Kab-ul Ahbar
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●47 Görüntüleme
-
09-09-2019, 17:54:17
TÂbiînin tanınmışlarından. EvliyÂnın buyuklerinden. RivÂyeti cok olan bir zÂttır. Musluman olmadan once, yahûdî Âlimlerinin buyuklerindendi. Kunyesi Ebû İshak'tır. Resûlullah'ın zamÂnına yetişti. Ancak bu sırada musluman olma nîmetine kavuşamadı. Bir rivÂyete gore, İslÂmiyetle şereflenmek uzere, Resûlullah'ın huzûruna cıkmak icin hazırlanmıştı. Fakat Resûlullah'ın vefÂtını ve bÂzı Arapların irtidÂdını (dinden cıkışlarını) duyunca geri dondu.
Hazret-i Omer zamÂnında musluman olduğu soylenir. Yemen'de doğdu. Hazret-i Omer'in hilÂfeti zamÂnında Medîne-i munevvereye geldi. Humus'ta yerleşti. Burada hazret-i Osman zamÂnında 652 (H.32) tÂrihinde vefÂt etti. VefÂtı hakkında başka tÂrihler de soylenmiştir.
Ka'b-ul-AhbÂr buyurur ki: "Allahu teÂlÂ, mumin kulunu sevdiği zaman, Cennet'te onun derecesini yukseltmek icin, dunyÂyı ondan uzaklaştırır. KÂfir kuluna gazab ettiği zaman, onu dunyÂda rahat kılıp, sevindirir. Boylece onu Cehennem'in aşağı derecelerine duşurur."
"Kim zenginlere ve mal sÂhiplerine boyun eğerse, dîni de boyun eğer, boylece dînine zarar gelir."
"DunyÂdan ancak Allahu teÂlÂnın takdir ettiği kadar ele gecer. Ancak kulun sebeplere yapışıp, calışması gerekir. Boyle yaparsa, emre uymuş olur."
"Allahu teÂlÂnın korkusundan gozyaşı doken kimseyi Cehennem ateşi yakmaz."
"Allahu teÂlÂya yemîn ederim ki, Allahu teÂlÂnın korkusundan gozyaşlarımın yanaklarıma akmasını, altından bir dağı sadaka olarak vermekten, daha cok severim."
"Evlerinizi Allahu teÂlÂyı anmak sûretiyle nûrlandırınız. Evlerinizi onda namaz kılarak nasiplendiriniz. Allahu teÂlÂya yemin ederim ki, boyle yapanlar gok ehli arasında tanınırlar. Gok ehli; "Falan oğlu falan, evini, Allahu teÂlÂyı anarak susluyor." derler."
"Sukût iyi bir huydur. Cunku, ver (şuphelilerden kacınma) ve gunahların azlığına guzel bir vesîle (cÂre, yol)dir."
"Allahu teÂlÂ, yersiz guleni, bir ideÂli, maksadı olmadan yola cıkanı sevmez."
"Hikmetli soz, muslumanın kaybolmuş malı gibidir."
"İdÂrecinin iyi olmasıyla halk da iyi, kotu olmasıyla, onlar da kotu olurlar."
"Allahu teÂlÂya yemîn ederim ki, sizden biri doğuda, Cehennem ateşi de batıda olsa, sonra Cehennem ona gosterilse, ateşinin sıcaklığına asl dayanamazdı. Ey insanlar! Allahu teÂlÂnın beğendiği şeyleri yapmak daha kolaydır. Bu yuzden Allahu teÂlÂya itÂat ediniz. Bu ateşe duşmeyiniz. Cunku dayanamazsınız."
"Cehennem'de dort kopru vardır: Birincisinde, akrabÂsı ile munÂsebeti kesenler, ikincisinde, uzerinde borc bulunanlar, ucuncusunde taşkınlık ve azgınlık yapanlar, dorduncusunde, zulum edenler oturur."
"Kim, Âhiret şerefine kavuşmak isterse, Allahu teÂlÂnın buyukluğunu ve kudretini tefekkur etsin (duşunsun). Boyle yaparsa Âlim olur. Gunluk rızkına rÂzı olursa başkasına ihtiyac duymaz. HatÂlarını hatırlayıp, duşunduğu zaman, cok ağlasın, Cehennem denizlerini sondurur."
"Âlim mumin, şeytana karşı daha sert ve gucludur."
"CÂhil kimseler, ilimle birbirlerine karşı oğunurler. Onların ilimden nasibi sÂdece ovunmeleridir."
"Allahu teÂlÂya yemin ederim ki, su kiri giderdiği gibi, beş vakit namaz da gunÂhları giderir."
