Peygamberimiz, halkı imana davet ediyordu. Bu davete Beşir bin HasÂsiyye de muhatap olmuş ve tereddut gostermeden bu daveti kabul etmişti. Musluman ol*madan once*ki ismi, “korkutucu” manasında “Nezir”di. Musluman olduğunda, Re*sû*lul*lah (a.s.m.) onun ismini “mujdeleyici” demek olan “Beşir”le değiştir*di.

Beşir (r.a.) bir gun Peygamberimize, “Sana hangi hususlarda biat edeyim, ey Allah’ın Resûl’u?” diye sordu. Peygamberimiz, uyulması gereken hususları şoy*le saydı:

“Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve Resûlu oldu*ğuna şehadet edeceksin. Beş vakit namazı vaktinde kılacaksın, zekÂtı verecek*sin. Ramazan’da oruc tutacaksın, hacca gideceksin ve Allah yolunda cihat ede*ceksin…”

Beşir bunları dinledikten sonra şoyle dedi:

“Ey Allah’ın Resûl’u, hepsine gucumuz yeter, ancak ikisi benim takatim dışındadır. Birisi zekÂt, diğeri de cihat… Allah’a yemin ederim ki, ailemin sut ve binek ihtiyacını karşılayan 10 deveden başka hicbir şeyim yok. Nasıl zekÂt verebilirim?

“Cihada gelince: Ben korkak biriyim! HÂlbuki halk, ‘Kim savaştan kacarsa, Allah’ın gazabına uğrar!’ diyorlar. Bir savaş durumunda, olumden korkarak sa*vaştan kacı*nacağımdan ve bu yuzden Allah’ın gazabına uğrayacağımdan endişe ediyorum!”

Bunun uzerine Peygamberimiz (a.s.m.), “Ey Beşir, zekÂt verilmeyecekse, ci*hada gidilmeyecekse, cennete ne ile ve nasıl girilir?” buyurdu.

Bunu duyan Beşir (r.a.) ağlayarak şoyle dedi:

“Ey Allah’ın Resûl’u, uzat elini, butun bunları yapmak uzere sana biat edeyim!”[1]

Suffe AshÂbı’ndandı. Re*sû*lul*lah’a buyuk bir sevgiyle bağlıydı. Re*sû*lul*lah’a bir zarar gelmesinden endişe eder, yalnız olarak bir yere gittiğini gorurse he*men takip ederdi.

Kendisi anlatıyor:

“Bir gece Re*sû*lul*lah (a.s.m.) evden cıkmıştı. Ben de arka*sından onu takip ettim. BÂki Mezarlığı’na gitti ve şoyle buyurdu: ‘Muminler topluluğunun yurdu! Allah’ın selamı uzerinize olsun. Muhakkak biz de size ka*vuşacağız. Allah’tan geldik, yine O’na doneceğiz. Siz hayırlara nail olmuş bir ne*silsiniz. Bircok kotuluk gelmeden once gittiniz.’

“Re*sû*lul*lah (a.s.m.) sonra benim geldiğimi fark etti. Kim olduğumu sordu. ‘Beşir.’ de*dim. ‘Allah’ın, gozunu, kalbini, kulağını İslam’a yoneltmesine razı ol*maz mısın?’ bu*yurdu. ‘Elbette olurum, y Re*sû*lal*lah!’ dedim. Nicin geldiğimi sordu. ‘Tehlikeli hay*vanların size zarar vermesinden korktuğum icin!’ de*dim.”

Beşir (r.a.), Re*sû*lul*lah’ın vefatından sonra onun acısına dayanamayacağını duşunuyor*du. Bu sebeple Peygamberimize, “YÂ Re*sû*lal*lah, sizden once ol*mem icin dua edin!” diye ricada bulundu. Re*sû*lul*lah (a.s.m.), “Ben bunu Al*lah’tan hic kimse icin iste*mem!” buyurdu.[2]


___________________________________________
[1]HayÂtu’s-SahÂbe, 1: 169.
[2]Hilye, 2: 26; HayÂtu’s-SahÂbe, 3: 241.

ALINTI#


__________________