[IMG]http://img501.**************/img501/6231/logo2uy5.jpg[/IMG]

Doğal olarak, en fazla ilgi duyduğum konu; yemek kulturu oluyor. İlk gunu Sabancı Kultur Merkezi nde yemek konusunda araştırma yapmakla geciriyorum. Bana kutuphane gorevlileri cok yardımcı oluyorlar.

İkinci gun, doğru Arkeoloji Muzesi ne gidiyorum. Kultepe de cıkan Asurlulardan kalma ocak cok ilgimi cekiyor. Dakikalarca onun başından ayrılamıyorum. Ya o muhteşem anforalar... Daha cok tahıl saklamak icin kullanılan bu anforalar boğa başlı ve govdeleri bir boğa kadar buyuk... Ucbin sene once insanlar tahıllarını bile buyuk bir estetik icerisinde saklamışlar.

Kayseri de Ataturk Muzesi ve Etnoğrafya Muzesi de var. Gupgupoğlu ailesinin konağı yeni Etnoğrafya Muzesi haline getirilmiş. İcerisindekiler cok guzel de, ya konak... Doğrusu o şekilde bir on mutfağı ve yanı sıra muhteşem bir ana mutfağı olan konağa hanım olmak isterdim!

Talas ta eskiden bir Amerikan Koleji vardı. Kucucuk bir kızken oralara gitmiş ve gormuştum. Amerikan Koleji nin kapanmasıyla o kampus şu anda Erciyes Universitesi nin misafirhanesi haline getirildi. Kampus icerisinde Amerikalılardan kalma dev bir tandır fırın var. Duşunun o zaman Amerikalılar okullarındaki oğrenci, oğretmen ve personel icin tandır ekmeği yapıp cıkartmışlar. Bugun, orası restore edilmiş, ancak kullanılıp kullanılmayacağını bilemiyorum.

Gecmişten bir tarif

Rektor Şahin, Universitesini geliştirmek kadar Kayseri kulturunun devamını sağlamaya da meraklı. Bana "Geliboğanlı gendime yemeği" ni tarif etti. Bir hikayesi olan bu yemeği okurlarla paylaşmak istedim. Eskiden Kayseri de sığırın on ayaklarının diz kısmını uzerinde yer alan eti ile birlikte kuruturlarmış. Yani, eti pastırma yaparak saklamanın yanı sıra, bir de boyle bir yontem izlemişler. Şimdilerde pek cok gelenekte olduğu gibi bu gelenek de surdurulmuyor.

Evet, Rektor Şahin in dediğine gore bu kısım pek de lezzetli olurmuş. Efendim, Anadolu nun ortasından doğusuna kadar pek cok ilde kup icerisinde dovme/yarma ile yemek pişirmek adeti vardır. Genellikle 30-40 cm. derinliğinde, 15-20 cm. ağzı olan bu kupler, koze gomulmek sureti ile 7-8 saat suresince orada tutularak yemek pişirilir. İşte Kayseri de de boyle bir adet var. Gendime denilen kabuğu soyulmuş buğday, kurutulmuş diz kemiği ile yeterli miktarda su ile sabahtan ateşe gomluyor. Ve akşama kadar yavaş yavaş pişerek, akşam yemeği icin hazır oluyor.

Artık hikayemize gelebiliriz. Bu gendimeli/dovmeli ve kurutulmuş, diz kemikli yemek o kadar nefis oluyor ki, herkes daha fazlasını yemek icin cabalıyor adeta. Biliyorsunuz eskiden, belki halen evdeki gelinin, kaynananın izni olmadan herhangi bir şey yemesi soz konusu değil. Halbuki bu yemek o kadar nefis ki, gelinin biri, kaynanasının yokluğundan istifade, bu harikulade yemeği ayakta başlıyor atıştırmaya. Kaşığına yemeğin belki en guzel yeri, diz kemiği takılıyor... Hic tereddut etmeden onu da goturuyor. Ve... kotu tesaduf tam bu sırada mutfağa kaynana giriyor. Gelin, aceleyle kemiği yutmaya calışırken nefes borusuna takılıyor ve hemen orada yitiriyor yaşamını... Ve o tarihten sonra da bu yemeğin ismi, "gelinboğan gendime yemeği" kalıyor.


__________________