http://www.youtube.com/watch?feature...&v=QjPSX5HldCs

135. (Yahudiler) "Yahudi olun" ve (Hıristiyanlar da) "Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. De ki: "Hayır, hakka yonelen İbrahim'in dinine uyarız. O, Allah'a ortak koşanlardan değildi."

136. Deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûs ve İsa'ya verilen (Tevrat ve İncil) ile butun diğer peygamberlere Rab'lerinden verilene iman ettik. Onlardan hicbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz."

137. Eğer onlar boyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gercekten doğru yolu bulmuş olurlar; yuz cevirirlerse onlar elbette derin bir ayrılığa duşmuş olurlar. Allah, onlara karşı seni koruyacaktır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

138. "Biz, Allah'ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah'ınkinden daha guzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz" (deyin).(28)

(28) Hıristiyanlar, doğan cocuklarını, Hıristiyanlığı kabul edenleri ya da bir kiliseden oburune gecenleri vaftiz denen bir işlemden gecirirler. Vaftiz, su serpmek ya da suya batırmak suretiyle yapılır. Baba, Oğul ve Ruhu'l-Kudus adına yapılan bu işlemin insanı aslî gunahtan kurtaracağına, insanın Âdeta yepyeni bir hayat boyasına boyanacağına inanırlar. Vaftiz uygulamasının aslı Yahudilikten gelmektedir. Bu Âyette, gercek kurtuluşun boyle zahirî ve sembolik eylemlerle değil, Allah'ın insanların fıtratına yerleştirdiği aslî renk olan tevhid inancı ile mumkun olacağı vurgulanmaktadır.
139. Onlara de ki: "Allah hakkında mı bizimle tartışıp duruyorsunuz? HÂlbuki O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz size aittir. Biz O'na gonulden bağlanmış kimseleriz."

140. Yoksa siz, "İbrahim de, İsmail de, İshak da, Yakub ile Yakuboğulları da yahudi, ya da hıristiyan idiler" mi diyorsunuz? De ki: "Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?" Allah tarafından kendisine ulaşan bir gerceği gizleyen kimseden daha zalim kimdir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

141. Onlar gelip gecmiş bir ummettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.

Alıntı
__________________