BALıK SAĞLıKTıR:
Balıkta şeker,karbonhidrat yok denecek kadar azdır.Protein acısından ise son derece zengindir.Bu ozellikleriz nedeniyle son derece sağlık lı bir yiyecektir.Yuz gram yağlı balık yakla şık 22 gram, yağsız balık ise 10 gram protein icerir.Balık aynı zamanda proteininden en cok faydalanı lan be sin turudur.Insan vucudu bu proteinin %93'un den faydalanır.Bu oran kırmızı etlerde ve diğer be yaz et lerde cok duşuktur.Balık az karbonhidrat icermesi nin yanısıra madensel tuzlar ve mineraller acısın dan son derece zengindir, bol miktarda fosfor, kalsi yum, iyot ve flor icerir.Balık eti A,B1,B2 ve D vitaminleri acısındanda zengindir.
SIYAH ETLI-BEYAZ ETLI BALıKLAR:Uc tarafı denizlerle cevrili ulkemiz,her gecen gun artan cevre kirliliğine rağmen balık ceşitle ri acısından son derece zengin bir ulkedir.Deniz ba lıkları siyah etli-beyaz etli,yerli ve gocme olarak sı nıflara ayrılırlar.Beyaz etli balıkların sindirimi siyah etlilere nazaran daha kolaydır.Jelatin icerdiklerinden haşlamaya elverişlidirler.Tavası, ızgarası, yağlı ol dukları mevsimlerde de ızgarası yapılır.Bunlara or nek olarak barbunya, tekir, levrek, kefal, lufer,kal kan, mercan, cipura, dil, pisi ve kırlangıcı gosterebili riz.Torik,palamut,uskumru,kolyos,kılıc,hamsi,sar dalya,gumuş gibi balıklarda siyah etli balıklar sınıfı na girerler.Bu balıklar beyaz etlilere nazaran daha yağlıdırlar ve daha az jelatin icerirler.Bu nedenle haş lamaya uygun değillerdir ve hazımları daha zordur.
BARBUNYA
denizlerimizin bu tatlı balığı genellikle ege ve akdenizde bulunur. Yeni bir balık turu olan barbunya sıcak ve ılık denizlerin kıyıya yakın olan kumlu ve camurlu deniz diplerinde, az olmakla berebar kayalık yerlerde yaşar. Genelde 17 ila 20 cm arasında olup nadiren 40 cm ye kadar cıkar. Kaya barbunyası, kum barbunyası, ot barbunyası ve paşa barbunyası diye dort ceşiti vardır. Bunların icinde en makbulu kaya barbunyasıdır. Sırtı kırmızı ve karın kısmı beyaz olan kaya barbununun sırtında hic gri leke bulunmaz. Kum ve ot barbunyasında ise sırt gri ile kırmızı renklerin karmaşası halindedir. Paşa barbununun her iki yanında ceneden kuyruğa doğru sarı bir şerit bulunur. Tekir ile cok karıştırılan bu balığın en lezzetli zamanı temmuz ve ekim ayları arasıdır. Bu sure zarfında tavası, ızgarası ve kağıtta kebabı cok guzel olur. Tekirden en buyuk farklılığı kafasının daha uzun oluşudur. Tekirin kafası kuttur ve cene altında iki sakalı bulunur.
TEKİR
Barbunyaya cok benzeyen be yakın akrabası olan bu balık butun denizlerimizde avlanır.
Karadeniz ve marmarada avlanılanlar 6 ila 10 cm arasındaır. Ege ve akdenizde ise boyları barmunyayı yakalar. Cene altı bıyıklarının uzunluğu, kut kafası ve birinci sırt yuzgecindeki sarı-siyah benekleri ile barbunyadan ayrılır. Dort mevsim yenebilecek bu balığın en lezzetli zamanı, aynen barbunyada olduğu gibi temmuz-ekim ayları arasıdır. Tavası ve kağıt kebabı cok guzel olur.
