13. (Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını ornek ver. Hani oraya elciler gelmişti.

14. Hani biz onlara iki elci gondermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara ucuncu bir elci ile destek vermiştik. Onlar, "Şuphesiz biz size gonderilmiş elcileriz" dediler.

15. Onlar şoyle dediler: "Siz de ancak bizim gibi insansınız. RahmÂn, hicbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan soyluyorsunuz."

16. (Elciler ise) şoyle dediler: "Bizim gercekten size gonderilmiş elciler olduğumuzu Rabbimiz biliyor."

17. "Bize duşen ancak apacık bir tebliğdir."

18. Dediler ki: "Şuphesiz biz sizin yuzunuzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgecmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur."

19. Elciler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size oğut verildiği icin mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" dediler.

20. Şehrin obur ucundan bir adam koşarak geldi ve şoyle dedi: "Ey kavmim! Bu elcilere uyun."

21. "Sizden hicbir ucret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."

22. "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca O'na donduruleceksiniz."

23. "O'nu bırakıp da başka ilÂhlar mı edineyim? Eğer RahmÂn bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hicbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."

24. "O taktirde ben mutlaka acık bir sapıklık icinde olurum."

25. "Şuphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!"

26,27. (Kavmi onu oldurduğunde kendisine): "Cennete gir!" denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" dedi.

__________________