Irkcılığı yasaklayan ayet-i kerime ve hadis-i şeriflere dikkatle baktığımızda kavmini sevmekle, kavmiyetcilik dÂvÂsı gutmenin ayrı şeyler olduğunu acıkca goruruz.

İslÂm’ın yasakladığı, Allah Resulu’nun şiddetle menettiği, “kavmiyetcilik dÂvÂsında bulunmak”, diğer Muslumanlara hor bakmak, İslÂm’ı bolup parcalamak ve takvanın dışında bir başka fazilet ve ustunluk olcusu getirmekle İslÂm’ın ruhuna ters duşmektir.

Yoksa, her insan akrabasını sever, onlara iyilikte bulunur. YÂni sıla-ı rahim yapar. Bu hususta Allah fermanında nice teşvikler vardır. İnsanın icinde yaşadığı milletini sevmesi, onlara acıması, onların hatasını duzeltmeye calışması, ecdadının mazideki iftihar verici hallerini hatırlayıp onlara lÂyık bir evlÂt olmak icin gayret gostermesi ırkcılıktan tamamen ayrıdır.

İslÂm ırkı reddetmez, ırkcılığı men eder… Buna bir misal olarak cinsiyeti verebiliriz. Kur’an-ı Kerîm, bizim kabile kabile yaratıldığımızı da haber veriyor, erkekli dişili yaratıldığımızı da. Biz ne ırkları inkÂr ediyoruz, ne de cinsiyeti. Erkeklerin ve kadınların ayrı birer cephe kurarak mucadeleye girmeleri hÂlinde nasıl aile kokunden yıkılırsa, ırk dÂvÂsı guderek parcalanmak da millet mefhumunu, devlet mefhumunu yaralar ve bizi duşmanlarımız karşısında zayıf duşurmekten başka bir şeye yaramaz.



Anahtar Kelimeler : ırkcılık,yaratılış,ustunluk,ırk,hamiyet,milliy etci lik

AlaÂddin Başar (Prof. Dr.)

__________________