
Peygamberimiz (s.a.v)'in evlendiği bahtiyar kadınlardandır. Butun mu'minlerin annesi olma şerefinin sahibidir. Gerek cahiliyye ve gerekse İslam devrinde yoksul ve muhtaclara cok acıdığı, şefkatli ve merhametli davrandığı, onlara daima yemekler yedirdiği, sadakalar verdiği icin, Ûmmu'l MesÂkîn (miskinler, duşkunler anası) diye tanınır ve anılırdı. . Necd bolgesinde yaşayan ve Arabistan'ın en guclu kabilelerinden biri olan Âmir bin Sa'saa kabilesine mensuptur. Neseb silsilesi şoyledir: Zeyneb binti Huzeyme bin Abdullah bin Amr bin Abdimenaf bin HilÂl bin Âmir bin Sa'saa, el-HilÂliyyedir. Annesi ve doğum tarihi hakkında bilgi yoktur. Lakabı, Ummu'l-MesÂkîn'dir. Ailesi, Necd'den gelip Mekke'ye yerleşmiş bir ailedir.
Hz. Zeyneb ilk once Tufeyl b. Haris'in zevcesi idi. Ondan boşandıktan sonra kardeşi Ubeyde bin Haris bin Muttalip ile evlenmiştir. Onun da Bedr Gazası'nda yaralanıp Safra'da vefat etmesi uzerine dul kalmıştır. Daha sonra ise Hz. Zeyneb (r.anha)'in Abdullah b. Cahş'la evlendiği rivayet edilmektedir. Hz. Abdullah'ın da Uhud:da şehit duşmesi uzerine dul kaldığı da biliniyor. Ucuncu kocasının şehitliği sebebiyle yeniden dul kalan Hz. Zeyneb'in son olarak hicretin ucuncu yılı Ramazan ayında, 400 dirhem mehirle Hz. Peygamber (s.a.v)'le evlenmesi gercekleşti.
Hz. Zeyneb binti Huzeyme (r.anha) Peygamberimiz'in yanında iki veya uc ay kalmıştır. Sekiz ay kadar kaldığı rivayeti de vardır. Kendisi henuz otuz yaşlarında bulunuyordu. Peygamberimiz'in Mekke'de kaybettiği zevcesi Hz. Hatice'den sonra, hayattayken kaybettiği ikinci hanımı bu annemiz olmuştur. Diğer annelerimiz Peygamberimiz (s.a.v)'in vefatından sonra dunyalarını değiştirmişlerdir, (r. anhunne)
Hz. Zeyneb binti Huzeyme'nin cenaze namazını Rasulullah kıldırdıktan sonra Baki Kabristanı'na defnetmiştir. (r. anha)
Ahzab Suresi'nin 6. ayetinde Hz. Peygamber'in hanımları mu'minlerin anaları olarak gosterilmiştir. Bundan, Hz. Peygamber'in -dolaylı olarak- mu'minlerin babası yerinde kabul edildiği anlaşılmaktadır. "Muhammed icinizden herhangi bir kimsenin babası değildir." (Ahzab, 40) mealindeki ayet ise, Hz. Peygamber ile O'nun nesebinden olmayanlar arasında hukuki manada evlatlık ilişkisinin bulunmadığını belirtilmekte ve O'nun peygamberlik vasfını vurgulamaktadır. Ehli beytten maksat ise, ister erkek ve isterse kadın olsun, peygamberliğe sahne olan evde bulunan ve kayıtsız şartsız Hz. Peygamber'in ailesi icinde yer alan kimselerdir.
Mu'minlerin annesi, miskinlerin annesi ve ehli-beyt'ten birisinin kısa da olsa, saadetler asrının kutlu Peygamber'inin evindeki hanımlık hayatına sebeb olarak iki şey gosterilmiştir: Birincisi, İslamî guzellikleri yani ilk muslumanlardan olup Mekke'den Medine'ye hicret edenler arasında bulunması, cok ibadet etmesi, cok comert olması; ikincisi ise, mensub olduğu kabilenin İslamiyet'le arasının bulunmasına tesiridir. Şoyleki, hicretin ucuncu yılında bolgeye İslam'ı anlatmak icin gonderilen bir birliğin haince pusuya duşurulup kılıctan gecirilmeleri sebebiyle, Âmir b. Sa'sa'a kabilesiyle muslumanlann arası bozulur. Ve kılıctan gecirilen birlikten canını kurtaran bir muslumanın Medine'ye donerken, yanlışlıkla Amir b. Sa'sa'a kabilesine mensup iki muslumanı oldurmesi uzerine ilişkiler daha da cıkmaza girer. Kabilesi arasında onemli bir nufuza sahip olan Hz. Zeyneb binti . Huzeyme (r.anha) ile evlenmesiyle Hz. Peygamber (s.a.v)'in bu kabile ile ilişkilerini duzeltmek istediği tahmin olunabilir.
Hz. Zeyneb'in diğer kocalarından cocuğu olmamıştır. Bu itibarla Rasul-i Ekrem ile evlendiğinde cocuksuz bir dul idi. Ayrıca Medine devrinin henuz başlangıcında vefat etmiş olduğu icin kendisinden hadis rivayeti yapılmamıştır.
Hz. Zeyneb binti Huzeyme'nin (r. anha) kocası ile İslam'a girdiğinde Kureyş muşriklerinin işkencelerine maruz kaldıkları da bilinmektedir.
