Saf Tepesi eteklerinde bulunan bir evin buyukce bir odasında bir avuc Musluman, İki Cihan Serveri’nin mubarek ağızlarından dokulen nurlu kelimeleri din*lerdi. Bu bir avuc Musluman uzerindeki zulum ve baskı henuz son bul*madığın*dan, evin civarında bulunan nobetciler devamlı olarak etrafı gozetlerlerdi. He*men her gun birkac kişi bu mesut haneye gelir, kufrun ve inancsızlığın karanlı*ğından kurtularak imanın huzuruna kavuşurlardı. Nice buyuk sahabi de bura*da İslam’la şereflenmişti.

Kavim ve kabilesi, annesi ve babası, hatt cocukları ve hanımı kendisine duş*man olan bircok sahabi, ancak bu saadet yuvasına geldiklerinde rahat bir nefes alırlar ve İki Cihan Serveri’nin, hidayet guneşinin, kalpleri ve ruhları sımsıcak eden nurani ışıklarıyla hayat bulurlardı. İslam guneşinin gonulleri ay*dınlatan ışık huzmeleri, ilk zamanlar buradan etrafa yayılıyordu. Mutevazi, fa*kat ebedî sahnelere mekÂn olmuş olan bu ev, mubarek ve ulvi ilhamlara mazhar olmuş*tu.

Bu bahtiyar hanenin sahibi, “Abdullah bin Erkam” diye bilinen Erkam bin Ebi’l-Erkam’dı (r.a.). Hz. Erkam’ın ailesi, Cahiliye Devri’nde fevkalade izzet ve itibar sahibiydi. Onun icin, Mekke muşrikleri, Muslumanların burada toplanmalarına fazla ses cıkarmazlardı. Hz. Erkam, İslamiyet’le ilk muşerref olan sahabilerdendi.

İslam’ın ilk cileli gunlerinde hicbir fedakÂrlıktan cekinmeyen Hz. Erkam, Re*sû*lul*lah ve diğer sahabilerle birlikte Medine’ye hicret etmekten geri kalma*dı. Resûl-i Ekrem, Medine’de onu Hz. Ebû Talha (r.a.) ile kardeş yaptı ve huzur ve sukûn icinde yaşaması icin, Benî Zureyk semtinde bir parca arazi verdi. Hz. Erkam bundan sonra hayatını orada devam ettirdi.[1]

Hz. Erkam, fedakÂrlıkta olduğu gibi, şecaat ve kahramanlıkta da ileriydi. Başta Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber olmak uzere, hayatta olduğu muddetce butun gazalara iştirak etti. Hz. Peygamber’in kendisine tevdi ettiği zekÂt topla*ma vazifesini, mukemmel bir şekilde yerine getirdi.

Abdullah bin Erkam, fevkalade takva sahibiydi. Butun vaktini ibadet ve taatle gecirirdi. Hz. Omer, “Ben Erkam’dan daha fazla, Allah’tan korkan birisini gormedim!” der.[2]

Bir defasında Mescid-i AksÂ’ya gitmek icin Re*sû*lul*lah’tan musaade istedi. Niyeti oraya gidip, o mubarek peygamberler beldesinde ibadet etmekti. Resûl-i Ekrem ona şoyle cevap verdi:

“Mescid-i Haram’da bir kere namaz kılmak, diğer mescitlerde bin kere namaz kılmaktan daha faziletlidir.”

Bunun uzerine Hz. Erkam da oraya gitmekten vazgecti.

Hz. Erkam, işlerinde sadece Allah rızasını gozetir, karşılığında bir şey bekle*mezdi. Hz. Osman zamanında bir muddet icin BeytulmÂl’in işleriyle vazifelendirilmişti. Hz. Osman, kendisine bu hizmeti karşılığında 300 dirhem takdir edip gondermişti. Hz. Erkam, “Ben Allah rızası icin calıştım, bu parayı kabul ede*mem!” diyerek reddetti.[3]

Abdullah bin Erkam, uzun bir omre mazhar oldu ve Hicret’in 53. senesinde 83 yaşındayken ebedî Âleme goctu. Bu sırada Medine valisi, Mervan bin Hakem’di. Âdet olduğu uzere, Hz. Erkam’ın namazını kıldırmak icin one gecti. Ancak Erkam’ın oğlu one atılarak, babasının, cenaze namazını Hz. Sa’d bin Ebî Vakkas’ın kıldırmasını vasiyet ettiğini soyleyerek Sa’d bin Ebî Vakkas’ı yanına cağırdı. Sa’d da bu vazifeyi memnuniyetle yerine getirdi ve Hz. Erkam’ın cenazesi BÂki Mezarlığı’na defnedildi.

Hz. Erkam’ın İslam guneşinin yayılmasına mesken olan mubarek evi, daha sonra evlatlarına intikal etti ve onlar da bu manevi mirası muhafaza ederek sat*madılar. Hicret’in 140. senesine kadar, hacca gelen Muslumanlar, Safa ile Merve arasında sa’y yaparlarken bu mubarek haneyi de gorurler ve burasının sahne olduğu mubarek, tarihî hadiseleri hatırlayarak imanları ve şevkleri daha da ar*tardı.

Halife Mansur, bu evi mirascılarından satın alarak devlete mal etmiş, ancak Halife Mehdî zamanında yapılan tamiratta evin asıl huviyeti kaybolmuştu. Boylece bu mubarek ev daha sonraki nesillere intikal etmedi.

Elbette ki İslamiyet’te taş topraktan yapılmış maddi eşyaya bizatihi hurmet bahis mevzuu değildir. Ancak bu mubarek ev, orada toplanan ve İslam davası uğruna bin bir turlu cile ve ıstıraba katlanan Hz. Peygamber (a.s.m.) ve AshÂbının mucahedelerini hatırlamaya vesile olması itibarıyla muhim bir kıymeti haizdi ve hurmete şayandı.

Allah, bu mesut evin sahibi Abdullah bin Erkam’a rahmetler yağdırsın!


_______________________________________
[1]TabakÂt, 3: 124.
[2]Usdu’l-Gàbe, 3: 116.
[3]İsÂbe, 2: 274.

ALINTI#


__________________