6. Yeryuzunde hicbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Her birinin (dunyada) duracakları yeri de, (oldukten sonra) emaneten konulacakları yeri de O bilir. Bunların hepsi acık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı)dır.

7. O, hanginizin amelinin daha guzel olacağı konusunda sizi imtihan icin, henuz Arş´ı(2) su ustunde iken gokleri ve yeri altı gun icinde (altı evrede) yaratandır. Boyle iken "Olumden sonra şuphesiz diriltileceksiniz" desen, inkÂrcılar "Mutlaka bu, apacık bir buyudur" derler.

(2) "Arş" kavramıyla ilgili olarak ayrıca bakınız: A'rÂf sûresi, 54. Âyet.
8. Andolsun, biz onlardan azabı belirli bir sureye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka "Onu ne alıkoyuyor?" derler. İyi bilin ki, azap onlara geleceği gun, kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey, kendilerini cepecevre kuşatmış olur.

9. Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da, sonra bunu ondan cekip alırsak, şuphesiz o umitsiz ve nankor oluverir.

10. Ama kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak mutlaka, "Kotulukler benden gitti" diyecektir. Cunku o, şımarık ve boburlenen biridir.

11. Ancak sabredip salih amel işleyenler boyle değildir. İşte onlar icin bağışlanma ve buyuk bir mukÂfat vardır.

12. (Ey Muhammed!) Belki de sen, (muşriklerin) "Ona bir hazine indirilseydi veya beraberinde bir melek gelseydi ya!" demelerinden dolayı sana vahyolunanlardan bir kısmını goz ardı edeceksin ve o yuzden goğsun daralacak. Fakat sen, ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.

__________________