CIPURA
Egenin meşhur yerli balığı olan ve kucuk suruler halinde gezen cipura son yıllarda ciftliklerde de uretilmeye başlanmıştır. Cipura elips biciminde yassı vucudu, beyaz karnı, koyu gri sırtı ve pembemsi yanakları ile tanınır. Atlas okyanusu, kuzeybatı karadeniz, ege ve akdenizde bulunur. Bir zamanlar marmara denizinde de yakalanan ve alyanak adı ile tanınınan bu balığın malesef nesli tukenmiş durumdadır. Genelde 20 ile 35 cm arasındadır. Ancak 6-7 kg ' ya varanlarına da rastlanmıştır. Her mevsimde zevkle yenebilen bu balığın ızgarası, buğlaması, corbası, fırnını cok guzel olur. Izgara icin ideal buyukluk 250 ila 350 gramdır. Daha buyuklerinin fırında pişirilmesi tercih edilmelidir. Buğlama ve corba icin her boyu kullanılabilir. Tadı nefis olan bu balığı katkısız, yani ızgara veya fırında yenmesi tercih edilmelidir. Isparaz ve lidaki bu turun kucuk ceşitleridir.
KARAGOZ
Cipuranın yakın akrabası olan karagoz elips şeklinde, yassı, gumuşi pulları olan yerli bir balıktır. Baltabaş, sivri gaga, sagos ve mırmır gibi ceşitleri vardır. Ortalama 20-25 cm , en 50 cm boyunda olur. Yazın taşlık ve yosunluk, midyesi bol yerlerde yaşar. Kışın derin sulara cekilir. Her mevsimde yenebilen bu balık, ozellikle mayıs-temmuz ayları haricinde daha yağlı ve lezzetlidir. Aynen cupura gibi ızgarası, buğlaması, fırnını ve corbası cok guzel olur. Bir kg ve daha buyuklerinin fırını tercih edilmelidir.
DİL BALIĞI
Dil balığı da yerli balıklarımızdan olup ege ve akdenizde bolca yakalanır. Her mevsimde yenebilir. En lezzetli zamanı kasım ile şubat ayları arasıdır. Tavası cok guzel olur. Irilerinden fileto cıkarılıp şiş veya salcalı fileto yapılabilir.
HAMSİ
1988 yılında 310 bin ton ile toplam balık avcılığımızın yaklaşık ucte ikisini meydana getirmektedir. Gozlerinin gerisine kayan ağzı ile yivrilmiş burnu ile yakın akrabası sardalyadan kolaylıkla ayrılır. Gumuş balığıda hamsinin akrabasıdır. Boyu ortalama 12 cm olup azami 18-20 cm ye kadar buyurler ve cok buyuk suruler halinde gezerler. Karadeniz hamsisi azak ve karadeniz olmak uzere ikiye ayrılır. Azak hamsisinin burnu daha kuttur. Azak denizinde ureyip kışlamak uzere guneye, bizim orta ve doğru karadeniz bolgesine inerler; nisan sonunda da kuzeye goc ederler. Karadeniz hamsisi ise kuzeybatı karadenizde urer, kışlamak uzere kasımdan şubata kadar trakya kıyılarına ve marmaraya goc eder. Nisan ayında da yumurtlamak uzere karadenize cıkar. Ayrıca marmara hamsisi denilen yalnız marmarada cıkan daha kucuk ve goc etmeyen bir hamsi turude vardır. Aynı tur kuzey egede de bulunur. Bu hamsinin sırt rengi daha acıktır. Hamsi ozellikle karadeniz yoremizin temel gıdası, temel protein kaynağıdır. Fiyatının ucuz olması nedeniyle cok geniş kitle tarafından tuketilir. Hamsinin hemen her turlu yemeği yapılır. Izgara, fırın, kağıt kebabı, buğlama, plaki, yahni gibi. Siyah etli bir balık olamasına rağmen buğlamaya son derece uygundur. Yaz aylarında yağsız olduğu icin ızgara yerine tava veya buğlaması tercih edilmelidir. Kış aylarında yakalanan hamsi tuzlanıp saklanır. Buna ancovi tabir edilir. Ayrıca balık yağı ve balık unu uretiminde de kullanılmaktadır.
