41. Gerek yaya olarak, gerek binek uzerinde(6) Allah yolunda sefere cıkın. Mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin icin daha hayırlıdır.

(6) Âyetin bu kısmına tefsir bilginlerince, "Gencler ve yaşlılar olarak", "Siz kolay da gelse, zor da gelse" gibi ceşitli anlamlar da verilmiştir.
42. Eğer yakın bir dunya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı, (sefere katılmayan munafıklar da) mutlaka sana uyarlardı. Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi. Gerci onlar, "Eğer gucumuz yetseydi, elbette sizinle beraber cıkardık" diye Allah'a yemin edeceklerdir. Onlar kendilerini helÂke surukluyorlar. Allah, biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar.

43. Allah, seni affetsin! Doğru soyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar beklemeden nicin onlara izin verdin?

44. Allah'a ve Âhiret gunune iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten geri kalmak icin senden izin istemezler. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları cok iyi bilendir.

45. Ancak Allah'a ve ahiret gunune inanmayan, kalpleri şupheye duşup kendileri de o şuphelerinin icinde bocalayan kimseler senden izin isterler.

46. Onlar eğer savaşa cıkmak isteselerdi, elbette bunun icin bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların harekete gecmelerini istemedi de onları geri bıraktı ve onlara, "Oturun, oturan Âcizlerle beraber" denildi.

47. Eğer onlar da sizin icinizde (sefere) cıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacak ve sizi fitneye duşurmek icin aranızda koşuşturacaklardı. Aranızda onları dinleyecek kişiler de vardı. Allah, zalimleri hakkıyla bilendir.




__________________