Suyun bakliyÂtı yetiştirmesi gibi, mal ve mevkî sevgisi de, kalbde nifÂkı munÂfıklığı yÂni icin dışa uymamasını) yetiştirir. (Hadîs-i şerîf-İhyÂu Ulûmiddîn)

İki ac kurdun saldırdıkları zaman, koyun surusune verdikleri zarar, mal ve mevkî sevgisinin, muslumanın dînine verdiği zarardan daha cok değildir. (Hadîs-i şerîf-İhyÂu Ulûmiddîn)

İnsanın izzeti (şerefi), îmÂn ve mÂrifet (Allahu teÂlÂyı bilmesi) iledir. Mal ve mevkî ile değildir. (Muhammed Ma'sûm)

Mevkî ve şohret sÂhibi olmak arzûsu, insanlarda uc şeyden meydana gelir: Birinci sebeb; nefsin arzûlarına kavuşmaktır. Nefis, arzûlarının haram yollardan elde edilmesini ister. İkincisi; kendinin ve başkalarının haklarını zÂlimlerden kurtarmak ve mustehÂb olan meselÂ, sadaka vermek icin ve hayrÂt (hayır, iyilikler) yapmak icin, yÂhut mubÂh olan işler yapmak icin, meselÂ, iyi yimek, iyi giyinmek, iyi evlerde oturmak ve coluk-cocuk sÂhibi olup, rÂhat ve mes'ûd (huzurlu) yaşamak icin veya zÂlimleri mazlûmlardan kurtarmak icin veya İslÂm dînine ve muslumanlara hizmet icin mevkî sÂhibi olmak istenir. Bu niyet ile mevkiye kavuşurken, İslÂmiyet'in yasak ettiği şeyleri yapmaz ve vÂcibleri, sunnetleri terk etmezse, bunun mevkî sÂhibi olması cÂizdir. Ucuncu sebeb; nefsini eğlendirmektir. Nefis, maldan olduğu gibi, mevki'den de lezzet almaktadır... (Muhammed HÂdim&#238
__________________