SARDALYA
hamsinin yakın akrabası sardalya suruler halinde yaşar ve kıyılar boyunca goc eder. Hamsi gibi ticari değeri cok yuksek bir balıktır. 1988 yılında 90 bin ton ile hemen hamsiden sonra yer alır. Kurutularak, tuzlanarak hatta balık yağı ve balık unu elde etmekte kullanılır. Sardalya adı konserve işleminden dolayı konserve ile ozleşleşmiştir. Hatta ringa konservesine de aynı ad verilir. Sardalya akdenizde 15-20 cm dolaylarındadır. Okyanusda ise 30 cm kadar buyurler. Hamsi karadeniz icin ne ise sardalya da portekiz, ispanyanın atlas okyanusu kıyıları, sicilya ve malta icin aynı şeydir. Bu ulkelerde bir cok yemek sardalya uzerine kurulmuştur. Ulkemizde kuzey egede bolca yakalanan sardalyanın en lezzetli mevsimi temmuz-ekim aylarıdır. Bu surede ceşitli ızgaraları, fırnını ve kağıt kebabı, buğlaması ve plakisi yapılabilir. Kasım-haziran arasında ise ancak plaki ve buğlaması yapılabilirse de bir onceki doneminki kadar lezzetli olmaz. Sardalyanın kucuğune papalina tabir edilir; ayıklamadan yemeği yapılır. Tirsi ise sardalya azmanıdır. Kıl tarzında cok kılcığı vardır ve sardalya kadar lezzetli değildir.
USKUMRU
kolyosa cok benzeyen ve suruler halinde dolaşan gocmen bir balıktır. Denizlerimizde 30 cm civarında olan uskumru kuzey denizinde 50 cm ye kadar buyur. Yaz aylarını karadenizde geciren uskumru eylul ve ekim aylarında marmaraya iner ve kışı burada gecirip yumurtlar. Mart ila haziran aylarında da karadenize doner. Uskumru buyukluğune gore uc değişik ad ile adlandırılır. En kucuğu kalinaryadır. 20-25 cm civarında ve yağlı olanları uskumru, donuş uskumrusu ise ciroz olarak adlandırılır. Yazın yakalananlara ise lipari denir. En lezzetli olduğu donem eylul ayından yumurtlamaya başladığı ocak ayı sonuna kadardır. Bu sure icinde ızgarası, kağıt kebabı, dolması, koftesi ve tuzlması cok guzel olur. Bu mevsimlerde yağlı olduğundan tavası tavsiye edilmez. Şubattan itibaren yağını kaybetmeye başladığından tavası yapılabilir. Yazın yakalananlar ise plaki ve tava icin uygundur. Ilkbaharda karadenize donuş yapan cirozlar kurutulur. Esas adı ciroz kurusu olan bu kurulmuştur balığa gecen zaman icinde ismi kısaltılarak yalnızca ciroz denmeye başlanmıştır. Uskumrunuın koryostan onemli farkları aşağıdadır. 1-uskumru ile koryosun sırtı desenleri biribirine benzemekle birlikte koryosun rengi koyu, uskumrunun ise acıktır. 2- uskumrunun kuyruk catalının ici boş ve iki cizgiden ibaret bir v harfi tarzındadır. 3-uskumrunu gozleri neredeyse toplu iğne başı kadar kucuk, kolyosun ise iridir.
KOLYOS
uskumruya cok benzeyen bu balık uskumru ile berebar suruler halinde goc eder. Ayrıca marmara ve ege denizinde yerli turleride bulunur. Tadı uskumruya nazaran oldukca yavan olduğundan genelde tavası yapılır. Ocak ayı en yağlı zaman olduğundan tuzlama icin en ideal zamandır. Tuzlaması cok guzel olur.
LUFER
akdeniz, karadeniz, marmara, hint okyanusu ve atlas okyanusunda suruler dolaşan lufer pullu bir gocmen balıktır. Soğuk denizde yaşayanları daha yağlı olduğundan daha da lezzetli olur. Ulkemizde karadenizde ve istanbul boğazı ile marmara denizinde yakalananların tadı muhteşemdir. Daha guney denizlerimize indikce yavanlaşır ve kendisine mahsus o guzel tat ve kokuyu kaybeder. Eylul ortasından ocak sonuna kadar olan zaman en yağlı ve en lezzetli zamandır. Bu devre icinde ızgarası tavsiye edilir. Cinekopunda ızgarası cok iyi olur, ancak mevsimi lufere gore kısadır. Kasım sonundan itibaren azalmaya başlar. Diğer zamanlarda buyukluğune gore plakisi, buğlaması kağıt kebabı ve tavası olur. Ilkbahara da son derece yağsız olduklarında tava, plaki ve buğlaması tercih edilmelidir. Lufer buyukğune gore en cok isim alan balıktır. Lufer ceşitleri şoyledir.
