Birleştirme, bir araya getirme.
1. İkindi namazını oğle namazıyla, yatsı namazını akşam namazıyla birlikte kılma.
Seferî olmayan (104 kilometreden az giden) Hanefî mezhebindeki bir yolcu, ŞÃ‚fiî mezhebine uyarak iki namazı cem' edemez. (Şemseddîn Reml&#238
Seferî olan (104 kilometreden fazla yola gitmeye karar veren) bir Hanefî, yolculuk sırasında, diğer uc mezhebe uyarak, araba mola verdiği zaman, oğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsı namazlarını cem edebilir. (Hayreddîn Reml&#238
Hanefî mezhebinde yalnız Arafat meydanında ve Muzdelife'de hacıların iki namazı cem' etmeleri lÂzımdır. (Abdullah Mûsul&#238

2. Tasavvufta bir makam. Fen ve sekr (mÂnevî sarhoşluk) makÂmı da denir.
Cem' makamında CenÂb-ı Hakk'ın varlığı zuhur ve istil edip, sÂlik (tasavvuf yolcusu) kendi mevhum olan varlığını yok bulur. HallÂc-ı Mansûr'un Ene'l-Hak, BÂyezîd-i BistÂmî'nin SubhÂnî sozleri ve benzerleri bu makamda, Allahu teÂlÂdan başka hicbir şe y gormeyince soylenen sozlerdir. Allahu teÂl mahlûkları (yarattıkları) ile birleşik değildir. Onların aynı ve benzeri değildir. O hicbir bakımdan yarattıklarına benzemez. HallÂc-ı Mansur; "Ene'l-Hak" demekle, "Ben Hakk'ım, Hak teÂl ile birleştim" demek istemedi. Boyle diyen kÂfir olur. Onun sozunun mÂnÂsı: "Ben yokum. Hak teÂl vardır" demektir. (İmÂm-ı RabbÂnî, Muhammed Ma'sûm)

__________________