Yaratılış Delilleri Giriş : Yaratılışın delillerini bilmek zorunda mıyız?


Delilin kıymeti

Asrımızın muhim bir hastalığı, imani hakikatlere karşı lakaytlık ve iman hakikatlerini ispat eden delillerden yuz cevirmektir. Maalesef bu hastalık sadece ehl-i gafleti değil, manevi Âlemde yol almak ve terakki etmek icin ciddi calışan Muslumanları dahi kuşatmıştır. Hatta bir kısım Muslumanlar daha da ileriye giderek imani konularda delil aramayı malayani kabul etmekte ve: "Şuphemiz yok ki delile ihtiyacımız olsun." demektedirler. Yani onlara gore iman hakikatlerini ispat eden delillerle uğraşmak kalbî hastalıkların emaresidir ve şuphesi olmayanlar icin gereksiz bir iştir. Bu goruş ve itikat, tamamen İslami bilgi eksikliğinden ve cehalettendir. Bu sozu ancak İslam'ın delile verdiği kıymeti bilmeyenler ve imanın mahiyetinden habersiz olanlar soyleyebilir.

İmam-ı Azam, Ahmed İ. Hanbel, İmam-ı Şafi, Sufyan-ı Sevri ve diğer butun Âlimlere gore: Kişinin imanı, delili olmasa da sahihtir. Ancak delil aramayı terk ettiği icin gunahkÂrdır ve asidir. Bu Âlimlere gore: İman hakikatlerinin delillerini bilmek vaciptir. Terki ise haramdır.

İmam Eşari ise biraz daha ileriye gider ve der ki: "İmanın sıhhatinin şartı: İmanın temel meselelerinden her bir meseleyi akli deliller ile bilmektir."

Buna gore: İmanın delillerini bilmeyen kimse, İmam Eşari'nin katında mutlak olarak mumin değildir. Bu kişi her ne kadar mutlak olarak mumin olmasa da kufre zıt olan şeyin kendisinde bulunmasından dolayı kÂfir de değildir. Bu kişi araştırma ve delil talep etmeyi terk ettiği icin asidir. İmam Eşari şoyle devam eder:"Bu kimse diğer asiler gibidir. Yani icki icen, kumar oynayan ve diğer haramları işleyen asiler gibidir. Onun durumu Allah'a kalmıştır. Allah isterse onu affedip cennetine koyar, dilerse gunahı kadar ona azap cektirir ve daha sonra cennetine sokar."

Demek, uc mezhep imamı olan İmam-ı Azam, İmam Şafi ve Ahmed İbni Hanbel'e gore delil talep etmek ve imani meseleleri delilleriyle bilmek vaciptir. Bilmeyen mumindir; ama delil aramayı terk ettiği icin asi ve gunahkÂrdır. Cumhur'un goruşu de budur. İmam Eşari ise delili, imanın sıhhat şartı kabul etmiş ve iman hakikatlerini delilleriyle bilmeyenin mutlak mumin olmadığını soylemiştir.

O hÂlde bir Musluman'ın ilk işi: Oğrenilmesi vacip olan iman hakikatlerinin delillerini oğrenmek ve delilleri oğrenmeyi terk etmekten dolayı kazanılan "asi" ve "gunahkÂr" sıfatından kurtulmaktır. Bu; namaz kılmak, oruc tutmak ve kurban kesmek gibi kişiye gerekli olan bir ibadettir. Farz-ı kifaye değil, kendisine farz-ı ayn olan bir ilimdir.

İmanın mahiyeti, kaca ayrıldığı, delil talep etmenin onemi, imanda artmanın ve eksilmenin olup olmadığı, Kuran'ın delil talebine verdiği onemi ve imanla ilgili diğer meseleleri "İmanın Dereceleri" isimli eserimize havale ederek burada bu kapıyı acmıyoruz.

Feyyaz Bilişim ve Yayıncılık Hizmetleri olarak bu eseri hazırlamaktaki amacımız: Allah'ın varlığının delillerini beyan etmek ve Allah'ın varlığı hakkında şuphesi olanları bu şuphelerden kurtarmaktır. Bu eserde anlatılan deliller son derece kuvvetli olup curutulmesi asla mumkun değildir.

Şunu da cok acık bir şekilde beyan ediyoruz ki: Allah'ın varlığı ve diğer iman hakikatlerinin ispatı konusundaki soz hakkı, Bediuzzaman Hazretleri'nin ve Risale-i Nur kulliyatınındır. Hicbir eser, iman hakikatlerini Risale-i Nur kulliyatı kadar acık ve net bir şekilde izah edemez. Zaten bu eser hazırlanırken de Risale-i Nur kulliyatı kaynak eser olarak kullanılmıştır. Yaptığımız bu calışma, Risale-i Nur'larda gecen hakikatlerin şerhleri ve izahlarıdır.

Dolayısıyla bu eserin asıl muhatabı Risale-i Nur'larla tanışmayan okuyuculardır. Bu okuyucular hakkındaki umidimiz şudur ki: Bu eser, Risale-i Nur'lar ile onların arasında bir kopru vazifesi yapar ve bu eserin madeni ve kaynağı olan Risale-i Nur'lara kavuşmalarına bir vesile olur.

O hÂlde diyebiliriz ki: Bu eserden faydalanacak olanlar iki gruptur:

1-Risale-i Nur'ları okumamış olanlar. İnşallah bu eserdeki kuvvet, onların Risale-i Nur'ları merak etmesine sebep olacak ve Risale-i Nur ile onların buluşmasına bir vesile olacaktır.

2-Risale-i Nur'ları okuyanlar. Bu grup icin de bu eser, Risalelerde gecen hakikatlerin izahları olup onların tefekkur penceresinin gelişimine bir sebep ve o hakikatlerin anlaşılmasına bir basamak olacaktır.

Bu eserde, Allah'ın varlığı iki kere iki dort eder derecesinde kati bir şekilde ispat edilmektedir. Bizler Marmara Eğitim olarak diğer iman hakikatlerinin ispatı hususunda da farklı eserler hazırlayıp sizlerin istifadesine sunduk.

İmanların takviyesine, taklitten tahkike cıkmasına ve Risale-i Nur'lara ulaşmaya bir vesile olabilirsek ne mutlu bizlere...

İnayet ve tevfik Allah'tandır.
__________________