1- 10 cm ye kadar yaprak
2-11-13 cm arası cinekop
14-16 cm arası kaba cinekop
17-20 cm arası sarı kanat
21-30 cm arası lufer
31-35 cm arası kaba lufer
35 cm de n buyuk kofana
PALAMUT
Uskumru, torik ve orkinosu iceren bir familyadandır. Suruler halinde yaşayan pulsuz siyah etli bir gocmen balıktır. Sırtı cizgili, karnı gumuş rengindedir. Uzunluğu 1 metreye kadar varır. Bu familyanın ceşitleri butun denizlerimizde gorulmekle birlikte en lezzetlileri karadeniz ve marmarada avlanılan tipleridir. Karadeniz ve marmara palamutunda baştan kuyruğa doğru muntazam cizgiler halinde giden, dordu koyu, ucu acık menevişli 7 adet band bulunur. Egede yaşayan, tombik, benekli orkinos ve yazılı orkinos isimleri alan yakın akrabasında ise sırttan karına doğru dalgalar halinde yine en az 16 adet alacalı bant ile karın civarında en az uc adet siyah benek bulunur. Bu cinsin etinin tadı hakiki palamuta nazaran hic guzel değildir. Ama cok kişi bu ozelliği bilmeyip palamut diye aldanır ve sonra palamuttan soğur. Palamut avı ağustos ayında başlar. Once karadenizde suruler halinde vanoz ve cingene palamutu, eylulden itibaren de palamut gelmeye başlar. En lezzetli zamanda eylul başından şubat ortalarına kadar olan zamandır. Bu mevsimde cok yağlı olduğundan tavası biraz ağır kacar. Bu nedenle ızgarası ve fırını tavsiye edilir. Aynı mevsimde yahniside harika olur. Diğer mevsimlerde tavası yapılabilir. Palamut siyah etli bir balık olduğundan buğlaması ve corbası tavsiye edilmez. Palamutun boyuna gore isimlendirilmesi.
1-20 cm ye kadar palamut vanozu.
2-20-30 cm arası cingene palamutu
3-31-40 cm arası palamut
4-40-50 cm arası kestane palamutu
5-51-60 cm arası torik
6-61-65 arası sivri
7-65-70 cm arası altıparmak
8-70 cm den buyuk zindan delen.
Torik ve toriğin buyuk boyları palamuttan daha cok yağlıdır bu nedenle tuzlama ve lakerdası tercih edilir.
LEVREK,MİNEKOP,EŞKİNE
12 değişik turden meydana gelen bu familya ılık ve tropik suların sığ kesimlerinde yaşar. Vucutları iğ biciminde ve yandan hafif basıktır. Pulları oldukca iri olan levreklerin yanları genelde beyaz, alt bolumleri gumuşi, alt yuzgeci ise sarımsıdır. En irileri bir metreyi gecebilir. Ulkemiz denizlerimizde 20 ila 60 cm arasında olabilirler. Bayağı levrek ve benekli levrek olmak uzere mevcut iki tipi bulunur. Sırtlarındaki cok sayıda benek ile ayrılırlar. Benekli levrek guney ege ve akdenizde bayağı levrek ise butun denizlerimizde gorulur. Karadenizde kotek olarak da bilinen minekopta bu familyanın diğer bir turudur. Eşkineye cok benzeyen minekoplar 30-80 cm arasında olur. 1 metreden buyuk ve 20-25 kg olanlarına da rastlanmıştır. Erişkinler kıyıya yakın kayalık dipleri, yavrular ise akarsu ağızlarını tercih ederler. Parlak mavimsi-gri renkteki vucudu sırtan karına doğru inen sarı menevişli cizgilerle bezenmiştir. Karnı gumuşi beyazdır. Eşkine ise butun denizlerimizde gorulen kıyıya yakın kayalık diplerde yaşayan bir turdur. Ortalama 30 cm ve 600 gr dır. 3-4 kg lik irilerine de rastlanmıştır. Sırtı kamburumsudur ve koyu kahve ile lacivet arası bir renktedir. Karnı ise sarı-beyaz menevişlidir. Başının icinde gozlerinin arkasında herbiri 4-5 gramlık beyaz taş bulunur. Halk arasında bu taşların idrar sokturucu ve bobrek taşı duşurucu olduğuna inanılır. Genelde tek gezen, geceleri avlanan ve oyuklar arasında suzulurcesine dolaşan bu balığın başlıca besini karides ve yavru balıklardır. Yıl boyunca yenen levreğin cok lezzetli eti vardır. En guzel mevsimi kış ayları ve ilkbaharın başıdır. Her turlu yemeği yapılan levreğin buğlaması, fırında kağıt kebabı ve mayonezlisi nefis olur. Levrek ozellikle şaraplı ve mayonezli balık yemeklerine cok guzel gider.