"Ne mutlu evlerini mescid yapanlara. Mescidler, takv sÂhiplerinin (haramlardan, gunÂhlardan sakınanların) evleridir. Allahu teÂlÂ, namazını, orucunu ve zekÂtını gizleyen kulları ile, meleklerine ovunur."
"Eğer sizden biriniz, iki rekat nÂfile namazın sevÂbını bilseydi, onu dağlardan daha buyuk gorurdu. Farz namazlara gelince, artık onun sevÂbını ifÂde etmek (acıklamak) mumkun değildir."
"Olumu gercekten tanımış bir kimseye, duny bel ve musîbetleri, dert ve sıkıntıları cok hafif gelir."
"Cennet'te ağlayan bir adam bulunur. Ona, nicin ağlıyorsun denir. O şoyle cevap verir: Ben Allahu teÂlÂnın yolunda olduruldum. Şehîdlik o kadar guzel ki, tekrar dunyÂya dondurulup, uc def daha şehîd olmayı arzu ediyorum. Fakat daha fazla şehîd olamadığım icin ağlıyorum."
"Âhir zamanda oyle Âlimler gelecek ki, herkesi zuhde (şuphelilere duşmek korkusuyla mubahların coğunu terk etmek) dÂvet edecekler. Fakat kendileri zuhdden uzak olacaklar, insanları korkutacaklar, fakat kendilerinde korkudan hicbir iz bulunmayacak; insanların, makam mevki sÂhiplerinden uzak kalmalarını isteyecekler, fakat kendileri onlardan ayrılmayacaklar; sozleri ile dunyÂyı kotuleyecekler, fakat zenginlere yaklaşacaklar, yoksul ve fakirlerden uzak kalacaklar. Kadınların erkeklere karşı gelmesi gibi, bildiklerine aykırı hareket edecekler, yakınlarını başkalarının yanında gorseler, darılacaklardır. Boyle Âlimler, kotu ve Allahu teÂlÂnın sevmediği Âlimlerdir."
"Kuşlar ve yerde bulunan haşereler, Cum gunu buluşurlar, birbirlerine selÂm vererek bugun iyi gundur derler."
"Uyuyacağın zaman sağ tarafa ve kıbleye donmuş olarak yatılır. Cunku, uyku bir ceşit olumdur."
"İlim meclisinde bulunmanın sevÂbı coktur. İnsanlar buralarda bulunmanın değerini bilmiyorlar. Eğer boyle toplantılardaki sevÂbı bilmiş olsalardı, oraya girmek icin birbirlerini oldurmeye kalkışırlardı. Herkes işini gucunu bırakıp oraya koşardı."
"Şoyle duydum: SÂlih insan kabre konur. Namaz, oruc, hac ve zekÂt gibi amelleri etrÂfını sarar. Azab melekleri geldiğinde karşılarına namaz cıkar. Onlara; "Bu şahıs, ayakları ile Allahu teÂlÂnın huzûrunda durdu, namaz kıldı. Buna azab edemezsiniz." Sonra baş tarafından gelirler, bu def oruc karşılarına cıkar; "Bu baş, Allah icin oruc tuttu, burada azÂb edemezsiniz." der. Vucudun diğer kısımlarına gittiklerinde, hac ve cihÂd gibi ibÂdetler karşılarına cıkarlar. Ellerine geldiklerinde eller; "Allahu teÂlÂnın rızÂsı icin bu eller sadaka vermiştir. Onun icin azÂb edemezsiniz." derler. Butun bu durum karşısında azÂb melekleri; "MÂdem ki dunyÂda sÂlih ve temiz bir kişi olarak yaşadın, guzel bir şekilde oldun, burada musterih ol, rahat yat." derler. Sonra rahmet melekleri gelir. Cennet'ten ışık, yatak ve giyecek getirirler. Kabrini gozun gorebildiği kadar genişletirler. Kabrini aydınlatırlar. KıyÂmete kadar kabri aydınlık kalır."
"Hanımının eziyet ve sıkıntı vermesine sabreden kimseye, Allahu teÂlÂ, Eyyûb aleyhisselÂma verilen sevaptan verir."
"İnsanlardan gelen sıkıntılara sabretmeyen, onlara karşılık vermeyi terk etmeyen kimse sabırlı sayılmaz."
1) MakÂlÂt-ı Kevserî; s.36
2) El-A'lÂm; c.5, s.228
3) Tezkiret-ul-HuffÂz; c.1, s.49
4) Hilyet-ul-EvliyÂ; c.5, s.264, c.6, s.3
5) El-İsÂbe; c.3, s.315
6) Tam İlmihÂl SeÂdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1099
7) İslÂm Âlimleri Ansiklopedisi; c.1, s.355
ALINTI#
__________________