70. Yûsuf, onların yuklerini hazırlatırken su kabını kardeşinin yukune koydurdu. Sonra da bir cağırıcı şoyle seslendi: "Ey kervancılar! Siz hırsızsınız."

71. Yûsuf'un kardeşleri onlara donerek, "Ne yitirdiniz?" dediler.

72. Onlar, "Hukumdar'ın su kabını yitirdik. Onu getirene bir deve yuku odul var. Ben buna kefilim" dediler.

73. Dediler ki: "Allah'a andolsun, siz de biliyorsunuz ki biz bu ulkede fesat cıkarmaya gelmedik, hırsız da değiliz."

74. Onlar, "Eğer yalancı iseniz, hırsızlığın cezası nedir?" dediler.

75. Onlar da: "Cezası, su kabı kimin yukunde bulunursa, o kimsenin kendisi(nin alıkonması) onun cezasıdır. Biz zalimleri boyle cezalandırırız" dediler.

76. Bunun uzerine Yûsuf, kardeşinin yukunden once onların yuklerini aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yukunden cıkardı. İşte biz Yûsuf'a boyle bir plan oğrettik. Yoksa kralın kanunlarına gore kardeşini alıkoyamazdı. Ancak Allah'ın dilemesi başka. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yukseltiriz. Her ilim sahibinin ustunde daha iyi bir bilen vardır.

77. Dediler ki: "Eğer o calmışsa, daha once onun bir kardeşi de calmıştı." Yûsuf, bunu icinde sakladı ve onlara belli etmedi. İcinden, "Siz kotu bir durumdasınız; anlattığınızı Allah cok daha iyi biliyor" dedi.

78. Onlar, Yûsuf'a: "Ey guclu vezir! Bunun cok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Şuphesiz biz senin iyilik edenlerden olduğunu goruyoruz" dediler.




__________________