TARANCA, SİNARİT
taranca genellike sinaritlerin irisi icin kullanılan bir isimdir. Lagos ve orfozla buyuk benzerlik gosterirlerse de ayrı familyalara mensupturlar.
ISTAVRIT
istavrit, marmara ve boğazda balık avlamaya başladıklarında ilk tanıştıkları balıktır. Ağzı one uzayabilen, dişleri ince, gozleri iri, kuyruğu derin catallı ve vucudu iğ biciminde olan gocmen bir balıktır. Marmara, ege ve karadenizde yaşayan yerli turleri de vardır. Marmara da 15-20 cm, egede 30 cm civarında olurlar. Marmarada boyu 10 cm nin altında olan kucuk istavritlere kıraca denir. Karadenizin doğusunda istavritler palamut buyukluğunde 50 cm olurlar. Sarı kuyruk istavrit ve sarı kanat istavrit olarak adlandırılan tipi sularımızda encok bulunan turdur. Istavritler sonbaharda marmaraya inerler mayıstan itibaren karadenize geri donmeye başlarlar. Her mevsimde yakalanan istavritin en lezzetli olduğ zaman kasım ile şubat ayları arasıdır. Tavası ve fırnını cok guzel olur.
IZMARIT
Ağzı koruklu gozleri iri, sırt-goğus ve anus yuzgecleri ser diken ışınlı bir balıktır. Sularımızda iki turu vardır: menekşe izmarit ve istargilos. Izmaritin erkekleri dişilerinden daha iri olurlar. Dişiler 20 cm civarında olurken erkekler 25 cm ye kadar uzayabilirler. Izmarit midye, deniz solucanı ve balık yumurtaları ile beslenen bir dip balığıdır. Et beyaz ve son derece lezzetlidir. Tavası guzel olur. Sonbahar ve kış aylarında ızgarası da yapılır. Izmaritler ızgara yapılırken ayıklanmaz. Olduğu gibi pirilip bilahare derisi, bağırsakları ve kılcıkları ayılanır. Uzerine limon ve zeytinyağı ile kıyılmış maydonoz eklenerek hazırlanır. Pulları kazındıktan sonra derisi tulum cıkarılarak yapılan tavası da cok guzel olur.
KALKAN
karadenizin bu unlu balığı butun yassı, oval vucudu, bir tarafı siyaha yakın, diğer tarafı beyaz rengi ve beyaz tarafındaki duğmeleri ile tanınır. Her iki tarafı da siyah olan kaya kalkanına da nadiren rastlanır. Kaya kalkanı daha cok sinop ve samsun yorelerinde cıkar. Istanbul boğazının kuzeyinde, karadenizin batısında avlanan kalkan bir tarafı siyah olan bir tarafı beyaz bayağı kalkandır. Kalkan karadeniz icinde kışın kuzeyden guneye goc eder. Her mevsimde avlanan kalkan butun sene boyunca yenebilir. En lezzetli zamanı ocak sonundan mart ortalarına kadardır. Tavası cok guzel olur. Buğlaması ve kağıt kebabı da yapılır. Ilkbahar sonundan ağustos ayına kadar yakalanan kalkan yavrularının tavası nefis olur.

KEFAL:
Yaz aylari disinda lezzetli olan pullu ve gocmen olmayan bir baliktir. Butun denizlerimizde yetisir. Sonbahar, kis ve ilkbaharda cok lezzetlidir.Kefalin bugulamasi ve pilakisi cok guzel olur.Ayrica likorinoz denilen tutsulusu de cok makbuldur.Bir kefal turu olan haskefalin kurutulmus yumurtalari cok aranan bir deniz urunu, bir mezedir.Sarikulak kefalin tavasi ve fileto izgarasida yapilir.Kefal alirken cok dikkat etmek, tercihen ta nidik balikcilardan almak gerekir.Cunku kefal kirli ve bulanik sula ri cok sever ve buralarda digger baliklar yasamazken o yasar.Orne gin izmir korfezinde digger baliklar yasamazken kefal bol miktarda bulunmaktadir.Bu sularda yakalanmis kefal insan sagligi acasindan buyuk tehlike arzeder.
