Mekke İmamı Abdurrahman Es Sudeysi - Sesli Yasin Suresi -
http://firaset.biz/video/hatim/sudeysi/036.wma

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1.Yasîn.

2.Andolsun hikmetli Kur'an'a,

3. Gercekten sen, gonderilen (elci)lerdensin.

4.Dosdoğru bir yol uzerinde(sin).

5. (Kur'an) Guclu ve ustun olan, esirgeyen (Allah')ın indirmesidir.

6.Babaları uyarılmamış, boylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman icin (gonderildin).

7. Andolsun, onların coğu uzerine o soz hak olmuştur; artık inanmazlar.

8. Gercekten Biz onların boyunlarına, cenelere kadar (dayanan) halkalar gecirdik; bu yuzden başları yukarı kalkıktır.

9.Biz onlerinde bir sed, arkalarında bir sed cektik. Boylelikle onları ortuverdik, artık gormezler.

10. Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar icin birdir; inanmazlar.

11.Sen ancak, zikre (Kur'an'a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah')a (karşı) ici titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte boylesini, bir bağışlanma ve ustun bir ecirle mujdele.

12. Şuphesiz Biz, oluleri Biz diriltiriz; onların onden takdim ettiklerini ve eserlerini Biz yazarız. Biz herşeyi, apacık bir kitapta tespit edip korumuşuz.

13. Sen onlara, o şehir halkının orneğini ver; hani oraya elciler gelmişti.

14. Hani onlara iki (elci) gondermiştik, fakat ikisini yalanlamışlardı. Biz de (iki elciyi) bir ucuncuyle guclendirdik; boylece dediler ki: "Şuphesiz biz, size, gonderilmiş elcileriz."

15.Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsiniz, Rahman (olan Allah) da herhangi bir şey indirmiş değildir. Siz, yalnızca yalan soyluyorsunuz."

16.Dediler ki: "Rabbimiz, gercekten size gonderilmiş elciler olduğumuzu bilir."

17. "Bizim uzerimizde de (sorumluluk ve gorev olarak) apacık bir tebliğden başkası yoktur."

18. Dediler ki: "Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu soylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azap dokunacaktır."

19.Dediler ki: "Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size oğut verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz olcuyu taşıran bir kavimsiniz."

20. Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elcilere uyun" dedi.

21. "Sizden ucret istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir."

22. "Bana ne oluyor ki, beni yaratana kulluk etmeyecekmişim? Siz O'na donduruleceksiniz."

23. "Ben, O'ndan başka İlahlar edinir miyim ki, Rahman (olan Allah), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir şeyle yarar sağlar, ne de onlar beni kurtarabilirler."

24. "O durumda ise, gercekten ben apacık bir sapıklık icinde olmuş olurum."

25. "Şuphesiz ben, sizin Rabbinize iman ettim; işte beni işitin."

26.Ona: "Cennete gir" denildi. O da: "Keşke benim kavmim de bir bilseydi" dedi.

27. "Rabbimin beni bağışladığını ve ağırlananlardan kıldığını."

28. Kendisinden sonra ise, kavminin uzerine gokten bir ordu indirmedik; indirecek de değildik.

29. (Ancak onlara) Yalnızca bir tek cığlık (yetti); anında sonuverdiler.

30.Yazıklar olsun kullara; ki onlara bir elci gelmeyegorsun, mutlaka onunla alay ederlerdi.

31. Gormuyorlar mı, kendilerinden once nice nesilleri helak ettik? Onlar, bir daha kendilerine donmemektedirler.

32. Ancak onların hepsi, toplanmış olarak Huzurumuz'a getirilmişlerdir.

33.Olu toprak kendileri icin bir ayettir; Biz onu dirilttik, ondan taneler cıkarttık, boylelikle ondan yemektedirler.

34.Biz, orada hurmalıklardan ve uzum-bağlarından bahceler kıldık ve iclerinde pınarlar fışkırttık:

35.Onun urunlerinden ve kendi ellerinin yaptıklarından yemeleri icin. Yine de şukretmiyorlar mı?

36.Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden butun ciftleri yaratan (Allah cok) Yucedir.

37.Gece de kendileri icin bir ayettir. Gunduzu ondan sıyırıp yuzeriz, hemen artık karanlıkta kalıvermişlerdir.

38. Guneş de, kendisi icin (tespit edilmiş) olan bir mustakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, ustun ve guclu olan, bilen (Allah)ın takdiridir.

39.Ay'a gelince, Biz onun icin de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi dondu (doner).

40. Ne Guneş'in Ay'a erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gunduzun onune gecmesi. Her biri bir yorungede yuzup gitmektedirler.

