesi uygun olmayıp, kalplere tesir etmez. Kalplere tesir etmeyecek sozu soylemek, ilmi hafife almak ve dîni kucumsemek olur." buyurdu.
Kendisine sordular ki: "Eski buyuklerin sozleri, bizim sozlerimizden daha tesirliydi. Bunun hikmeti nedir?" cevÂbında buyurdu ki: "Onlar, Allahu teÂlÂnın rızÂsı, İslÂmiyetin izzeti, yukselmesi ve nefslerinden kurtulmaları icin konuşurlardı. Biz ise nefsimiz icin, dunyÂlık ele gecirmek ve insanlar tarafından kabûl gormek icin konuşuyoruz. Boyle olunca, elbette sozlerimiz kimseye tesir etmez."
Kendisinden nasîhat isteyen bir kimseye, "Duny icin hicbir şeye kızma." buyurdu.
Buyurdu ki: "Kim kendi nefsini, Firavun'un nefsinden daha hayırlı zannederse, kibirli olduğunu gostermiş olur."
"Gecmiş buyuklerin ahlÂk ve yaşayışlarını inceleyen, kendi kusurlarını anlar ve buyuklerden geri kalma sebeplerini oğrenir. EshÂb-ı kirÂmın, Selef-i sÂlihînin, velîlerin hayat hikÂyelerini okumak, iyi huylu olmaya sebeb olur."
"Kendinde bulunduğu zaman gizli kalmasını istediğin bir şeyi, başka birinde gorursen ifşÃ‚ etme."
"Bir sarhoşla karşılaşırsan, ona buğzetme, kotu soyleme, cunku, o duruma sen de duşebilirsin."
"Size iki şey tavsiye ediyorum; 1) Âlimlerle sohbet edin, 2) CÂhillerden uzaklaşın."
"Comertlik kadar guzel, cimrilik kadar cirkin bir huy bilmiyorum."
"Soz oyle olmalı ki, tekrar etmeye luzum kalmamalı, tesirini hemen gostermelidir."
"Dostlar arasındaki ulfetin, yakınlığın kalkması, duny sevgisindendir."
"İcinden cıkamadığınız mevzûlarda, Âlimlere gidip sorunuz. Onlardan istifÂde edebilmeniz icin; kendinizi hic kabûl edip, cÂhil olduğunuzu soyleyerek, samîmiyet, tertemiz bir kalb ve edeb ile gitmeniz lÂzımdır."
"Âlim, ilmi onunla amel etmek, ilme uymak icin oğrenir. Sozu dinlenilen ve yaşayışı buyuklerin yaşayışına uygun olan kimsedir. Âlimler huşû sÂhibidirler. Susleri ver ve takvÂ, sozleri Allahu teÂlÂyı zikir ve O'nun emir ve yasaklarını insanlara bildirmek, susmaları Allahu teÂlÂnın nîmetlerini tefekkurdur. İnsanlara cok nasihat ederler. İnsanların ayıplarını yuzlerine vurmazlar. Allahu teÂlÂdan başka her şeyden yuz cevirirler. Hepsi Âhirete yarayan işlerle meşgûl olurlar.
Gafleti şoyle tÂrif etmiştir: "Kulun Rabbini unutup, O'nun rızÂsını aramayı bırakıp, nefsinin esiri olmasıdır. Duny icin suslenen kendisine bir fayda ve zarar vermeye gucu yetmeyen kimselere, insanlara karşı gosteriş yapmasıdır. Boyle kimseden daha aşağı kimse yoktur. DunyÂyı gozunde kucultmezsen, duny ehli gozunde kuculmez. İnsan gucu yettiği kadar kendi kusurlarını gormeye calışırsa, kendini beğenme belÂsından kurtulur."
"Tevekkul nedir?" diye sorulunca; "On bin dinar paran olsa bir dinar da borcun olsa bu borcun uzerinde kalmasından olmeden once emin olmamandır. Aynı şekilde on bin dinar borcun olsa, bunu odeyecek hicbir şey de bırakmasan, Allahu teÂlÂnın o borcunu odeyecek bir vesile vermesinden umid kesmemendir."
1) Hilyet-ul-EvliyÂ; c.10, s.231
2) TabakÂt-ul-KubrÂ; c.1, s.84
3) RisÂle-i Kuşeyrî; c.1, s.103
4) Tezkiret-ul-EvliyÂ; c.1, s.293
5) TabakÂt-us-Sûfiyye; s.123
6) NefehÂt-ul-Uns Tercumesi; s.113
7) SıfÂt-us-Safve; c.4, s.109
8) İslÂm Âlimleri Ansiklopedisi; c.3, s.174
ALINTI#
__________________