Uhud Savaşı’ndan dort ay sonraydı… Necid bolgesinde oturan Âmiroğulları kabi*le*si*nin reisi Ebû BerÂ, Peygamberimize gelerek, kavmine İslamiyet’i anlatmala*rı icin birkac sahabi gondermesini istedi. Re*sû*lul*lah da gondereceği sahabileri himaye etmesi icin Ebû Bera’dan soz aldıktan sonra Suffe AshÂbı’ndan 40 (bir rivayete gore 70 kişilik) bir irşat heyeti gonderdi. İşte bu heyette bulunan*lardan birisi de Hz. Haram bin Milhan’dı (r.a.).
Hz. Haram, Hz. Enes bin MÂlik’in dayısıydı. Ummu Suleym’in ve Ummu Haram’ın da (r.a.) kardeşiydi. Bedir ve Uhud Savaşlarında bulunmuş, buyuk kahra*manlıklar gostermişti. Guzel Kur’Ân okurdu. Hitabeti de iyiydi.
Heyet, hazırlıklarını tamamladıktan sonra yola cıktı. Ebû Bera onden giderek heyetin gececeği yolda bulunanlara Re*sû*lul*lah’ın AshÂbının himayesi altında olduğunu soyledi. Onlara dokunmamalarını tembihledi. Bu arada irşat heyeti, Maûne Kuyusu’nun ba*şına geldi. Orada konakladılar, istirahat ettiler. Bu arada, “Civar halkını hangimiz İsla*miyet’e davet eder?” diye konuştular. Hz. Haram, “Ben davet ederim.” dedi. Sonra da ar*kadaşlarına, “Ben haber getirinceye kadar yerinizde durunuz. Eğer onlar bana Re*sû*lul*lah’tan aldığımız emri kendilerine tebliğ edinceye kadar imkÂn verirlerse ne Âla! Eman vermez de ihanet ederlerse, zaten siz de benden uzakta değilsiniz, tedbirinizi alırsınız.” dedi.
Haram bin Milhan (r.a.) onlara yaklaşınca, “Re*sû*lul*lah’ın elciliğini tebliğ icin bana eman verir misiniz?” dedi. Musaade edince, onları İslam’a davet etti. “Ben Re*sû*lul*lah’ın size gonderdiği elciyim. Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed de O’nun kulu ve Resûludur. Oyle ise siz de Allah ve Resûl’une iman ediniz.” dedi.
Sonra da Re*sû*lul*lah’ın gonderdiği mektubu Âmir bin Tufeyl’e uzattı. Âmir, mektubu okuma tenezzulunde dahi bulunmadı. Adamlarından birisine işaret ederek, Hz. Haram bin Milhan’ı arkadan mızraklattı. Arkadan saplanan mızrak bu buyuk sahabinin goğsunden cıktı. O arada Hz. Haram, “Allahu ekber! KÂ*be’nin Rabb’ine and olsun ki kazandım gitti!” dedi. Şehitlik gibi yuce bir mertebe*ye ulaşmıştı…
Muşrikler, Haram bin Milhan’dan (r.a.) sonra diğer sahabileri de şehit ettiler. Sadece Amr bin Umeyye’yi (r.a.) serbest bıraktılar. Sahabiler şehit olmadan once, “İlahî, burada Resûlune durumumuzu haber verecek Senden başkası yok*tur. Selamımızı ona Sen ulaştır. İlahî! Resûlun vasıtasıyla kavmimize haber ver ki, biz Rabb’imize kavuştuk. Biz Rabb’imizden hoşnut olduk, Rabb’imiz de biz*den hoşnut oldu.” dediler.
Peygamberimiz (a.s.m.) o sırada Medine’de bulunuyordu. CebrÂil (a.s.) gel*di, onların selamını ulaştırdı. Peygamberimiz de onların durumunu AshÂbına haber verdi ve şoyle buyurdu:
“Kardeşleriniz, muşriklerle karşılaştılar. Muşrikler onları kesip bictiler, mızrakla*dı*lar. Onlar şehit olurlarken, “Ey Rabb’imiz, Rabb’imizden hoşnut olduğu*muzu, Rabb’i*mizin de bizden hoşnut olduğunu kavmimize Sen tebliğ et.’ dedik*lerini ben size bildiri*yorum. Onlar icin Allah’tan mağfiret dileyiniz. Onlar bana selam gonderdiler.”
Peygamberimiz daha sonra katillere beddua etti. Bu bed*dua sebebiyle zalim muşrikler kuraklık ve kıtlığa maruz kaldılar. Perişan oldu*lar…[1]
______________________________________
[1]TabakÂt, 3: 514; Usdu’l-Gàbe, 1: 395; Mustedrek, 2: 110-111.
ALINTI#
__________________
Haram bin Milhan (r.a.)
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●52 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler
- Haram bin Milhan (r.a.)