41.Onların soylarını dolu gemilerde taşımamız da kendileri icin bir ayettir.

42. Ve onlar icin binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.

43. Eğer dilersek onları batırır-boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler.

44. Ancak Bizden bir rahmet olması ve (onları) belirli bir zamana kadar yararlandırmamız başka.

45.Onlara: "Onunuzde ve arkanızda olandan sakının, belki esirgenirsiniz" denildiğinde, (dinlemeyip inkara devam edenler).

46.Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyi gorsun, mutlaka ondan yuz cevirirler.

47.Ve onlara: "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o inkar edenler iman edenlere dediler ki: "Allah'ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gercekten siz, apacık bir şaşkınlık icindesiniz."

48.Ve derler ki: "Eğer doğru soyluyorsanız bu tehdit (etmekte olduğunuz yıkım ve azap) ne zamanmış?"

49. Onlar, yalnızca tek bir cığlıktan başkasını gozetmezler, onlar birbirleriyle cekişip-dururken o kendilerini yakalayıverir.

50.Artık ne bir tavsiyede bulunmağa guc yetirebilirler, ne ailelerine donebilirler.

51.Sur'a ufurulmuştur; boylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) suzulup-giderler.

52.Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gonderilen (elci)ler doğru soylemiş".

53.O, yalnızca bir tek cığlıktan başkası değildir; artık onların hepsi toplanmış olarak Huzurumuz'a getirilmişlerdir.

54.İşte bugun hic kimseye (hic)bir şeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık gormezsiniz.

55.Gercek şu ki, bugun cennet halkı, 'sevinc ve mutluluk dolu' bir meşguliyet icindedirler.

56.Kendileri ve eşleri, golgeliklerde, tahtlar uzerinde yaslanmışlardır.

57.Orada taptaze-meyveler onların ve istek duydukları herşey onlarındır.

58. Cok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sozlu "Selam" (vardır).

59."Ey suclu-gunahkarlar, bugun siz bir yana cekilin."

60,"Ey Ademoğulları, ben size and vermedim mi ki: Şeytana kulluk etmeyin, cunku, o, sizin icin apacık bir duşmandır;"

61."Bana kulluk edin, doğru yol budur."

62.Andolsun o, sizden bircok insan-neslini saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz?

63.İşte bu, size vadedilmiş cehennemdir.

64. İnkar etmenize karşılık olmak uzere bugun oraya girin.

65.Bugun Biz onların ağızlarını muhurleriz; (gunahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri Bize soylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir.

66.Eğer dilemiş olsaydık, gozlerinin ustune bastırır-kor ederdik, boylece yola dokulup-koşuşurlardı. Fakat nasıl goreceklerdi ki?

67.Eğer dilemiş olsaydık, oldukları yerde (en gorkemli cağlarında) onları bir başka kalıba sokardık; boylece ne ileri gitmeye, ne geri donmeye guc yetirebilirlerdi.

68.Kime uzun omur verirsek, yaratılışta onu tersine ceviririz. Yine de akıllarını kullanmayacaklar mı?

69.Biz ona (Peygambere) şiir oğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir oğut ve apacık bir Kur'an'dır.

70. (Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin uzerine sozun hak olması icin (indirilmiştir).

71.Ellerimizin yaptıklarından kendileri icin nice hayvanları yarattığımızı gormuyorlar mı? Boylece bunlara malik oluyorlar.

72.Biz onlara kendileri icin boyun eğdirdik; işte bir kısmı binekleridir, bir kısmını(n da etini) yiyorlar.

73.Onlarda kendileri icin daha nice yararlar ve icecekler vardır. Yine de şukretmeyecekler mi?

74.Yardım gorurler umuduyla, Allah'tan başka İlahlar edindiler.

75. Onların (o İlahların) kendilerine yardım etmeye gucleri yetmez; oysa kendileri onlar icin hazır bulundurulmuş askerlerdir.

76.Oyleyse onların sozleri seni huzne kaptırmasın. Gercekten Biz, sakladıklarını da, acığa vurduklarını da biliyoruz.

77. İnsan, Bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı gormuyor mu? Şimdi o, apacık bir duşman kesilmiştir.

78.Kendi yaratılışını unutarak Bize bir ornek verdi; dedi ki: "Curumuş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?"

79. De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir."

80.Ki O, size yeşil ağactan bir ateş kılandır; siz de ondan yakıyorsunuz.

81.Gokleri ve yeri yaratan, onların bir benzerini yaratmağa kadir değil mi? Elbette (oyledir); O, yaratandır, bilendir.

82.Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.

83.Herşeyin melekutu (hukumranlık ve mulku) elinde bulunan (Allah) ne Yucedir. Siz O'na donduruleceksiniz.
__________________