Allahu teÂl sizi yemîn-i lağv (gecmiş bir şey icin zan ile yanlış yemin etmek) ile muÂheze etmez. Fakat (kasıdla, bilerek) akd ettiğiniz yeminlerde (gecmişte bir şey icin yalan soyleyerek veya ilerde yapacağım yÂhut yapmayacağım diye yalan yere yemin etmekte) muÂheze eder. Onun keffÂreti, coluk-cocuğunuza yedirdiğinizin orta hÂli ile on fakiri doyurmaktır. Veya coluk-cocuğunuza giydirdiğinizin orta hÂliyle birer elbiseyi on fakire giydirmektir veya bir kole ÂzÂd etmektir. Bu ucunden birini yapmaya gucu yetmiyenin uc gun muteÂkiben (peşpeşe) oruc tutmasıdır. İşte bunlar sizlerin yeminlerinize keffÂrettir. LisÂnlarınızı yemininizi bozmaktan hıfz ediniz (koruyunuz). (MÂide sûresi: 89)
Allah hic kimseye gucu yetmeyeceği bir şeyi teklif etmez. Herkesin kazandığı kendi lehine, yuklendiği vebÂl de aleyhinedir. "Ey Rabbimiz! Eğer unuttuk veya hat ettikse, bizi muÂheze etme. Ey Rabbimiz! Bize, bizden oncekilere yuklediğin gibi ağır yuk yukleme! Ey Rabbimiz! Bize gucumuzun yetmiyeceği şeyleri de yukleme. GunÂhlarımızı affet. Bizi bağışla. Bize merhÂmet eyle. Sen bizim mevlÂmızsın. Artık kÂfirler gurûhu (topluluğu) uzerine bize yardım et (dediler)" (Bekara sûresi: 286)
Bir ummet icerisinde, her gun yirmi beş kişi; Allahu teÂlÂya yirmi beş def istiğfÂr ederse (gunahlarının bağışlanmalarını dilerse) Allahu teÂl o ummeti umûmî azÂbla muÂheze etmez. (Mekhûl eş-ŞÃ‚mî

__________________