(Andolsun biz Kur’anı anlayasınız diye kolaylaştırdık, oğut alan yok mu?) ayeti varken biz Kur’anı niye anlamayalım ki? Hadislere ne ihtiyac var ki? Veya tefsire ne ihtiyac olur ki? Allah biz kolaylaştırdık derken, niye Hadislere bakıp da işimizi zorlaştıralım?
-------------------------------------
Her ilmi ancak ehli anlar. Herkes, her ilmi bilmez. Evet Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Kur'anı oğut almak icin kolaylaştırdık. Duşunup oğut alan yok mu?) [Kamer 17]
Tefsirlerdeki acıklaması şoyle:
(Kur'anı hıfzetmek, ezberlemek icin kolaylaştırdık. O halde onun oğutlerini dinleyen, onu ezberleyen var mı?) [Celaleyn]
Mevduat-ul-ulumda (Tefsir ilminin dalları) kısmında buyuruluyor ki:
(Kur'an-ı kerim ilmi, icinde şaşılacak, akıllara durgunluk verecek sayısız acayip haller bulunan engin bir denizdir. Oyle yuksek ve metin bir dağdır ki, ondaki gariplikleri oğrenmek, her sırrına erişmek imkansızdır. Bu ilmin sayılmayacak kadar dalı, erişilmeyecek kadar fenni vardır.) Bu bolumde 8 temel ilim ile, 72 yardımcı ilim hakkında bilgi verilmektedir.
Herkes Kur'an-ı kerimi anlasa, ondan hukum cıkarabilseydi, Hadis-i şeriflere luzum kalmaz, (Peygamberin emrettiğini yapın, yasakladığından sakının) buyurulmazdı. (Haşr 7)
Eğer herkes Kur'an-ı kerimi anlasaydı, 72 sapık fırka meydana cıkmazdı.
Kur'an-ı kerimi kendi goruşune gore tefsir etmenin buyuk hata olduğu, bu kimsenin Cehenneme gideceği, hatta kafir olacağı hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. Şu halde, (herkes Kur'anı anlar, herkes meal okusun, hadislere, fıkıh kitaplarına luzum yok) demenin buyuk bir cinayet olduğu meydandadır. Yuzenleri gorup de, (Denizde yuzmek kolaydır. Herkes yuzebilir) sanarak yuzme bilmeyen bir genci, okyanusun ortasına atmak, Kur'an-ı kerime mana vermek yanında cok hafif kalır. Cunku yuzme bilmeyen boğulur; fakat Kur'an-ı kerime yanlış mana veren Cehenneme gider.
Piyasadaki Turkce tefsirlerde, şahsi duşunceler vardır. Okuyana zararı, faydasından coktur. Hele İslam duşmanlarının, zındıkların, bid'at sahiplerinin, Kur'an-ı kerimin manasını bozmak icin yaptıkları tefsirler, birer zehirdir. Bunları okuyan zihinlerde, bir takım şupheler, itirazlar hasıl olur. Zaten, bizim gibilerin, dinimizi oğrenmek icin, tefsir ve hadis-i şerif okuyarak, hukum cıkarması caiz değildir. Cunku Kur'an-ı kerimi ve Hadis-i şerifi yanlış anlamak veya şuphe etmek imanı giderir. Yalnız Arabca bilmekle, tefsir ve Hadis anlaşılmaz. Her Arabca bileni, din alimi sanan aldanır. Beyrut’ta ana dili Arabi olan cok papaz var; fakat, hicbiri İslamiyet’i bilmez.
(Yalnız senden yardım dileriz)[Fatiha 5] dedikten sonra, birinden bir bardak su istesek bu ayete aykırı mıdır, değil midir? Hangi hususta başkasından yardım istemeyeceğiz? Bunlar acık değildir.
(Yalnız Allah’a guvenin)[Maide 23] buyuruluyor. Ne hususta Allah’a guveneceğiz? Bir doktora muayene olsak, ilac verse, guvensek, bu ayete aykırı olur mu? Topkapı’dan Sirkeci’ye giden tramvaya binsek, "Bu tramvay, bizi Sirkeci’ye goturur" desek, Allah’tan başkasına mı guvenmiş olacağız? Demek ki guvenmenin izahı gerekir.
(Yalnız benden korkun)[Bekara 40] buyuruluyor. Başka bir ayet-i kerimede, (İnsanlardan korkmayın, benden korkun) buyuruluyor. (Maide 44) Hırsızdan, hainlerden ve yılandan korksak bu ayete aykırı olur mu? Demek ki acıklaması gerekli.
(Namaz kılın, zekat verin) buyuruluyor. (Hac 78, Nur 56) Namazın nasıl, kac rekat kılınacağı, zekatın nasıl, hangi mallardan verileceği acık değildir. Butun bunlar, Hadis-i şeriflerle ve alimlerin acıklaması ile anlaşılmıştır.
Fetih suresinin, (Allah’ın eli onların ellerinin uzerindedir) mealindeki 10. ve Bekara suresinin, (Doğu da, batı da Allah’ındır, nereye donerseniz Allah’ın yuzu oradadır) mealindeki 115. ayet-i kerimesinin tevile ihtiyacı vardır.
Yine mealen buyuruluyor ki:
(Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir.) [Araf 155, İbrahim 4]
Bu ayetleri okuyan bir dinsiz, (doğru yola getiren ve sapıttıran Allah olduğuna gore, beni de dinsiz yapan Odur. Benim bunda ne sucum var) diyebilir. Bu bakımdan hadis-i şeriflere ve alimlerin acıklamasına ihtiyac vardır.
Nitekim, ayetlerden anladığına uyup, "hayır-şer Allah’tan olduğuna gore, bize gunah işleten de Allah’tır. Biz gunahlardan mesul değiliz" diyenler cıkmıştır.
İşte bu tehlikeyi onlemek icin Peygamber efendimiz, gerekli acıklamayı yapmıştır. Alimler de bunları acıklamış, artık, bahane kalmamıştır. Kur'an-ı kerimi anlamak icin acıklamaya ihtiyac olduğunu bizzat Hak teala bildiriyor:
(Kur'anı insanlara acıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]
(Resulumun verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]
(O, [Resulum] vahiyden başkasını soylemez.) [Necm 3,4]
(Resulume uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa cıkarmayın.) [Muhammed 33]
(Allah ve Resulune itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]
(Yuzleri ateşte evrilip cevrildiği gun: Eyvah bize! Keşke Allah’a itaat etseydik, Peygambere de itaat etseydik! derler.) [Ahzab 66]
__________________
Kur'an-ı kerim'i herkes anlayabilir mi?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●44 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Kur'an-ı kerim'i herkes anlayabilir mi?