Dinsiz insanların varlığı, insanın dinsiz yaşayabileceğini gostermektedir. Ancak bir toplum, toptan dinsiz kalmaya devam edemez.
Denilebilir ki, din duygusu, yani butun varlıkların ustunde sonsuz bir guce sahip aşkın bir varlığa tapma duygusu insanların yaratılışında vardır. Bu duygunun tesirinde kalmayan kimse yoktur. Bu sebepledir ki, gercek mabudu bulmayanlar, yanlış mabutlar edinirler. Guneşe, aya, yıldıza, taşa, ağaca tapmaya başlarlar. Bu da bir nevi dindir.
“Baksana kendi heva ve hevesini ilah edinen, ilmi olduğu halde Allah’ın kendisini şaşırtıp, kulağını ve kalbini muhurlediği, gozlerine de perde cektiği kimsenin haline! Hakkı gormemekte ve azgınlıkta ısrar etmesi sebebiyleAllah’ın şaşırttığı bu kimseyi kim yola getirebilir? Duşunmuyor musunuz?” (Casiye, 45/23) mealindeki ayette, putculuk ve başka yanlış din sahipleri gibi dinsizlerin de heva ve heveslerini ilah edindiklerini ve dolayısıyla bir nevi dinsizlik dinine sahip olduklarını gostermektedir.
İnsanın yeryuzunde var oluşundan beri, asırlardır suregelen yaşantısına bakıldığında onun hicbir zaman dinsiz yaşamadığı gorulecektir. Gerek antropoloji, gerekse psikoloji ve sosyoloji calışmaları bu gerceği ortaya koymuştur. İnsanlık tarihi araştırmalarında, mutlak manada dinsiz bir millet gorulmemiştir; herhangi bir insan ırkı ve toplum incelendiğinde orada, basit ve batıl da olsa bir dine, bir ilÂh fikrine rastlanmıştır.
Ruh ve beden gibi, maddî ve manevî unsurları bunyesinde barındıran insanoğlu, bir yandan maddî varlığının devamı icin uğraşıp cabalarken, ote yandan rûhî gıdası olan inanc duygusunu tatmin gayesiyle, bazen gokteki guneşe, aya ve yıldızlara; bazen de yeryuzundeki ateşe, hayvanlara ve mukaddes tanıdığı bir takım varlıklara tapmıştır. Irkları, devirleri ve ulkeleri ayrı, birbirini tanımayan insanlarda gorulen bu mutlak inanc birliği, din fikrinin genel, Allah inancının da fıtrî (doğuştan) olduğunu ispat etmiştir. (bk. Ay, Mehmet Emin, Cocuklarımıza Allah’ı Nasıl Anlatalım, s. 13-14, Timaş Yayınları, İstanbul, 1994)
Kur’Ân-ı Kerim’deki “Her ummetin bir Peygamberi vardır.” (Yunus, 10/47) Âyeti toplumların dinsiz ve peygambersiz yaşayamayacağına işaret eder. Yine Hz. İbrahim (a.s.)’in yaratıcıyı arama ve bulmasını ifÂde eden Kur’Ân Âyetleri de (bk. 6/76-79; 21/58-67; 26/70-82) insanların dine olan ihtiyacını ve fıtratındaki manevî duygularla Allah’ı tanıyabileceğini acıkca gosteriyor.
Din duygusunun vazgecilmez bir hususiyet olduğunu gormuş olmalıdır ki, bir Yunan ahlÂkcısı olan Plutargue şunları soylemektedir: “Dunyayı dolaşınız, duvarsız, edebiyatsız, kanunsuz, servetsiz beldeler bulacaksınız, fakat mabetsiz, mabutsuz beldeler bulamayacaksınız.” Buna gore, mabet ve ma’bûda bağlılık ihtiyacı, insanlığın yaratılışında mevcut ortak bir ozellik arz etmektedir. (Mursel, Safa, Bediuzzaman Said Nursi ve Devlet Felsefesi, s. 90- 91, Yeni Asya Yayınları, İstanbul, 1980)
Toplumların dinsiz kalamayacağı hususuna dikkatimizi ceken Mehmet Akif Ersoy dinin sosyal yonden gereğinin şu mısralarında ifade eder:
“Her cemaatten beş-on dinsiz zuhur eyler, bu hal
Pek tabiîdir. Fakat ilhÂdı bir kavmin pek muhal.
Hangi millettir ki, efrÂdında yoktur hiss-i din?
En buyuk akvÂma bir bak, dîni her şeyden metîn.” (Safahat (Ucuncu kitap), Hakkın Sesleri, s. 258, 9 Mayıs 1329)
İnsan, mahiyetine bakıp duşundukce başıboşluk icinde yaşayamayacağını idrak edecektir. En dinsiz insanlar bile dine sığınmaya mecburdur. Cunku insan Âciz olduğu icin hadsiz duşman ve ihtiyacına cevap veren bir gucun himayesine sığınmaya muhtactır. Ayrıca kalbindeki ebediyet isteğini de tatmin etmek ister. İşte insanların bu arzularını tatmin eden yegÂne kudret sahibi, Allah’dır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
__________________
İnsanın dinsiz yaşaması mumkun mudur?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- İnsanın dinsiz yaşaması mumkun mudur?