29. Hani Kur'an'ı dinlemek uzere cinlerden bir grubu sana yoneltmiştik. Onlar, onun huzuruna gelince(3) birbirlerine, "Susun!" dediler. Kur'an'ın okunması bitince de uyarıcı olarak kavimlerine donduler.

(3) "Onun huzuruna" ifadesindeki "o" zamiri, "okunmakta olan Kur'an" ya da "Hz. Muhammed" şeklinde anlaşılmaya musaittir.
30. Dediler ki: "Ey kavmimiz! Şuphesiz biz, MûsÂ'dan sonra indirilen, kendinden onceki kitapları doğrulayan, gerceğe ve doğru yola ileten bir kitap dinledik."

31. "Ey kavmimiz! Allah'ın davetcisine uyun, ona iman edin ki, gunahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın."

32. Kim Allah'ın davetcisine uymazsa, yeryuzunde Allah'ı Âciz bırakacak değildir. Kendisi icin Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar apacık bir sapıklık icindedirler.

33. Gokleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan Allah'ın, oluleri diriltmeye gucunun yeteceğini gormediler mi? Evet şuphesiz O, her şeye hakkıyla gucu yetendir.

34. İnkÂr edenlere ateşe sunuldukları gun, "Bu gercek değil miymiş?" denir. Onlar, "Evet, Rabbimize andolsun ki gercekmiş" derler. Allah, "Oyle ise inkÂr etmekte olduğunuzdan dolayı azabı tadın!" der.

35. (Ey Muhammed!) O hÂlde, yuksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret. Onlar icin acele etme. Onlar tehdit edildikleri azabı gordukleri gun, sanki dunyada gunduzun bir anından başka kalmadıklarını sanırlar. Bu bir duyurudur. Ancak yoldan cıkmış olan topluluk helÂk edilir.

__________________