KILIC:
Turkiye mizi cevreleyen sularda cok artik nadir gorulen cok lezzetli bir balik turudur.Akdeniz ve egede yil boyunca karadeniz de ise yalniz yaz aylari gorulur.Kilic gibi ust cenesi, lacivert-siyah sirt rengi ile taninan bu baligin akrabasi mar lin bizim sularimizda bulunmaz.Daha cok atlas okyanusunda Ber muda civarinda bulunan bu balik pisince pembemsi et rengi, kafa dan kuyruga kadar uzanan sirt yuzgeci ve yuvarlak yerine yassi ust cenesiyle kilictan ayrilir.Her mevsimde yenilebinen kilicin en lez zetli zamani eylul-subat arasidir.Bu baligin en guzel defne yaprakli sisi olur.Izgarasi ve kagit kebabida yapilir.
MEZGIT:
Tavuk baligi olarakta bilinen mezgit butun denizlerimizde bulunmakla beraber en cok karadenizde bulunur. Yaz haric devamli yumurtali durumda dir.Yumurtali tavasi, dometesli sotesi guzel olur.
KIRLANGIC:
Bu tun denizlerimizde bulunan kirlangic ortalama 25-30 cm olup nadi ren 75 cm ye kadar uzayanlarinada rastlanir. Sirt rengi kirmizi pem bekarin ise pembe veya beyazdir.yakin akrabasi olan Oksuz den, bu baligin pembe-gri veya komple gri sirti ve oksuzun ordek kafasi ni andiron agiz yapisi ile ayrilir. Her ikiside lezzetli olup genellikle kirlangic tercih edilir.cok gelismis solungaclari ve girtlak yapisi ne deniyle ugultu, inilti gibi degisik sekilde frekanslarda ses cikarir. Bu ses nedeniyle bircok balikci tarafindan inleyen balik diye adlan dirilir ve ugursuz kabul sayilir.Kirlangic izgaraya ve tavaya uygun degildir.Bugulamasi, ozellikle corbasi cok lezzetli olur.Haslanmis kirlangicin ayiklanmis etleri mayonezli veya zeytin yagli limon si karak soguk olarakta meze olarakta yenebilir.
ISKORPIT, ADA BEYI :
Kirlangictan bahsedilince iskorpit ve adabeyini atlamak ol maz.Her ne kadar ayni familyadan olmamakla beraber etleri ve uy gun olduklari yemekler acisindan cok benzerlik gosterirler.Iskorpit butun denizlerimizde, adabeyi ise ege denizinde bulunur.Iskorpitin sirt dikenleri zehirlidir.bu nedenle balikciya ayiklattirilmalidir.
Mytilus Galloprovincialis(Akdeniz Midyesi):
Ergin boylari yakla sik 10 cm olabilir.Kayalik ve tasliklarin uzerine bissus organiyla ya pisik olarak yasarlar.Genellikle kiyiya yakin sig bolgelerde bulunur lar ve 80 metre derinliklere kadar bulunabilirler.Beslenme ozellikle ri ise, bulun duklari ortamdaki organic maddelerle besnelipherturlu mineral madde leride filter beslek ozellikleri nedeniyle sindirirler. Akintinin guclu oldugu iliman denizlerde genis bir yayilim gosterir ler.Filter beslek ozelliginden dolayi ortamdaki kirlilik etmeni olan herturlu milro duzeyde maddeyide sindirim sistemi ve kassistemi ne edebilecek kapasitededir.Bu ortam kirliligi domestik atiklar (ka nalizasyon atiklari evsel atiklar vs) ve endustriyel (agir metaller, demir, kobalt, bakir vs) Ozellikle midye dolma pisiminde sindirim sistemi ve solungeclari temizlenemeyecegi icinbu sekilde pisirile rek sunulan midyeleri az tuketmek saglik acisindan onemlidir.Pila ki pisirme tekniginde ise solungec ve sindirim sistemleri cikartilabi lir durumda oldugu icin daha saglikli pisirme yontemi olarak kabul edilir.Herseyden once midyelerin cikarilis kaynagi, tarihi, pisirildi gi ortam kesinlikle resmi kayit ile belirtilmis olmasi yada en azin dan tuketicinin bu monuda bilincli olmasi halk sagligi acisindan cok onemlidir.Aksi taktirde kitlesel olumler ile sonuclanana bircok hastaligin(hepatit serileri, agir metal zehirlenmeleri vs) patlak ver mesi gundeme
gelebilir.
__________________