Korkusuzluk, emniyet, guven.
1. Bir kimseye veya duşmana; soz, işÃ‚ret veya yazı ile, mal ve can guvenliğinin emniyet (guven) altında olduğunu bildirme.
İltic edenlere emÂn vermekte butun muslumanlar eşittir. Halktan herhangi biri de bu hakka sÂhiptir. O hÂlde kim bir muslumanın ahdini (verdiği sozu) bozarsa, ona ihÂnet ederse, Allah'ın, meleklerin ve butun insanların lÂneti onun uzerine olsun. KıyÂmet gununde Allah onun ne farz, ne nÂfile ibÂdetlerini, ne de tovbesini kabûl eder. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb)

2. Musluman olmayan bir kimsenin İslÂm memleketine girmesi icin kendisine verilen musÂade, izin.
Muslumanlardan aldığı emÂnla, dÂr-ul-İslÂm'a (İslÂm memleketine) gelen kÂfir (musluman olmayan) bir kimse, burada yaşamakta olan zımmî (gayr-i muslim vatandaş) gibi korkusuz yaşar. Onun haklarına sÂhip olur. (Serahs&#238

__________________