64. Yakub onlara, "Onun hakkında size ancak, daha once kardeşi hakkında guvendiğim kadar guvenebilirim! Allah en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir" dedi.

65. Yuklerini acıp zahire bedellerinin kendilerine geri verildiğini gorduler. "Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte odediğimiz bedeller de bize geri verilmiş. Onunla yine ailemize yiyecek getirir, kardeşimizi korur ve bir deve yuku zahire de fazladan alırız. Cunku bu getirdiğimiz az bir zahiredir" dediler.

66. Babaları, "Kuşatılıp caresiz durumda kalmanız haric, onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir soz vermedikce, onu sizinle gondermeyeceğim" dedi. Ona guvencelerini verdiklerinde, "Allah soylediklerimize vekildir" dedi.

67. Sonra da, "Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah'tan gelecek hicbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hukum ancak Allah'ındır. Ben O'na tevekkul ettim.(5) Tevekkul edenler de yalnız O'na tevekkul etsinler" dedi.

(5) Tevekkul, bir iş konusunda yapılması gereken her şeye başvurduktan sonra, o işin sonucunu Allah'a havale ederek O'na guvenmektir.
68. Babalarının emrettiği şekilde (ayrı kapılardan) girdiklerinde (bile) bu, Allah'tan gelecek hicbir şeyi onlardan uzaklaştıracak değildi. Sadece Yakub, icindeki bir dileği ortaya koymuş oldu. Şuphesiz o, biz kendisine oğrettiğimiz icin bilgi sahibidir. Fakat insanların coğu bilmezler.

69. Yûsuf'un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi Bunyamin'i yanına bağrına bastı ve (gizlice) "Haberin olsun ben senin kardeşinim, artık onların yaptıklarına uzulme" dedi.



__________________