Ateizmi Yıkan Gercekler | Yaratılış Delilleri - 3: Hudus Delili


Hudus Delili

Bir odaya bir kalem ile kÂğıt koysak ve ikisini tam bin sene baş başa bıraksak. Acaba tek bir 'A' harfinin kÂğıtta vucut bulması mumkun mudur?

Ya da bir odaya bir parca tahta, biraz civi ve bir de cekic koysak ve bu eşyaları yine tam bin sene baş başa bıraksak. Acaba bu bin senede bir masanın kendi kendine oluşması mumkun mudur?

Ya da yine bir odaya biraz boya ile bir de tuval koysak ve yine onları bin sene hatta on bin sene baş başa bıraksak. Bir resmin kendi kendine oluşması mumkun mudur?

Ya da şoyle sorsak: Bir tek 'A' harfinin ya da bir masanın veya bir resmin tesadufen oluştuğuna sizi inandırabilirler mi?

Yani deseler ki: Bu 'A' harfi, kalemin kendi kendine tesadufen hareket etmesiyle oluştu.

Ve bu sanatlı masa, tahtaların ust uste gelmesi ve cekicin bu tahtalara tek başına civi cakmasıyla oluştu.

Ve bu harika resim de, ruzgÂr esti ve boyalar tuvalin uzerine dokulerek oluştu.
Bu fikre sizi ikna edebilirler mi? Elbette Hayır! Zira tesaduf, bir esere sanatkÂr olamaz ve bir eserin ustası olarak asla gosterilemez.

Cunku sanatla yapılmış bir eser, kendisini sanatla yapan ve varlığını yokluğuna tercih eden bir sanatkÂrı gerektirir. SanatkÂr olmaksızın bir eserin meydana cıkması mumkun değildir. Evet, bir harf kÂtipsiz, bir masa ustasız ve bir resim de ressamsız olamaz.

İşte bu hakikate "Hudus Delili" denilir. Hudus: Sonradan yaratılma, demektir. Sonradan yaratılana "HÂdis" ve sonradan yaratana da "Muhdis" denilir. Her hÂdisin bir muhdisi, yani her sonradan yaratılanın bir yaratıcıyı gerektirmesine de "Hudus Delili" denilir.

Bu delili şu misalle daha iyi kavrayabiliriz: Elimize bir kalem alıp bir kÂğıda 'A' harfi yazdığımızı farz edelim. Yazdığımız bu 'A' harfi hÂdisdir, yani sonradan olmuştur. Birkac dakika once yoktu, şimdi ise var. Madem 'A' harfi birkac dakika once yoktu ve şimdi var oldu. O hÂlde onu yazan bir muhdis (sonradan yaratan) olmalıdır. KÂtip olmaksızın 'A' harfinin vucut bulması mumkun değildir. Cunku kaidemiz şuydu: "Sonradan yaratılan her sanatlı eser, kendisini yapan ve varlığını yokluğuna tercih eden bir sanatkÂrın varlığını ispat eder."

Aynen bunun gibi, gozumuz onunde yaratılan varlıklar da bir 'A' harfi hukmundedir. Bir kuştan tutun bir ciceğe; bir kelebekten tutun bir ağaca; bir balıktan tutun bir arıya kadar ne kadar varlık varsa her biri 'A' harfi hukmundedir. Hatta 'A' harfi değil, belki bir kitap hukmundedir. Bir tek 'A' harfi bile varlık Âlemine cıkabilmek icin bir yaratıcıya ihtiyac duyuyor ve o olmadan var olamıyorsa, elbette şu Âlemde yaratılan hadsiz eşyanın da kendi kendine var olması mumkun değildir. Hem nasıl ki bir tek 'A' harfi, varlığı ile kÂtibinin varlığını ispat ediyor ve varlığı ile onun varlığını haykırıyorsa; aynen bunun gibi, kitap hukmunde olan hadsiz varlıklar da kÂtipleri olan Allah'ın varlığını ispat ederler ve hÂl lisanı ile Allah'ın varlığına şehadet ederler.

Şimdi, bir harfin kÂtipsiz, bir resmin ressamsız ve bir fiilin failsiz var olamayacağını kabul eden insan, nasıl olur da şu kÂinat kitabının kÂtipsiz ve icindeki hayatdar manzaraların sahipsiz ve kÂinatta cereyan eden bunca fiilin failsiz olacağına hukmeder? Ve bu hukmu verene nasıl insan denilebilir?

Hudus delilini, kÂinatın yokken var edildiğini gostererek de kullanabiliriz. Zira misalimizdeki 'A' harfi gibi, kÂinatta bir zamanlar yoktu ve sonradan yaratıldı. Madem sonradan yaratılan her şey, bir yaratıcıya muhtactır. O hÂlde şu kÂinatın da bir yaratıcısı olmalıdır. O yaratıcıdır ki, kÂinatın varlığını yokluğuna tercih etmiş ve bu Âlemi yokluk karanlıklarından varlık Âlemine cıkarmıştır.
__________________