"Peygamber, mu'minlere kendi canlarından daha değerlidir. Hanımları da onların anneleridir..." (Ahzab, 6) ayetinin "onların anneleridir" bolumu hakkında burada kısaca bilgi vermek yerinde olacaktır.
Hz. Zeyneb ilk once Tufeyl b. Haris'in zevcesi idi. Ondan boşandıktan sonra kardeşi Ubeyde bin Haris bin Muttalip ile evlenmiştir. Onun da Bedr Gazası'nda yaralanıp Safra'da vefat etmesi uzerine dul kalmıştır. Daha sonra ise Hz. Zeyneb (r.anha)'in Abdullah b. Cahş'la evlendiği rivayet edilmektedir. Hz. Abdullah'ın da Uhud:da şehit duşmesi uzerine dul kaldığı da biliniyor. Ucuncu kocasının şehitliği sebebiyle yeniden dul kalan Hz. Zeyneb'in son olarak hicretin ucuncu yılı Ramazan ayında, 400 dirhem mehirle Hz. Peygamber (s.a.v)'le evlenmesi gercekleşti.
Hz. Zeyneb binti Huzeyme (r.anha) Peygamberimiz'in yanında iki veya uc ay kalmıştır. Sekiz ay kadar kaldığı rivayeti de vardır. Kendisi henuz otuz yaşlarında bulunuyordu. Peygamberimiz'in Mekke'de kaybettiği zevcesi Hz. Hatice'den sonra, hayattayken kaybettiği ikinci hanımı bu annemiz olmuştur. Diğer annelerimiz Peygamberimiz (s.a.v)'in vefatından sonra dunyalarını değiştirmişlerdir, (r. anhunne)
Hz. Zeyneb binti Huzeyme'nin cenaze namazını Rasulullah kıldırdıktan sonra Baki Kabristanı'na defnetmiştir. (r. anha)
Ahzab Suresi'nin 6. ayetinde Hz. Peygamber'in hanımları mu'minlerin anaları olarak gosterilmiştir. Bundan, Hz. Peygamber'in -dolaylı olarak- mu'minlerin babası yerinde kabul edildiği anlaşılmaktadır. "Muhammed icinizden herhangi bir kimsenin babası değildir." (Ahzab, 40) mealindeki ayet ise, Hz. Peygamber ile O'nun nesebinden olmayanlar arasında hukuki manada evlatlık ilişkisinin bulunmadığını belirtilmekte ve O'nun peygamberlik vasfını vurgulamaktadır. Ehli beytten maksat ise, ister erkek ve isterse kadın olsun, peygamberliğe sahne olan evde bulunan ve kayıtsız şartsız Hz. Peygamber'in ailesi icinde yer alan kimselerdir.
Mu'minlerin annesi, miskinlerin annesi ve ehli-beyt'ten birisinin kısa da olsa, saadetler asrının kutlu Peygamber'inin evindeki hanımlık hayatına sebeb olarak iki şey gosterilmiştir: Birincisi, İslamî guzellikleri yani ilk muslumanlardan olup Mekke'den Medine'ye hicret edenler arasında bulunması, cok ibadet etmesi, cok comert olması; ikincisi ise, mensub olduğu kabilenin İslamiyet'le arasının bulunmasına tesiridir. Şoyleki, hicretin ucuncu yılında bolgeye İslam'ı anlatmak icin gonderilen bir birliğin haince pusuya duşurulup kılıctan gecirilmeleri sebebiyle, Âmir b. Sa'sa'a kabilesiyle muslumanlann arası bozulur. Ve kılıctan gecirilen birlikten canını kurtaran bir muslumanın Medine'ye donerken, yanlışlıkla Amir b. Sa'sa'a kabilesine mensup iki muslumanı oldurmesi uzerine ilişkiler daha da cıkmaza girer. Kabilesi arasında onemli bir nufuza sahip olan Hz. Zeyneb binti . Huzeyme (r.anha) ile evlenmesiyle Hz. Peygamber (s.a.v)'in bu kabile ile ilişkilerini duzeltmek istediği tahmin olunabilir.
Hz. Zeyneb'in diğer kocalarından cocuğu olmamıştır. Bu itibarla Rasul-i Ekrem ile evlendiğinde cocuksuz bir dul idi. Ayrıca Medine devrinin henuz başlangıcında vefat etmiş olduğu icin kendisinden hadis rivayeti yapılmamıştır.
Hz. Zeyneb binti Huzeyme'nin (r. anha) kocası ile İslam'a girdiğinde Kureyş muşriklerinin işkencelerine maruz kaldıkları da bilinmektedir.
"Peygamber, mu'minlere kendi canlarından daha değerlidir. Hanımları da onların anneleridir..." (Ahzab, 6) ayetinin "onların anneleridir" bolumu hakkında burada kısaca bilgi vermek yerinde olacaktır.
"Hanımları onların anneleridir." demek saygı ve hurmet gostermenin farz, evlenmenin haram olması yonunden tıpkı anneleri gibidir anlamındadır. Nitekim Allah-u TeÂl "... Kendisinden sonra O'nun hanımlarını nikahlamanız asla caiz olmaz." (Ahzab, 53) buyurmuştur. Bakmak, başbaşa kalmak, birlikte yolculuk yapmak ve miras konusunda tıpkı yabancı kadınlar gibidirler. "Peygamberin hanımlarından birşey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin." (Ahzab, 53) buyurulmuştur. Hz. Aişe (r. anha) bu nedenle "Biz kadınların anneleri değil aksine erkeklerin anneleriyiz." demiştir.
kaynak:Hamdi Boydak
__________________