
Bayram, affa uğramaktır. Bayram, gunahlardan kurtulma gunudur. Muminin bayramı, gunahlarının affedildiği gundur. İmanla olduğu gun bayramdır. Cennette Allahu teÂlÂnın ruyetine kavuştuğu ve Peygamber efendimizi gorduğu gun, muminin bayramıdır. Hakiki bayram, Rabbimizin huzuruna, yuz akıyla cıkabilmektir.
Bir bayram gunu, insanların neşeyle eğlendiklerini gore hazret-i Ali; "Gunah işlemediğimiz gun de, bizim bayramımızdır" buyurmuşlardır.
Bir kimse, DÂvud-i TÂi hazretlerinden nasihat isteyince, ona hitaben; "Dunya hayatında oruclu gibi ol. Olum geldiğinde bayram sevinci icinde ol! Halktan yırtıcı hayvandan kacar gibi kacıp kendini mesut kıl. Dilini koru. Luzumsuz şeylerden kacın. Dunya ile cok az ilgilen. Ahirete gotureceğin şeyler nispetinde dunya ile ilgilen" buyurmuştur.
Behlul-i DÂn hazretleri de şu beytleri sık sık okurlarmış:
"Bayram, yeni elbiseler giyenler icin değildir.
Ancak ilÂhi azÂptan emin olanlar icindir.
Bayram bineklere binenler icin de değildir.
Ancak hata ve isyÂnı bırakanlar icindir."
Allahu teÂlÂ, Muhammed aleyhisselamın ummetine, nice mubarek gunler, geceler ihsan etmiştir. Ramazan ve Kurban bayramları da bu ihsanın icindedir. Bunları fırsat, ganimet bilerek, Rabbimizin rızasına kavuşmayı talep etmeliyiz.
Ana-baba hayatta ise, rızasını almak icin uğraşmalıdır. Zira ana-babasını razı eden kimse icin, Cennette iki kapı acılır. Bir kimsenin ana-babası zÂlim olsalar dahi onlara karşı gelmek onlarla sert konuşmak cÂiz değildir. Ceşitli vesilelerle, onların elleri opulup, duaları alınmalı, haklarını helal ettirmelidir. Ana-babanın dualarını almak icin vesilelerden biri de bayramlardır. Bayramlarda, ana-babaya ceşitli hediyeler alıp, bayramları tebrik edilerek, hakları helal ettirilmeli ve dualarını almalıdır! Arada kırgınlıklar varsa bu vesile ile giderilmelidir. Allahu teÂl Musa aleyhisselama buyurdu ki:
(YÂ Musa, gunahlar icinde bir gunah vardır ki benim indimde cok ağır ve buyuktur. O da, ana-baba evladını cağırdığı zaman emrini dinlememesidir.)
Ana-baba, kızıp bir şey soylediği zaman onlara karşılık vermemelidir. Emrettikleri şeyleri bir an once yapıp onların duasını almalıdır. Onların uzulup beddua etmelerinden korkmalıdır. Zira atılan ok tekrar geri gelmez. Onlar hayatta iken kıymetini bilip, hayır dualarını almak lazımdır.
Soğuk bir kış gecesinde, BÂyezid-i BistÂmi hazretleri kucukken annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı. Gece yarısına doğru annesi uyandı. Cok susamıştı. Oğluna seslendi:
-Oğlum, bir bardak su verir misin?
Hemen yatağından fırlayarak su testisine baktı. Fakat icinde su yoktu. Annesine:
-Anneciğim, testide su yok ben hemen doldurup geleyim, dedi.
Koşarak dışarı cıktı. Her yer buz ile kaplıydı. Zorlukla testiyi doldurup geri dondu. Fakat, geri donene kadar annesi tekrar uyumuştu. Elinde su dolu bardak ile, annesinin baş ucunda beklemeye başladı. Hava cok soğuk olduğu icin, bir muddet sonra soğuktan titremeye başladı. Buna rağmen, bardağı bırakıp yatmadı. Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi. Nihayet, annesi, "su, su" diye mırıldanmaya başladı. Hemen, "buyur anneciğim, suyun hazır" dedi. Annesi daha ilk sozunde suyun hazır olmasını anlayamadı. Oğluna sordu:
-Oğlum ne cabuk getirdin?
-Anneciğim, daha once uyandığında, su istemiştin. O zaman su olmadığı icin, testiyi doldurmaya gittim. Geldiğimde senin daldığını gordum. Uyanmanı bekledim.
Oğlunun bu kadar sadakatli olduğuna cok sevinen annesi sevincten ağladı. Allahu teÂl kendisine boyle bir oğul ihsan ettiği icin şukretti:
-YÂ Rabbi ben oğlumdan razıyım, sen de razı ol, dedi. Annesinin duası sebebiyle, BÂyezid-i BistÂmi hazretleri, evliyalıkta yuksek derecelere kavuştu. Allahu teÂlÂnın sevgili kulu oldu.
İmanlı olup, Cehennemden en son cıkacaklar Allah yolunda olan ana-babasının İslamiyet’e uygun olan emirlerine Âsi olanlardır. Allahu teÂl Musa aleyhisselama buyurdu ki:
(YÂ Musa, ana-babasını razı eden beni razı etmiş olur. Ana babasını razı edip bana Âsi olan kimseyi dahi iyilerden sayarım. Ana-babasına Âsi olan, bana muti [itÂatkÂr] olsa bile, onu fenÂlar tarafına ilhÂk ederim.)
Rabbimizin rızasına kavuşmak icin bayramlar birer vesiledir. Kul haklarından ve gunah kirlerinden kurtularak, hakiki bayramlara kavuşmayı talep etmeliyiz. Dinimizin emirlerine uyarsak, dunyada rahat ve huzurlu oluruz. Ahirette de ebedi saadete kavuşuruz. Zira İslamiyet ilac gibidir, su gibidir. Muslumana iyi gelir, hıristiyana iyi gelmez diye bir şey yoktur. Kim kullanırsa ona iyi gelir. Cunku mevcudiyeti şifadır. Aspirini kim kullanırsa, baş ağrısına iyi gelir.
Eşrefoğlu Rumi hazretleri, sevdiklerine sık sık şu nasihati yapardı:
“Akıllılar bu dunyada şu uc şey ile meşgul olurlar. Boylece onlar, herkesin uzulduğu gun, bayram ederler: 1-Dunya seni terk etmeden sen dunyayı terk edesin. 2-Her şeyden kurtulasın. 3-Rabbinle buluşmadan, Rabbin senden razı olsun.”
Kaynak
__________________